Yandık hem de cayır cayır… Yüreğimiz, ciğerimiz, nefesimiz yandı ve kül oldu. Canlılar o alevlerin içinde nasıl can verdi kim bilir… Yıllardır yeşili seviniz katletmeyiniz diye diye dilimde tüy bitti. Yok!! Biz felaketlerden ders çıkarmayı halen daha bilmeyen bir toplumuz. Başımıza gelen onca afeti göz göre göre yaşarız ve sonrasında birkaç gün ağlarız sonuçta da unutur gideriz. Dikkat ve tedbir yönünde henüz bir bilinç oturmuş değil. Bu çok acı maalesef… Kayıplarımız giderek büyüyor.
Şimdi gelelim ülkemizin ciğerine bu ateşle acı saran nedenleri nereye taşıyacağımıza… Kendinizin akciğerlerine karaya buladığınız sigarayı, camdan attığınızda ülke insanının akciğerlerine duman pompaladığınızın ve dikkatsizliğinizin neye yol açtığını bir kez daha gösterdiniz belki de. Ama yeşilin yerine kap kara bir doğayı görmeyi nasıl içinize sindireceksiniz merak ediyorum!! Ya da milyonlarca dolarları cebe indirme adına, maviyi süsleyen yeşili yok edip, oteller dikmek uğruna mı doğayı katletmekten zevk alıyorsunuz merak ediyorum…
Ayrıca ülkemizin bütün güzelliklerini içten ve dıştan yok etmeye çalışan hainlerin, ellerini kollarını sallayarak doğayı ateşe vermesi ise başka bir kahreden nedendir ki bu en çok can acıtanı belki de… Bu coğrafyayı yerle bir etmek için her türlü hainliği yapanların akıbeti çok vahim olacaktır buna eminim. Göz göre göre bu eşsiz ülkemizi ve ciğerimizi yakan, yangına sebep olanları nefretle kınıyorum. Düşmanlara geçit yok.
Değinmek istediğim önemli bir hususta ;ülkemizde yaşanan deprem felaketi için alınan tedbirler ne kadar önemli ise ülkemizin zenginlik kaynağı ve nefesi olan ormanlarımız için alınan ya da alınacak olan tedbirler bir o kadar önem taşımaktadır. Bunu lütfen göz ardı etmeyelim.