Günlerimiz hazan, gecelerimiz kâbus, gözlerimiz karanlık, yüreklerimiz taş gibi. Karanlık sularda bata çıka ilerliyoruz ama yolun sonu bulunmuyor. Bir çok filme konu olmuş Meksika - ABD sınırını geçmeye çalışan kaçaklar gibiyiz. Tehlikeli, ölüm kokan tüneller, geçitler. Rehberimiz satmış, şoför yarı yolda bırakıp kaçmış. Can pazarı yaşanıyor ıssızlıklarda. Amansız uzayan patikalar ve ormanda kayboluş. Bu yazdıklarım hazan günlerindeki ruh hâlimi tasvir ediyor. Covid salgını, depremler, ekonomik bitiş, ibo show, mafya bozuntusu, en büyük metropolün belediye başkanına açılan bizzat soruşturma, cehalet dili, salgından ölüm sayılarını gizleme, 280 bin adet satılan koronasavar muska, dualar ve selalarla salgın önleme girişimleri. Ortaçağ'da Veba salgınında da din adamları sürekli dua ederlermiş ama Avrupa'nın yarı nüfusunu silip süpürmüş salgın. Hazan Kasım'la tamamen özdeş oldu. Kuru yapraklar, üşüten yağmur, öfkeli ve kaygılı yüzler, bir dönemin kapanışı ve umutsuzluklar. Avusturyalı Psikanalist ve bilim insanı Wilhelm Reich, yaşam enerjisinin renginin mavi olduğu tezini bilimsel yöntemlerle ortaya atmıştır. Sağlıklı alyuvarların çevresinde koyu mavi ışık çemberi olduğunu gözlemlemiş ve mavi renk ile yaşam enerjisinin özdeş olduğu sonucuna varmıştır. Yeşil bitkinin sarardığında, mavi olan yaşamın ayrışması sonucu sarıya dönüştüğünü kanıt olarak göstermiştir. Hakikaten yeşil renk sarı ile mavi karışımından oluşur. Hayatımızdan mavi eksildi ve sarıya döndü hazanda. Yapraklar sarardı, kurudu ve döküldü. Denize düşen mafyaya sarılır diyelim ve Nazım'dan bu şiiri paylaşalım yine: Güzel günler göreceğiz çocuklar Güneşli günler göreceğiz. Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar Işıklı maviliklere süreceğiz…
