Yörük Efe Gazetesi ®️ | Aydın Haberler
2022-07-03 11:13:52

CANIMA TEN DEĞDİ,TENİMDE ATEŞ UYANDI

Erdal Demir

erdaldemir_1957@hotmail.com 03 Temmuz 2022, 11:13

unutmayacağız, zira hatırlamak unutanların kaderidir....

“Ateş utandı, Yakanlar ve yaktıranlar utanmadı…”

Bilindiği üzere halk edebiyatının ve Alevi öğretisinin en güçlü temsilcilerinden biri olan Pir Sultan Abdal’ın kendi memleketi Sivas’ta heykeliyle de yaşaması, 1993’ün 2 Temmuz’unda 35 Can’ın diri diri yakılması ile engellenmiştir.

Pir Sultan gerici- dinciler için Allah’ın yoluna girmeyen bir ‘’sapkın’’ resmi ideoloji için tebaa olmayı reddeden bir ‘’bozguncu’’ idi. Bu nedenledir ki bu tarihsel şahsiyetin kendi memleketine heykelinin dikilmesi, tüm dünyaya yanmış insan kokusu koklatmanın acizliğini sahiplenmek pahasına engellenmiştir. İnsanlıktan uzak, gözü dönmüş, şeriatçı yobaz güruhunun “Şanlı Sivas Kıyamı” olarak adlandırdığı bu insanlık trajedisi tarihin sayfalarına Madımak katliamı olarak yazıldı. Madımak katliamı Alevileri olduğu kadar tüm demokrasiden, aydınlıktan, insanlıktan ve laiklikten yana olan herkesi derinden yaralamıştır.

Alevi öğretisinin büyük temsilcilerinden Pir Sultan, Anadolu’da insanlığın farklılıklarıyla yaşama hakkının tarihsel sembolü olmuş, bu ise tek kültürlü ve tek kimlikli bir coğrafya yaratmak isteyen devlet aklını rahatsız etmiştir. Ne yazık ki bu sebeple, insanlığın özgürlüğüne hizmet etmiş Alevi öğretisini asimile etmeye çalışan, beceremediği durumda da acınası figüranlarını kullanarak kan döken gelenek 2 Temmuz 1993 de kendini tekrarlamıştır.

Bu tekrar sonrası insan öldürerek cennete gideceğini düşünebilecek kadar acınası durumda olan birkaç figüran tutuklanmış, olayın gerçek failleri ise örtbas edilmiştir.

2011 yılı itibariyle Sivas’ın katillerinden altısı için devletin savcısı cezalarının zaman aşımı dolayısıyla düşürülmesini istemiştir. Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk değerleri açık bir dille insanlık suçlarının zaman aşımına uğramayacağını ortaya koymuştur. Bugün karşılaştığımız zaman aşımı sorunun sebebi ise Sivas’ın devlet tarafından sıradan bir olaymış gibi değerlendirilmesidir. İnsanlık onuruna sahip çıkmamak konusunda direnç göstermesidir. Sorun toplumsal belleği yok ederek olayları ve failleri örtbas etme geleneğinin devamının sağlaması direncidir.

Fransa’da yaşayan sanık Cafer ERÇAKMAK ve Almanya da yaşayan Muhammed Nuh KILIÇ ‘ın yakalanmaları ve yargılanmaları için mahkemenin ve devletin hiçbir girişimde bulunmaması da bunun açık kanıtıdır.

Tam da bu sebeple bu anlayış tarzınca, 4 Eylül 1978 Sivas, 19 Aralık 1978 Maraş, 3 Temmuz 1980 Çorum Katliamları unutturulmuş, acıları dillendirmenin, toplumu ayrıştırmaya sebep olacağı düşüncesi, Türkiye Halkına empoze edilmiştir. Netice itibariyle bu anlayış toplumsal düşünceye hakim olmuş, 4 Eylül 1978 Sivas, 19 Aralık Maraş, 3 Temmuz Çorum olayların da halk ayrışmayalım diye katledilenleri unutmuş sahip çıkmamış, katilleri ile unutmuş olmanın rahatlığı ile, neden diye sorma gereği bile duymadan bugüne kadar birlikte yaşamıştır.

Bizler Alevi öğretisinin temsilcileri ve Türkiye demokrasi güçleri olarak diyoruz ki! Artık yaşananları unutmanın yeni ölümlere gebe ortamlar yaratmak olduğunu bilmekteyiz. Katliamlara dur demenin yolunun, tarihi canlı tutmaktan, acılarına sahip çıkmaktan, kendi gerçeğini devlet aklına kabul ettirmekten geçtiğini bilmekteyiz.

Bu kabulün ise 35 insanın diri diri yakıldığı Madımak Otelinin ‘’UTANÇ MÜZESİ’’ olmasından geçtiğini söylemekteyiz. Bu müze insanlık onurunun, farklılıklarıyla yaşama hakkının , tahammül anlayışının sembolü olacaktır.

Devlet akılının tek kimlikli ve kültürlü bakış açısının, demokrasiye ve özgürlüğe evirildiğinin belirtisi olacaktır.

Katliamı yapanlara yaptıklarının yanına kar kalmadığını, 35 canımızın nezdinde yok edilmeye çalışılan düşüncemizin Hakka yürüyen canlarımızın anısında yaşatıldığını gösterecektir. Bu ise katillere düşüncelerin insanları öldürerek yok edilmeyeceğini gösterecektir.

Evet UNUTMAYACAĞIZ. ZİRA HATIRLATILMAK UNUTANLARIN KADERİDİR.

ATEŞTE SEMAHA DURANLAR İÇİN

Ateş vardı. Can vardı. Canlar vardı.

Yangın ve Ölüm vardı.

Onlar ateşte semaha durdular.

Benim Kabem insandır diyerek

Dost senin derdinden

Ben yana yana

Ali Ali Ali

Ben yana yana diyerek

Canlar katledildiler

2'Temmuz'da

Madımak'ta, Sivas'ta

Öldüler!

Canlar "ölümü güzel kıldılar."

Dün Maraş’ta bugün Sivas'ta.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.