Et, süt ürünleri, meyve ve sebzeye yapılan zamlar, yurttaşın alım gücünü zorladığı gibi gerçek anlamda beslenmesini de imkansızlaştırıyor… İnsanlarımız pandemi sırasında yanlış uygulanan tarım politikalarının Türkiye için yakın bir tehlike oluşturduğunu farkettiler!
Neden tarımsal ürünler pahalı? Neden açlıkla karşı karşıyayız?
Zam rekorları kıran tarımsal ürünleri tüketici alamazken, neden üretici iflas ediyor?
Bu soruların yanıtlarının kendileri için hayati önem taşıdığını şimdi anladılar!
*** 18 yıllık iktidarın gözden çıkardığı ve bilinçli olarak kötüleştirdiği tarım sektörünün içinde bulunduğu durum, açlıkla karşı karşıya olmamızın tek sebebi...
Bu iktidar zamanında Türkiye, kendi topraklarımızda üretmek, üreticiyi desteklemek yerine 129 ülkeden 159 ürün ithal etmeyi tercih etti…
Tarım sektörünün bilinçli olarak ötelenmesi sonucu, 2002 yılında tarımsal faaliyet gösteren 2 milyon 588 bin olan çiftçi sayısının 2020’de 2 milyon kişiye düşmesine neden oldu! Ve AKP döneminde alan tarım dışı bırakıldı!” *** Oysa Türkiye, tarımsal üretim potansiyeli en zengin olan ülkedir...
Bu gerçek, Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) 2019’da yayınladığı araştırmasında açıkça görülüyor… Prof. Dr. Hafiz Muminjanov ve Prof. Dr. Alptekin Karagöz’ün editörlüğünde; “Türkiye’nin Biyoçeşitliliği: Genetik Kaynakların Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Sistemlerine Katkısı” başlıklı araştırma raporu tarımsal zenginliğimizi ortaya koyuyor! Rapor; “… Dünyadaki yedi biyo-coğrafi bölgeden üçü olan Akdeniz, Avrupa- Sibirya ve İran-Turan bölgeleri elementleri Türkiye’de bulunmaktadır. Her biyo-coğrafya bölgesi kendine has eşsiz ekosistemler barındırmaktadır.
Türkiye, kıtalar arasında köprü durumunda olması nedeniyle iklimi ve coğrafi özellikleri kısa mesafelerde değişmektedir. Bunun sonucu olarak Türkiye, ev sahipliği yaptığı orman, dağ, bozkır, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemleri, bunların farklı biçimleri ve kombinasyonları ile biyolojik çeşitlilik bakımından küçük bir kıta karakterindedir.” Diye başlıyor! Devamla; “Bu olağanüstü ekosistem ve habitat çeşitliliği, önemli tür çeşitliliğini de barındırmaktadır.
Türkiye, bünyesindeki 167 familya, 1320 cins ve 9 bin 996 tür ile bitki türlerinin çeşitliliği bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Bitki genetik kaynakları bakımından Türkiye, iki önemli gen merkezi olan Akdeniz ve Yakın Doğu’nun kesiştiği noktada yer almaktadır.
Her iki gen merkezi de keten, soğan ve sarımsak, arpa, buğday, yulaf, nohut, mercimek, bezelye, şeker pancarı, üzüm, badem, kiraz ve erik gibi tarla ve bahçe bitkilerinin ortaya çıkmasında kilit bir role sahiptir. Kazdağları, genetik çeşitlilik açısından ülkenin en önemli noktalarından biridir” diyor.
*** Ve ekliyor; “Türkiye, fındık ve incir üretimi bakımından dünyada açık ara birinci, kavun, pırasa, kiraz ve vişne yetiştiriciliğinde ikinci, baharatlar, biber, çilek, kestane, nohut, Antep fıstığı, ceviz, fiğ, mercimek, taze fasulye, havuç, karpuz, sofralık üzüm ,domates ve bal üretimi bakımından da üçüncü sırada yer almaktadır.” *** Görüldüğü gibi bulunduğumuz coğrafya, tüm dünya ülkelerini imrendiren bir şansı Türkiye’ye veriyor.
Pek çok üründe dünya üretiminde söz sahibiyken, tarımdan zenginlik üretmek yerine, başka ülkelerin çiftçilerini destekleyen ithalatçı politikaları uygulamak en hafif tabirle ülkeye ve yurttaşlarımıza ihanettir.
Bu bulunmaz coğrafi konumu ve tarım için uygun iklimi üretime dönüştürmemek, çiftçiyi yoksul ve yurttaşı açlıkla karşı karşıya bırakmak, hangi akla ve kime hizmet etmektedir?
Yanıtı siz verin!
*** Türkiye ivedilikle tarım reformunu yapmalı, çiftçiyi üreten konuma getirmeli, ihtiyaç duyulan her sorununu acilen çözmelidir.
Üretimden tüketime giden süreci çiftçi ve tüketici lehine çevirmelidir.
Çiftçinin su, akaryakıt, tohum, ilaç, gübre ve pazarlama sorunları çözmelidir.
Bu nedenle üretici birlikleri işlevsel hale getirilmeli, Tarım Bakanlığı tohum, tarımsal araştırma, yönlendirme ve üretme konularında tam bir kamu anlayışıyla görev yapmalıdır!
Üretim finansmanı düşük faizle verilmeli, ürün fiyatı önceden alım garantili olarak belirlenmeli, lojistik ve tarımsal pazarlama kanalları düzenlenmelidir…
Biliniz ki, aç olan seçmen iktidarı devirir!
AÇ OLAN SEÇMEN İKTİDARI DEVİRİR!
Paylaş