2022 yılını bitirdik bitireceğiz derken, felaketle yılı tamamladık. Nazilli’de yaşanan facia hepimizin yüreklerini dağladı bizleri perişan etti. Ardı arkası kesilmeyen vukuatlar ile girişi yaptık 2023 yılına.
Hep bir umut hep bir bekleyiş içinde seneyi devralırken, başlangıç çok da iyi olmadı. Asanlar, kesenler, ölümler, kazalar, iş kazaları peş peşe sıralandı. Üzgünüz…. Niye üzülmek zorunda bırakılıyoruz. Niçin gerekli tedbirlerden uzak bir işleyiş içindeyiz. İnsan ve insan hayatının hiçbir şeyden üstün olmadığına ne zaman kanaat getireceğiz bu da muamma….
Toplum bir sosyo-ekonomik bir bunalım içinde. Devletin yeni yılda yapmış olduğu zam oranları ve maaşlara işleyen zam oranları ne kadar doğru orantıda bu biraz düşündürücü. Sürpriz olarak nitelendirilen bu oranların vatandaş üzerindeki işlevi ne kadar tatmin edici? Ekmeğin 5 lira olduğu 2023 yılında çok nüfuslu ailelerin ceplerine giren asgari ücret oranı yeterli mi ……? Hükümetin belirlediği rakamlara mutlaka şükür eden de vardır buna itirazım yok fakat belirlenen enflasyon oranlarını toplumdaki bireylerin yaşam standartlarının iyileştirilmesi üzerindeki etkisi de tartışmaya açık. Asgari ücrete ve emekli maaşlarına yapılan zamların toplumsal refahı sağlamadaki katkısını 2023 yılında göreceğiz.
Seçim furyası etkisini gösterirken ve seçim hazırlığı son hızla devam ederken tüm siyasi partilerin bu oluşum içinde kendi çıkarlarını ön planda tutmaksızın siyasi kimliğinin gerekliliklerini icra etmesi tek temennim. Uzun yıllardır yaşanılan ve vatandaşı seçime yakın bir zaman içinde hatırlayan bir siyasi takvim süreci yaşadık. Zamların, geçim derdinin içinde cebelleşen yurdum vatandaşı seçimi değil de cebini düşünür duruma geldi. Mutlak bu ekonomik buhran sona erecektir, mutlak yaşam standartlarının yüksek olduğu bir dönem yaşanacaktır fakat 2023 yılına pek de iç açıcı başlamadık. Halkın huzursuzluğu bir çok kötü olayları da beraberinde getirdi üzülerek söylüyorum.