Aleviler için kutsal Muharrem ayının birinci günü, Ankara’da bazı cemevi ve derneklere yönelik organize saldırıların ardından, toplumda uyanan infial ve asıl seçimin yaklaşıyor olması nedeniyle, her olaydan oy çıkarma gayreti içindeki AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, pek de sürpriz olmayan bir kararla “Aşure gününde” Mamak’taki Hüseyin Gazi Türbesi ve Cemevi’ni ziyaret etti…
Bu ziyaret, “Alevi açılımı” tartışmasını yeniden başlattı!
Hatırlayacaksınız; 20 yıllık AKP iktidarının Cumhuriyet’le kavgasındaki gerçek yüzü, 22 Temmuz 2007’de yapılan seçim sonrasında ortaya çıkmıştı…
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den sonra Abdullah Gül’ün seçiminde Gül’ün aldığı 357 oy, Anayasa gereği 367‘yi bulmadığı gerekçesiyle AYM tarafından iptal edilmişti. Bu durum müthiş bir Anayasa tartışması başlatmıştı…
Oysa, “Tartışmanın nedeniyle özü arasında fark vardı!”
Nedeni Cumhurbaşkanı seçimi gibi görülse de özü, Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyetin temel ilkeleriyle AKP’nin kavgasıydı!
AKP, erken seçim kararı aldı!
Seçim süreci başlatılırken eş zamanlı olarak da “Cumhurbaşkanının Halk tarafından seçilmesi” düzenlemesi yapıldı!
Tüm ilgisini seçime çevirmiş olan Türkiye, otoriterliğin ilk adımı olan Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi oyununun farkına varamadı!
Böylece, Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu kara dönem başlatıldı!
AKP’nin yüzde 46,58’le TBMM’ye girmesi ve Bülent Arınç’ın “İlk defa bir Müslüman Cumhurbaşkanı” olacak sözleriyle, laik demokratik sosyal ve hukuk Devleti için kuşkular yaratan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi, Türkiye’deki tüm dengeleri ve siyaset yapma biçimini değiştirdi!
Hem muhalefet hem iktidar hem de asker /sivil bürokrasinin yani devlet yapısının değişmesine yol açtı...
Şimdi Türkiye, emperyalistlerin desteklediği “Radikal İslam” baskısı altında yeni bir maceraya doğru yol almakta!
Anayasa Mahkemesi’ne; “AKP’nin laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği gerekçesiyle” açılan davanın para cezasıyla sonuçlanması, partiyi rahatlattı.
Ancak toplumu da sakinleştirmek gerekiyordu!
22 Temmuz 2007 seçimlerinde sosyal demokrat ve Alevi kökenli isimlere milletvekili listesinde yer veren AKP, Alevi açılımıyla halkın bir bölümüne şirin gözükmeye çalıştı! Zamanla, AKP’nin radikal kanadının İslami ve tarikatlar koalisyonunun dayatmasıyla, “Cemevleri cümbüş yeridir” anlayışı ayyuka çıktı ve “Alevi sorununun çözümü” için atılmış olan adımdan vazgeçildi!
Önümüzde seçim var!
Yine aynı samimiyetsizlik, yine halkı aldatan yalanlar ve toplumu yönlendirme çabaları karşımızda!
20 yıl sonra Hüseyin Gazi Dergâhını ziyaret eden Erdoğan, yine iktidarında ilk kez “Hacı Bektaşi Veli Anma” törenlerine katıldı…
Öncelikle belirtilmesi gereken önemli nokta; Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak Ülkemizdeki Alevilerin değerlerine saygı göstererek Cemevlerine gitmesi anlamlı bir adımdır!
Gidişi ve oradaki duruşundaki samimiyetin sorgulanması bir yana, bugüne kadar dışladığı ve acımasızca saldırdığı toplumun dergâhına kadar gelmesi, bazı kusurlarının şimdilik tartışılmasını engelleyebilir. Ancak, Alevilere ve değerlerine saygı sınırlarına sığmayan sözlerinin bağışlanmasını sağlayamaz!
Aslında bu gelişmelere “Alevi örgütleri”nin nasıl baktığını örgüt yetkililerinin ağzından dinlemek gerekir!
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Başkanı Cuma Erçe “Erdoğan’ın ziyaretine ilişkin kendilerine bir davet gelmediğini belirtirken, Alevi kurumlarını muhatap kabul edip masaya oturan, sorunlarını ve taleplerini konuşulduğu bir iletişimi doğru bulduklarını” söylüyor.
“Ama Alevileri kendi içinde bölen, parçalayan, kendi Alevilerini yaratmaya çalışan, fitne sokmaya çalışan yaklaşımları da samimiyetten uzak bulur ve tehlikeli görürüz” diyor!
“Çok sayıda Alevi kurumu ve çatı örgütü varken, bunlardan sadece birini belirleyip, kendi istedikleri isimlerde toplantı yapılmasını,10 Muharrem gibi kutsalımızı siyasi malzemeye dönüştürülmesini kesinlikle bunu doğru bulmayız, art niyetli buluruz.
Cemevlerine cümbüşevi diyen zihniyetin bugün Cem evlerimize, derneklerimize kurumlarımıza adeta devletin yetkililerini seferber etmelerinin de bir amaca hizmet ettiği düşüncesindeyiz…” diyerek Alevi örgütlerinin samimi duygularını dile getiriyor!
BBC Türkçe ’ye konuşan Hüseyin Gazi Derneği Yönetim Kurulu üyesi Fevzi Gümüş, vakıf ve derneğin aynı adreste bulunduğunu, cemevi, yemekhane ve türbeyi barındıran mekânın Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiralanarak hizmet verdiğini ifade ederek; “Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu alanı iktidara yakın Alevi İnanç Birliği Vakfı’na tahsis etmek istemesi üzerine dava açtıklarını, bunun üzerine İçişleri Bakanı Soylu’nun danışmanı Arif Ali Özzeybek’in devreye girerek, kendi üzerlerine tahsis ettiğini” söylüyor!
Ve ekliyor; “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamı her yeri ziyaret edebilir. Ancak bu ziyaretin dayatma şeklinde olmaması beklenir. Dayatma ziyaret sırasında ismi anılan dört vakıf yöneticisi dışında kimsenin ziyarette bulunamayacağını da içeriyor. Bu şekilde oldubitti ile gerçekleştirilen dayatmacı bir ziyaret kabul edilemez” diyor…
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan ise; “Erdoğan’ın Hüseyin Gazi Dergahına yapacağı ziyareti kendilerinin de medyadan öğrendiğini ve davet edilmediklerini” söylüyor!
“Biz cumhurbaşkanı ile de bakanlarla da görüşmek isteriz. Çünkü taleplerimiz Anayasal düzenleme isteyen talepler. Bütün bunları görmezden gelip bir dergâh üzerinden tartışmaya girilmesini samimi görmüyoruz.
Hüseyin Gazi Dergâhı, Alevilerin dede ocağı, bir pir ocağı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, orayı işgal etmiş. Hüseyin Gazi Derneği ile vakıf orada kiracı. Ülkenin öncelikle bu utançtan kurtulması lazım” sözleriyle tepkisini dile getiriyor!
Bu sefer de “açılım” samimi bulunmadı!
Alevileri aldatmak mümkün değil!