AKP –Saray iktidarının izlediği, Ekonomik, sosyal ve siyasal politikaları tamamıyla iflas etti. Topluma sunacağı ve krizi önleyeceği bir projesi de kalmadı. Çalışan ve emekliler başta olmak üzere milyonlar iktidara güvenmiyor. Artık dikiş tutmuyor….
Toplumumuz, Cumhuriyet döneminin en bunalımlı, yoksulluk ve açlık dönemini yaşıyor. 20 yıldır uyguladıkları talan, yalan ve yandaşlarla beraber yürüttükleri soygun düzeni, ülkeyi borç batağına ve iflasa sürükledi. Hiçbir üretim mekanizması kuramayan, Cumhuriyetin kurduğu tesisleri de satan, yaptığı yüz milyarlarca dolar dış borç yüzünden çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini ipotek altına verdiler. Başta 128 milyar dolar olmak üzere hazineyi yağmaladılar. Yoksullardan alıp zenginlere aktarılan, akıl ve vicdan dışı uygulamalar getirdiler. Enflasyon ve hayat pahalılığı, döviz ve fiyatların yükselişi, kontrolden çıktı. Anayasa ve hukuk uygulanmıyor Devlet, bir kişinin aile şirketine, parti ve kişi devletine dönüştü. Kendilerini korumak için katı bir istibdat rejimi kurdular.
Saray iktidarı, yaptıklarının hesabını vermemek için, ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak istiyor. Halka sunacak bir projesi olmayan, her diktatörlük gibi AKP de, halkı düşman kamplara ayırmak, gerilim yaratmak, kışkırtmak, toplumdaki dini ve etnik kökenler gibi sinir uçlarını kaşımak, böylece tabanını bir arada tutmak istiyor. İktidar, Diyanet aracılığı ile, halkın dini ve milli duygularını siyaseten kullanıp, kışkırtarak, Cumhuriyet ile hesaplaşmaya dönüştürüyor. Anayasadaki laiklik ilkesine rağmen, Diyanet başkanı, tam bir parti militanı ve yalnız bir mezhebin tarikatları adına, eğitimden sağlığa, ekonomiden iç diş siyasete kadar fetvalar veriyor. İslam’da, teoriye aykırı olarak tam bir ruhban sınıf yarattılar.. Sekiz bakanlıktan fazla bütçesiyle, protokolde ön sıralara yükseltilip, devletin dini politikasını belirliyor. Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’e, laik cumhuriyete, iktidarın destek ve yönlendirmesiyle pervazsızca saldırıyor. Her konuda yetkili kılınan ve yasalaşan Diyanet Akademisi ile kurumsal egemenlik kuruyor. Dinci baskı yüzünden bu yasaya hayır diyen tek muhalif vekil çıkamıyor Şeriatçı söylemlere yargı dokunulmazlığı isteniyor.. Camiler , AKP’nin propaganda merkezi, Allah da propaganda malzemesi yapılıyor. Yoksul halka sabredin cennette rahat edeceksiniz telkinleri yapıyor. Mantar gibi çoğalan tarikat yurtlarında milyonlarca çocuğun beyni yıkanıyor, Cumhuriyet ve laiklik düşmanı militanlar yetiştiriliyor. Okullar, hastaneler, yurtlar, dini danışman maskesiyle tarikat ve cemaat militanları dolduruluyor. Kısaca devletin her kademesi dini esaslara göre şekilleniyor
AKP, bir ABD projesi olarak, İslamcı bir zihniyetle çalıştı. Karşımızda, Anayasa mahkemesince ‘’Laiklik karşıtı/şeriatçı akımların odak noktası olduğu’’ kararı kesinleşmiş bir iktidar partisi var, Devleti parti devletine dönüştüren AKP’nin amacı, laik cumhuriyeti yok edip, yerine, tek kişiye bağlı bir şeriat devleti kurmaktır. Partinin kendisi de, bizzat tarikat ve cemaatler koalisyonudur. Bu çabaların amacı, şeriat devletinin alt yapısı ve ideolojik temelini oluşturmaktır. Bunun için, devletin bütün imkanlarıyla, diyanet öne çıkarılmakta, dinci duygular sömürülmektedir. Türkiye toplumu, İmparatorluktan ulus devlete geçen bir toplumdur. Yurttaşları arsında birden çok inanç, dil ve etnik köken var. Laiklik, bu farklığın teminatıdır. Laikliğin ortadan kalkması, toplumun resmen parçalanması ve iç savaşın yaşanmasına yol açar. Bu durum, sadece emperyalizmin ve işbirlikçilerinin planıdır. İktidar, saltanatını sürdürmek için, buna zemin yaratıyor. Ülkesinde barış ve huzur içinde yaşamak isteyen herkes, AKP iktidarının, Türkiye’de kurmaya çalıştığı, ortaçağ yobazlığını temsil edecek olan şeriat rejimine karşı, Laik Demokratik Cumhuriyeti ve Demokrasiyi koruyup yaşatmak için, kararlılıkla mücadele etmelidir. Ülkemizin ve toplumumuzun huzuru ve refahı buna bağlıdır.09.04.2022