Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeline dönüştükten sonra, parlamenter sistemin, kavramların, kurumların birer birer işlevleri tek elde toplanmaya, ekonomi dâhil tüm kumandalar bu elde şekillenmeye başlayınca tüm dengeler demokrasinin çemberinden çıkarak, ismini anlayamadığımız bir model ve sistem olarak bugünleri yaşatan bir sürece girdi!
Türkiye kendi göbeğini kesen bir ekonomik modelle tarihin en yüksek enflasyonu ile geleceğin ışıklarını söndürmüş, genç kuşağın umutsuzluğu dışarı göçe dönüşmüş, ardından beyin göçü takip ederek, güvensizlik, tazelenmeyecek bir gelecek ve ortama dönüşmüş durumda! Bir ülkede insanlar kendini yönetenlere güven duymayı kaybettiği bir çizgiye ulaştığında, geri dönüş var olan sistem ve hükümet modeliyle olamayacağı gerçeğini yaşamaya başlar! Bugünün toplumun yaşadığı budur!
İnsanlar ne Suriye, ne ırak, ne Ukrayna neredeyse nede terörizmi bile düşünemez hale gelmiş, akşam eve ne götüre bileceğinin matematiksel hesaplarını yapmaya başlamış durumda! Bu hal bu şekilde hiçbir konuyla ve algıyla örtülemez duruma gelmiştir!
Bu masanın etrafında altı değil AK parti dâhil tüm partilerin toplanması gerekir dersek haksızlık mı ederiz! Söz konusu vatan ve beka sorunudur! Ekonomik çöküntü deneme yanılma yöntemiyle çözülme noktasında, işsizlik tüm rakamları devirmiş, pazarda çift haneli sebzeler, güç yetmeyen akaryakıt fiyatları, yarınlar da bacası tütmeyen fabrikalar, elektriği kesik iş yerleri ve evler ve hala bu sorunlara hızla geçen çözümsüz geçen günler!
Türkiye’de siyaset kitle partililiği yerini kimlik partililiği görünümüne dönüştürülmüş, bu hal siyasete güvenin son noktasına gelmişken, Kılıçdaroğlu altı lideri Türkiye ve Demokrasi adına bir araya getirmenin sonucunda kitle partililiği görünümünü yaratmış, bu durumdan en çok bu birlikteliği bekleyen millet umutla sonuç beklemeye başlamıştır! Altı parti lideri yeter mi, üçüncü bir ittifak oluşur mu? Türkiye ne kadar demokratikleşirse o kadar ittifak oluşacaktır tabii ki!
Bu dönüşüm kitle partililiği adına düşünüldüğüne, ilklerde; Emek, Kadın; Aktivistler, Emek hareketi dışarıdaymış gibi görünse de bu saydıklarımın tamamını n düşünceleri bu masaya getirilecektir, getirilmelidir!
HDP Üçüncü ittifak hareketinden yana olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi ne kadar demokratikleşirsek o kadar ittifak alternatifleri konuşulacaktır! Tüm taraflar düşüncelerini siyasallaştıra bilmelidir! Siyasalaşacak düşünceleri; medya, maliye ve mahkemeler üzerinden sürdürülecek baskılarla engellemeye çalışmak bu çağın işi olmamalıdır ve başarılı olmayacağı düşüncesindeyim!
2022 Türkiye’sin de bu baskılar sürdürülemez! İktidar gerçeklerini örtüleyerek devam ederse, siyasi alanı daraltıp ve muhalefeti dışarı bırakma amacı ile hedeflediği sonuca ulaşması mümkün olmayacaktır!
Ayasofya, Suriye, terörizm üzerinden söylemler, akşam eve giden bir vatandaşın ekonomik gerçeğini örtülemiyor! Halk artık içinde bulunduğu ekonomik durum ile ilgileniyor! Her zaman yazmış ve çizmişimdir; bu halkın dinine ve midesine dokunmayacaksın diye!
AK parti içinde önemli siyasi kimlikler bugünün gerçekleriyle ilgili sözler söyleyerek ülke gerçeklerini kabul ettiklerini gösteriyorlar! Örneği Bülent Tuna kriz var diyor ardından Cumhurbaşkanı kriz yok diyor! Faiz sebep enflasyon sonuçtur söylemleri devam etmekte!
Yerelden iktidara piyasanın gerçeğini görme imkânı varken, yukarıdan aşağıya inen bir iktidar anlayışı olduğu için gerçekler görülmüyor!
Bilişim ve iletişim sosyal medya üzerinden bu kadar gelişmişken herkes ya da kimin sofrasında ne var bilinirken, gazetecileri içeri tıkmak gerçeği örtüleyemez! İktidarın bu gerçeği artık kavraması gerekmez mi?
Toplumun %50. Partisine %28. İse yeni oy verecek yeni nüfus ! Bu oran, ülke üzerinden gerçekleri izlemeyi yeğliyor ve buradan sonuca gidecek kesim!
Sonuç; toplumun ekonomik yapısıyla ilgili, güven duyma yapısıyla, sosyal refah düzeyinin toplumun üzerinden iyileştirilmesi ilgili gelişeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın!