Osmanlı son dönemlerini parlamenter sistemle tamamlarken, yeni Türkiye; parlamenter sistemini, yüz yıla varan bir anlayışla yaşatıyor. Sonrasında zamanında sivilleştirilemeyen rejimin sorunları giderilmeden, parlamenter sistemi yok sayan bir yönetim ile bu süreç içinde olmak şaşkınlıktır!
Hantal bir parlamenter sistemin dişlilerini düzeltmek, sistemi sivilleştirmek, sıkışıldığında askere darbe için davetiye götürmemek; parlamentonun dinamik bir yapıya ulaştırılması ile mümkündür. Bu yapılamamışsa, suçu parlamenter sistemde değil, o sistemin içini dolduracak parlamenterlerin kalitesini yükseltecek seçim kanunlarının düzenlenmesinde aramak gerekir. Yüzyıllık süreçte de sivilleştirilemeyen parlamento, hantal ve yetersiz siyasi kimliklerin TBMM’nin çatısı altında toplanmasından kaynaklanmaktadır. Bu parlamenter kadronun DEMOKRASİ ’ye çektirdiği zulmün sonuçları ve tablosu ortadadır!
Bugünün sistemini, başkanlık sistemi ile götürmeye çalışan tek adamlı yönetimin kararlarını ancak uzaktan izlemek zorunda kalan bu parlamento, kendisini müflis olarak kabul etmemesi ve başkanlık sistemini analiz edememesini şaşkınlıkla izlemekteyiz.
TBMM çatısı altında milleti temsil eden parlamento; “Biz beceremiyoruz, siz gelin buyurun” vebali büyük ve ağır milletten aldığı görevi kendi elleriyle tek adam rejimine teslim edenler bugün bu tek adam rejimi sistemi ile siz götürün lafının ağırlığının altında ezildiklerini görmekteyiz. Her gün deneme yanılma yöntemiyle yürütülen bu sistemin dişlilerinin kırıldığının görüyoruz.
Bugünlerde “Hodri meydan “ kelimesinin, 2023 yılında başaracağız oyalamacasının millette karşılık görmediğini, ekonomik ve sosyal kavramlarda milletin ve kurumların çekilmez sonuçlarla ezildiğini gören parlamento, hala eli kolu bağlı ve tek noktadan yönetilmekten medet umduklarını görmek geleceği karanlık duygularla beklemekten başka şey değildir! İradenin yani milli iradenin yönetime yansıması, ancak parlamento çatısında altında yürütmenin, milletin iradesi ile olacağı gerçeği, millet iradesinde yer almışken, sistemin hala parlamento içerisinde yaşatılmaya çalışılması endişe vericidir!
Başkanlık yâda ne olduğu belli olmayan, daha uyum yasalarını bile hayata geçirmemiş, beş yıllık kalkınma planını hazırlayamamış sistemin başında ki liderin hoş görü diliyle milletine hitap etmesini ve 2023 tarihinde yeniden yetki isteyerek, yeni ve liderliğe soyunmuş Türkiye’yi beklemek hayalcilikten öte bir şey değildir!
Bu günkü sistemden medet ummak ve geleceği bu sistem ile temin etmek umudu; hangi akademik yapıyla, ekonomik güçle ve sosyal devlet yapısı ile bekleye bilirsiniz? Bu sistemi algılayacak bir toplum yapısı mı oluşturdunuz ya da bu toplum yapısını oluşturacak kalıcı bir eğitim sisteminiz mi var ki toplum bilinç yapısı bunu algılasın ve sindirsin! Bizim toplum yapımız, “Uygula gör ya da uygula yanıl düzelt” anlayışı içinden çıkacak sonuçlarla oyalanmaktadır!
Bakın Türkiye'nin ihtiyacı olan şeyler unutulmamalıdır ki;
-Eğitim devrimi ve zorunlu eğitimin baskıcı ve din eksenli yönlendirici bir sistemden ve onun şemsiyesinin altından çıkarılması.
-Evrensel değerleri ve anayasanın temel ilklerini kabullenen, sivilleştirişi ve özgürleştirici, devletin hantallığını yok eden, temel hak ve özgürlükleri esas alan bir hukuk yapılanmasının olduğu yeni bir anayasa yapmak!
-Yürütmede Parlamenter sistem esas alınarak genişletilmiş iradenin kullanım alanlarının parlamenter sisteme özgün bir hale getirilmesi!
-Başkanlık siteminden değil temelini halkın iradesinden alan bir TBMM de yürütmede esas anayasanın gücünü aldığı; Cumhuriyet, Demokrasi ve vazgeçilmezi olan Laik sistemin devletin güvencesinde olmasını sağlamak.
-Milletin iradesini esas alan sistemin bir tek kişinin dudaklarının arasına sıkıştıran anlayışın kendisine gelerek, özlük hakları kendilerinde milletin iradesi ile verilmiş parlamenter sistemin savunuculuğunu yapan bir meclisin oluşması için, partili Cumhurbaşkanı gidişatının önüne geçilmesi. Yeni anayasa ile siyasi parti ve liderlerinin seçim yasasında ki adaletsizliğinin önüne geçecek, tabanı esas alacak kanunların hükmü yetkisinin oluşturulmasını sağlamak ve güvence altına almak.
Esas olan budur, fabrika ayarlarına böyle dönülür.