Hani derler ya bir başka İstanbul yok diye! Eklemek istiyorsak ya da acaba yok mu diye sorgulamak istiyorsak cevap çok yakınımızda” Bir başka Kuşadası da yok.”
1966’ dan beri Kuşadası’nda olanı biteni bilirim! O günden bugüne fiziksel değişimini yaz deseniz bire bir satırı kelimesine , belediye başkanlarını yaz deseler yaptıkları hizmetleriyle birlikte birebir ,hatta “Kraliçe Elizabeth” geldiğinde Kuşadası’nın en güzel İngilizce konuşanı rahmetli Sümer’in tercümanlık yaptığını bile hatırlar, Öküz Mehmet Paşa sarayının(Bugünkü Kervan Saray’ın ) eskiden Pazar yeri olduğunu, köylünün eşeklerini buraya getirip bağladığını ve Pazar yaptığını söylediklerini bile bilirim, derim ve doğruluğunu ve bildiğimi yazar çizerim!
Yaşayanlara Allah sağlık, Hakka yürüyenlere rahmet diliyorum. Çok konuşulan ve tartışılan mevzuları, kişileri ve koltuk sahiplerinin başarılarını ve başarısızlıklarını da bilirim! Hatta toprak sahada (Bugün engelli yaşamlılara yaşam merkezi yapılacağı söyleniyor ya orada Kuşadası Sporun ilk haliyle maçlarını da yaptığını hatırlar bazı isimleri sayabilirim!
Bunca sözden sonra ben şahsım olarak Kuşadası’nın nereden nereye geldiğini yaşadım ve gördüm! Elim kalem tutuyor, dilim kelam ediyor, doğru ama sadece doğruları söylemeyi, savunmayı ve direnmeyi ikrarım gereği yapmayı yaşadığım sürece yapmayı boynuma asılmış ferman gibi bilirim!
Ömer başkan; basına ve basın mensuplarına, içinizde ki yanlış yazan ve çizenleri, neması neredeyse orada bulunup, hatta meslekten bile olmayıp eline kalemi alıp doğruyu yazmayı beceremeyenleri, işleri sadece karalamaktan öteye gitmeyen, neması bitince de ben artık filan kesin tarafında değilim diyecek kadar küçülenleri temizleyin diyordu başkan! Haklı mıydı, haklıydı! Haksızlıkları ve haklılıkları iki ayrı yere koyacak Gazeteciler cemiyeti ve cemiyetleri bir şeyler yapamıyordu! Çünkü onları kendi içlerinde çarpıştırmayı yeğleyen, ayrıştıran ve yandaş yapan bir sistemle karşı karşıyayız! Statü yasasını çıkarın doğru ve ilkeli haberlerle memleket ve millet adına hizmetlerini dördüncü güç olarak yapsınlar gazeteciler, koruyun ve yaşamaları için kaynaklarınızı kullanın çoluk ve çocukları var diyoruz, aç kalıp yok olmaları için her türlü kanunu çıkarıp, bir yere yandaş olmalarını sağlamak için varsınız diyoruz hayır değiliz diyorsunuz ya ısrarlarda diyorsunuz!
Ömer Günel ne yapsın? Ekonomik sıkıntılar içinde yok olmalarını isteyen bir sistem ve verilen yardımın neredeyse bazen yüzde kırkını kesen bir sistem, bir yandan da PANDEMİ denilen illet!
Nefes alamayan esnaf ve Belediye ye borcunu ödemeyi bir tarafa, yapılandırmayla milyonlarca borcu belediye ye ödeyemez durumda olan esnaf, diğer taraftan ahbap çavuş ilişkileriyle şişirilmiş belediye kadroları, eli çizim yapamayacak kalemlerle oturmuş onlarca Mühendisler…Ömer Günel ne yapsın, bunca sorun arasında çehresini değiştirmeye çalıştığı “bir İstanbul yok bir de başka Kuşadası” dedirtmek için çabalayarak yapmaya çalıştığı önce Kuşadası sloganıyla hizmet ve hizmetler!
Bazen insanın kardeşi bile acımasız oluyor, işte o zaman hizmet aşkıyla çabalayanın canı yanıyor!
Kuşadası bir turizm kenti ve tüm yatırımlar bu yönde olmalı anlayışına sıkı sıkıya sarılmış Ömer Günel! Sözü ve sohbeti ortada, söylenmesi gereken sözü ortaya koyuyor! Doğru neyse o diyor! Aksini bilen varsa gazeteme belgeleriyle koysunlar ifşa edeyim!
Bir karış boş toprak bulsa orya bir şeyler yapıp Kuşadası’nın turizmine katkı koymaya çalışıyor!
Ama muhalifler yani başarıyı değil, başarısızlıklar olsun diye dualar eden ulemalar; bir başka firmanın çalışmalarından kaynaklandığı söylenen kanalizasyon patlamasını bir gün gibi kısa bir sürede onaran Kuşadası ve Aydın Büyük Şehir Belediyesinin başarılı çalışmalarını bir tarafa itip,” Kuşadası sahilinde denize girilmez artık” pozisyonuna sokup, yazın içinde Kuşadası’nı boşaltmaya çalışan sözde muhalif guruplar! Olmadı videolar bulup işi şantajcılık olan sivri ama sözde gazetecilik yaptığını sanan sıkılmaz karaktere aba altından sopa göstersin diye fırsat tanıyanlar!
Tarzını beğenmeye bilirisiniz, başarısını hazmetmeye bilirsiniz ama ben dahil hepimiz Kuşadası’nda yaşıyoruz! Hepimizin hataları ve günahları da olabilir ama biz bugünün Kuşadası’nı nereye taşıya biliriz hesabını yaparak, değerlerinin üzerine değer katarak ilerletmeye ve marka yapmaya çalışalım! Çalışanın arkasında olalım yetmedi bir daha seçelim! Partisi önemli mi sizce, yaptıkları bizi ilgilendirsin! Bakın açık açık yazıyorum taraf olduğum filan yok! Ömer Günel’in sadece saygısını görmüş bir gazete sahibi olarak çayını içmenin dışında bir alışverişim de yok! Varsa ve bilen varsa da yazın özür dileyeyim! Ama bırakalım çalışsın, destekleyelim daha fazlasını yapsın! Yarın burada bizim torunlarımız bizim insanımız yaşayacak, kültürel dokusuyla dünya ya, turizmdeki başarısıyla dünya Kuşadası’nı konuşsun sloganının gerçekliliğine erişsin! Akıllı, ne yaptığını bilen yıllara sair Kuşadası’nı ilgilendiren ve yakışanı yapan bir başkan olarak hizmet vermeye çalışıyor! Zorlukları yenecek ve yenecek gücü vermeliyiz! İz bırakan çalışmalara projeler, ortak projeler üreterek Büyük Şehir Belediyesiyle sıfır sorun ve sıfır kompleks yapısıyla çalışıp, bugüne kadar onlarca hizmeti getirdiler, bu kente bu yönüyle bile konuşulacak birlikte uyumlu çalışma ruhunun ne kadar önemli olduğunu ve doğruluğunu göstermiyor mu? Kuşadası ekonomik ve sosyal belediyecilik açısından bu bölgeye çok şey kazandıracak güçtedir!
Ömer Günel ne yapsın sorusunun cevabı kendimizdedir…