Şimdi lütfen bulunduğunuz yerden kalkın bir kağıt (çok küçük olmasın sığmayabilir) alın, bir de kalem (renk önemli değil J)
Kağıdı dikine önünüze koyun, ortasına kocaman bir “T” harfi çizin. “T”nin sol ucuna “+” sağ ucuna da “-“ koyun.
Bu sizin kendinize bahaneler uydurmadan, kimse ile paylaşmanıza gerek duymayacağınız bir “iç dünyanızın çalışma kağıdı” veya “Ben T”si.
Şimdi geldik en önemli yere… T’nin sol tarafına kendinizde çok beğendiğiniz yönlerinizi yazınız. (ör. Sabırlıyım, Yetenekliyim, Çok Zekiyim, Güzelim, Yakışıklıyım, İyi konuşurum…) T’nizin sağ tarafına da kendinizde beğenmediğiniz yönlerinizi yazınız. Hiç beğenmediğim yönüm yok diye kendi kendinize espri yapıyor olabilirsiniz ama siz yine de beğenmediğiniz yönlerinizi de yazınız. ( ör. Sabırsızım, Elimden hiçbir şey gelmez, Zekiyim ama akıllı hareket edemiyorum, kendi fiziğimi hiç beğenmiyorum…)
Yazdınız mı? Hayır mı? Süre sizin istediğiniz kadar kullanabilirsiniz ama yine tekrarlıyorum yapmayacağınız tek şey bahanelerinizin arkasına sığınmak. Kendinizi kandırmayınız aydınlanamazsınız. Kendini kandırmak bazen işe yarar ama burada kendimizi tanımaya çalışıyoruz ve sadece sen ve içindeki “Ben” varsınız.
Şimdi örneklemelerde bulunalım ki siz de kendi yazdıklarınıza anlam kazandırabilesiniz.
---------------------------------------------------------------------------------------
Sabırlıyım | Aceleciyim Zekiyim | Patavatsızım Yardımseverim Bencilliklerim vardırBu örnekte olduğu gibi artılarınızla eksileriniz çelişkili… Yani aceleci olurken sabırlıyım diyemezsiniz, patavatsız iseniz zekilikten bahsetmek doğru olur mu?
Bencillikle yardımseverlik biraz çelişkili değil mi?
Sizden de bunu yapmanızı ve kendi çelişkilerinizi kendinizin fark etmesini istiyorum. Tabi bu ancak kendinize ait artıları ve eksileri olabildiğince çok yazmak ve bunları dürüstlükle karşılaştırmaktan geçiyor.
“Ben T”mizdeki artılarımız bizim iyi yönlerimiz ama eksilerimiz ne olacaklar?
Eksilerimizi artılara çevirmeye çalışmalıyız. Dünyaya “Kamil İnsan” (En Mükemmel İnsan) olmaya çalışmak için geldiğimize göre, eksilerimizi artılara çevirmek öncelikli görevimiz değil midir?
“T” cetvelimizi kendinize göre periyodik olarak yeniden yazmak veya yazılanlar üzerinden düzeltmeler yapmak için tekrar elimize almalıyız. Bu 3 ay 6 ay gibi periyodlar olabilir. Size sizi anlatacak bu cetveli lütfen düzenleyiniz.
Biz buna “Kendi iç dünyamızın astronotu olmak” diyoruz.
MÜKEMMEL
Dediğimiz gibi dünyaya Kamil İnsan olmaya geldik. Bunun için de mükemmel olmaya çalışıyoruz.
Peki, sizce nedir mükemmel? Şimdi aklınıza birçok tanım gelebilir. Tanımlar içinde size en uygun olanını düşünün… Bakalım ortaya nasıl bir mükemmel tanımı çıkacak.
Sevdiğim bir sanatçının repliği ile «Mikemmel» Nedir Mükemmel? Biz miyiz? Biz her şeyin en iyisini yapıyor da yine de mükemmele ulaşamıyor muyuz?
Mükemmel sadece “mükemmeli arama çabasıdır”. Çünkü sizce o anda mükemmel olan ve ulaşmaya çalıştığınız ne ise, ona ulaştığınızda artık sizin için mükemmel o değildir. Artık ona ulaşmışsınızdır ve önünüzde ister istemez yeni bir mükemmel vardır.
Şimdi yeni mükemmelinizin peşinde koşmaya başlayacaksınız. Yani yeni bir havucunuz var.
Asıl mükemmel olan ise “mükemmele ulaşma ve mükemmeli arama çabasıdır”
DAHA İYİYİ ARAMA ÇABASI
Nedir bu çaba? Mükemmel olmak zorunda mıyız? “Olmasak da yolunda ölürüz” diyebileceğimiz bir şey midir? Olmasak olmaz mı? Neden hep bizden bir şeyler olmamız bekleniyor?
Bana her zaman arkadaşlarım, iş arkadaşlarım, eğitim verdiğim öğrencilerim, gençler hap bir tek şey söylerler :
“Elimden gelenin en iyisini yapıyorum”
Elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı zannediyor olabilirsiniz ama bu sizin gerçekten elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı gösteriyor olabilir mi?
Enine boyuna iri yarı adama gıpta ve hayranlıkla bakan ufak tefek genç…
- Ben de sizin gibi yapılı ve güçlü olsaydım, dünya ağır siklet şampiyonu olurdum…
İri yarı adam şöyle demiş…
- Peki, sizi dünya hafif siklet şampiyonluğundan alıkoyan nedir?