Asgari ücret açıklandı. 22 bin 100 TL. Bazı çevrelerce tahmin ediliyordu, az bir artışla geçiştirilecek diye. Fakat milyonlarca yurttaş böyle düşünmüyordu. Geçtiğimiz yılın emekli yılı olarak açıklandığından beri emekli yaşam mücadelesi veriyor, adeta açlıkla sınanıyor. Verilere bakıldığında neredeyse Cumhuriyet tarihi boyunca bu kadar ezildiği bir dönem yoktu. Ha keza emekçilerin durumu da ortada. Milyonlarca işsizin olduğunu da unutmak olmaz.
Elbette her kesimden tepkiler gelmeye başladı. Özellikle en fazla sayısal üyeye sahip Konfederasyon olan Türk-İş de son toplantıya çağırılmadan, apar topar o akıllara zarar bir yıllık asgari ücreti açıkladılar. Türk-İş tepki olarak bir daha asgari ücret toplantılarına katılmama kararı aldı. Bu tepki doğru bir tepki. Ancak özne Türk-İş Konfederasyonu olunca, bir samimiyet testine tabi tutmak gerekecek sanırım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu müjdeyi! verirken salonda bulunan AKP’li milletvekilleri çılgınca alkışladılar 22 bin TL asgari ücreti. İnsanın inanası gelmiyor. Vicdanınız nasıl da kabul ediyor? Bu kadar mı halktan koptunuz? Özellikle büyükşehirlerde 20 bin TL den az kiranın olmadığı düşünülürse ne yapacak bu insanlar. Bunun sosyolojik yansımalarına burada girmek istemiyorum fakat vahim sonuçlarla karşılaşacağımıza kesin gözüyle bakıyorum.
Bu şartlar altında daha önceden planlı Ankara Tandoğan Mitingi gidiyoruz. Benim de yönetici olarak bulunduğum iki DKÖ’ de 67 çağırıcı kuruluşun arasında. Yetkilendirdiğimiz arkadaşlarımız, günlerdir bu miting için çalıştılar. Gördük ki bu miting Cumhuriyet Mitingleri sonrası en kalabalık miting oldu . Özgür Özel’in sadece konuşmacı olduğu şeklinde planlanan miting, asgari ücretin açıklanmasından sonra Özgür Özel’in örgütlerine katılma çağrısı ile dev bir mitinge döndü. Yurttaşın Sesi Mitingi adıyla vatandaşın onlarca sorununa değinilecekti. Elbette konuşmacılar onlara da değindi fakat öncelikle geçim sıkıntısını iliklerine kadar hisseden vatandaşların “Geçinemiyoruz, Hükümet İstifa” sloganları Tandoğan Meydanından tüm Türkiye’ye ses oldu.
Sabahın erken saatlerinden itibaren AKM önünde örgütler kortej yapmaya başladılar. Alana 67 DKÖ Pankartlarının arkasında kitleleri ile birlikte girildi. Dakikalar ilerledikçe çevre illerden gelen yurttaşların kitleler halinde gelmeleri ile alanın nasıl da dolduğunu anlamadık bile. Kolay değil, sabah 3-4 derece, miting zamanında 7-8 derece olan dondurucu bir Ankara gününde yüzbinler oluvermişti miting alanı. Gerçekten alana gelenler çok bilinçliydi. Ellerde taşınan dövizler itina ile hazırlanmış, her biri derin mesajlar içeriyordu. Yurttaş, Ankara’dan ses vermeye başladı. Bunun devamı gelecektir, gelmelidir. İnsanca yaşama talepleri karşısında bakalım hükümet ne ses verecek? Talepler çok netti. İnsanca yaşayalım, hakça bölüşelim. Kadınları, çocukları, ağacı, suyu, sokak hayvanlarını koruyalım.. Ne acı değil mi? Ülkeme getirisi nokta kadar olan maden ruhsatlarını vererek, milyonlarca ağacımızı kesilmesine seyirci kalıyoruz. Doğamızı, yaşam alanlarımızı ve insanımızı korumak için bir arada olmalıyız. Dün gördük ki bu insanlar haklarını aramak için alanlara çıkmaya kararlılar. Sadece “Ben yoksam bir eksiğiz” dediğinizde bu iş olacaktır. Bu soğuk kış gününde alanı adeta karnaval yerine döndüren tüm yurttaşlar helal olsun size, helal olsun…