Ulusun Yardımlaşma Ve Dayanışma Duygusu Anadolu Kültürünün Kendisidir

banner35

“HALKIN EN BÜYÜK DOSTU YİNE HALKTIR” diyor bir depremzede! Hayırsever yurttaşların gönderdiği hayvan yemleri ve samanlar için sırada bekleyen bir vatandaş söylüyor BU SÖZÜ! Fırsatçı hayvan tüccarları kol geziyor! 30 bin liralık hayvanları yarı fiyatına kapatıp götürüyorlar; depremzede; “nasıl olsa hayvanlar yemsiz ve yersiz telef olacaktı, vermekten başka çaremiz kalmamıştı” diyorlar!

Ulusun Yardımlaşma Ve Dayanışma Duygusu Anadolu Kültürünün Kendisidir

“HALKIN EN BÜYÜK DOSTU YİNE HALKTIR” diyor bir depremzede! Hayırsever yurttaşların gönderdiği hayvan yemleri ve samanlar için sırada bekleyen bir vatandaş söylüyor BU SÖZÜ! Fırsatçı hayvan tüccarları kol geziyor! 30 bin liralık hayvanları yarı fiyatına kapatıp götürüyorlar; depremzede; “nasıl olsa hayvanlar yemsiz ve yersiz telef olacaktı, vermekten başka çaremiz kalmamıştı” diyorlar!

Bir başka depremzede; “traktör, gübre, ilaç, tohum acil gönderin, yoksa ekim zamanını kaçırırsak bu ülke aç kalır!” Bu çok önemli bir iddia değil mi?

Büyük bir koordinasyon boşluğu var diyor oraya gidenler! Her tarafta giysiler, her bir yana dağılmış yardımlar, diğer tarafta enkaz altından çıkarlan bir vatandaş “ayağımda çorabım, ayakkabım yok, sahipsiziz, ekmek, yiyecek yok, günlerdir buralara uğrayan yok!” Bunları televizyonda röportaj esnasında vatandaşlar söylüyor!

Diğer taraftan ortak yayınla yapılan yardım kampanyasında, devlet ve hayırseverler yardımlarını iletiyorlar! Birçok hayırsever, yardımlaşma derneklerine, yurt dışından ve içinden inanılmaz yardımlar geliyor! Bu yardımlar uluslararası kampanyalara kadar boyut kazandı! Ünlü sanatçı Madonna; yardımlarınızı Türkiye’ye Haluk Levent’in” AHBAP” yardım derneğine yapılmasını istemesi, uluslararası bir güven telaki eden devletin kuruluş izninde olan  STK olması Türkiye adına önemli bir durumdur!

Uluslararası yardımlarda ön planda olan Kızılay’ın Yurtiçinde meydana gelen bir depremde isminin öne çıkması milletimizin en çok önemsediği bir devlet kurumudur! Tüm milletimizin güvendiği, yüzyıla yakındır bu ülkede ve yurt dışında önemli yardımlaşma platformlarda yer almış, milletin milli dayanışma ve yardımlaşma kurumuna yıllarca yardımlarıyla yaşatmasının, bugünlerde özelleştirildiğine dair söylemlere karşın hükümetin bir açıklamada bulunması kamuoyunun bekletisi haline gelmiştir! Bu kamuoyunun güven konusunda kendisini yeniden elden geçirmesi için önemlidir! Kızılay’ın varlığının ve kurumsal hüviyetinin açık bir şekilde millete anlatılması gerekir! Devlet’in kavramlarıyla oynamak, kavramların kurumlarını tek noktada toplamak; on ilde meydana gelen depremde Devletin aranmasının ve yardımlarına çok acil bir şekilde ihtiyaç duyulması da kamuoyunun bir beklentisidir! Devletin izni ve denetimi altında bir varlığı sayılacak STK’larının deprem sahasında çalışmaları ve gelen yardımlarla milletinin yanında yer alması da kamuoyu tarafından önemsenmektedir!

Türk milleti yardımlaşmada ve dayanışmada eli öpülecek bir Anadolu kültürüyle donamış ve geleneğini asla unutmamıştır! Burada asıl olan devlettir ve devlet her yerde kavram ve kurumlarıyla tam organize olmuş ve Liyakat esaslı bir yapıyla önde, milletinin yanında olmalıdır, bu devlet olma anlayışının temelidir!

Bu ülkede birçok depremler ve bu depremlere bağlı acılar yaşandı! Geriye birçok sosyal içerikli acılar ve kalıtsal sorunlar kaldı! Bunlardan ders çıkararak akıl ve ilim temel ve esaslı anlayışın, tüm risklere karşı çağın teknolojik gelişmeleri ve imkânlarıyla, depremlere hazır olunması gereken bir yapılanmanın yerine, her zaman eksiklikler ve devletin hükümetlerinin siyasi gelecek kaygıları ve Finans kaynaklı ekonomiye kaynak arayışların yer alması, bu milletin kaygısı  haline gelmiştir!

Biliyorsunuz ki deprem haberlerini manşet halinde yazmaya devam ettikçe bazı deprem hakkında önemli bilgileri de okurlarımıza aktarmaya çalışıyoruz. BU bilgilerden önemsediğimiz;

Deprem Sonrası Hafriyatlar İçin Önemli Uyarı

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Yasin İlemin, depremlerin ardından yıkılan binalardan kalan hafriyatın uygun şekilde bertaraf edilmemesi halinde oluşabilecek tehlikelere karşı uyardı.

Kahramanmaraş merkezli 10 ilde yıkımlara neden olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler sonrası Türkiye’nin ve dünyanın birçok şehrinden arama- kurtarma ekipleri ile gönüllüler yardıma koştu. Binlerce kişi bir yandan yaraları sarmaya çalışırken, MSKÜ Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Yasin İlemin önemli uyarılarda bulundu.

Konu hakkında İlemin’in açıklamaları şu şekilde: “Araştırma alanım doğa ile ekoloji(çevre bilimi). Yaşanan büyük deprem sonucu devasa bir enkaz ve moloz ortaya çıktı. Bu hafriyatlar uygun bertaraf edilmezse yaşadığımız binlerce kayıptan fazlasını verebiliriz. Nasıl mı? Deprem sonucu yıkılan binalardan ortaya saçılan enkazlar da insan sağlığı ve ekosistem için zararlı pek çok madde bulunuyor. İzolasyon maddelerindeki kimyasallar, zararlı plastik türevleri ve asbest bunların başında geliyor. Yakında yıkılan binaların yerine yeni bina inşaatlarına başlanacak. İnşaat öncesi hazırlık aşamasında mevcut hafriyatlar doğal alanlardaki vadi tabanlarına, doğal sulak alanlara ve tarım alanlarına dökülürse bölgede büyük bir tehlike başlayacak. İlk olarak su döngüsü ile bu zararlı maddeler toprağa ve yeraltı sularına karışacak. Buna bağlı olarak tarım alanlarında yetişen gıdalar insanlar tarafından tüketildikçe uzun vadede başta kanser olmak üzere hastalıklar görülecek.”

“enkazları, belirlenecek sızdırmasız alanlarda bertaraf edilmesi gerekiyor”

MSKÜ Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. İlemin, deprem bölgesinin tarım cenneti olduğu kadar eşsiz bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu ifade ederek, “Doğal alanlara gelişigüzel bırakılacak bu zararlı maddeler ekosistemdeki besin zinciri ile bütün biyolojik çeşitliliği olumsuz etkileyecek. Doğadaki bitki ve hayvan türleri zarar görecek ve ölecek. İşte bu noktada depremden zarar gören illerdeki belediyelere çok büyük görev düşüyor. Belediyelerin, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Tarım ve Orman Bakanlıklarının, akademisyenlerin, uzmanların ve doğaseverlerin birlikte çalışması çok önemli. Ortaya çıkan enkazları belirlenecek sızdırmasız alanlarda bertaraf edilmesi gerekiyor. Deprem enkazında geri dönüşüm ile pek çok malzeme(plastik, metal ve cam) tekrar kullanılabilir. Bugün Hatay'da molozların ve çöplerin gelişigüzel dökülmeye başlandığının ilk örneğini gördük. Hatay Mileyha sulak alanı ve kuş cennetinin korunması için uzun zamandır bölge insanı ile emek veren değerli arkadaşım Emin Yoğurtçuoğlu bölgeye dikkati çekti.

“Bu topraklara uygun yapılar inşaa edelim”

Konuya duyarlılığını hemen gösteren ve harekete geçen bakan yardımcımız Mehmet Emin Bir Pınar alandaki iletişim eksikliğinden kaynaklı hatayı düzeltti ve gerekli talimatları vererek güzelim kuş cennetinden çöp ve molozlar toplanmaya başlandı. Evet depremler binlerce canımızı aldı. Geride kalan insanlarımızın daha güzel bir geleceğe ulaşabilmesi için yapacağımız şey çok basit. Üzerinde yaşadığımız doğayı korumak ve anlamak. Koruduğumuz sürece bu coğrafyanın bütün değerleri ile daha sağlıklı bir yaşam bizi bekliyor. Bu toprakların coğrafyası ve jeolojisini anlayarak buna göre yapılar inşa edersek de bir daha böyle büyük can kayıpları yaşamayacağımız çok açık.” diye konuştu.

Bu bilgiler de okuyucularımızın daracığında kalabildiğince çevreye bilgi anlamında yayınlaştırılmasını önemsiyoruz!

Tüm ülkenin bir bütün halinde depreme hazırlanması bugünün en önemli konusu olarak gündemde tutmamız, KADER demememiz gerekiyor!  Çarpık yapılanma ve imar affının bugün neler mal olduğunu milletçe görerek bu yanlışların Devleti yönetenlerin “söz veriyoruz bundan böyle bu felaketleri yaşamayacağız” demesi devletin kendisini ifade etmesi anlamına gelmiyor mu? Bu sözler iç işleri bakanı Süleyman Soylu’ ya aittir ve yanlışın kabulü anlamına gelmektedir! Bu yanlışlar zincirinin en belirgin örneği olan HATAY hava alanının yıkılması olarak görmekteyiz! Yıkılmasaydı bugün Hatay’da ve civarında bugün bu kadar ölümler olmayacaktı, yardımlarda bu kadar çaresiz ve yetersiz kalmayacaktık!

Görülen gerçeği ele aldığımızda; yardımlar konusunda ortak yayınla gelen paraların Devlet kasasından Hükümete aktarılması kamuoyunun eleştirilerine, toplam devlet ve kamu kuruluşlarının yaptığı yardımların toplanmadan çıkarıldığında, kamuoyunun güven duygusunun ölçeği olduğu kamuoyunda gözlenmektedir!

İçişleri bakanı Süleyman Soylunun deprem gününden bugüne dek verdiği demeçler bir başka Süleyman Soyluyla yüzleşmeye başladığımızı ve yeni yorumlara açık anlam yüklü sözcüklerle öne çıkmaya başladığını gösteriyor! Bu gelişim rasyonel anlamda yorumlana bilecek yeni sayfa da Süleyman Soylu izleyeceğiz diyebileceğimiz bir tariftir!

Milletimizin güven duygusu içerisinde toplanan yardımların nerede, kimin elinde hangi STK’da olduğu açıklamalarla bilinmektedir! Bu zahmetli uğraş ve hasarlı alanda yapılan çalışmaları takdir ile karşılamak ve desteklemek milletimizin Anadolu kültürü ahlakında görmek ve karşılamak Yüce Türk Milletinin güven duygusunun eseri olarak görülmelidir! Milletin bu güven duygusuna en çok ihtiyaç duyduğu gün bugündür!

AFAD görüldü ki deprem bölgelerinin haritada görüldüğü jeolojik yapısına göre konuşlandırılmamış, yapılan binalarının hasar gördüğü gözlenmiştir! Ayrıca AFAD gibi devletin en güçlü olması gereken kurumun un yeterli personel sayısına sahip olmadığı, bir başka kurumlarla kıyaslandığında yok sayılacak kadar mali yapısının, araç gereçlerinin, personel ve her ilde mevcut yapılaşmasının olmaması, bu eksikliğin başka illerde beklenen depremlere karşı acilen giderilmesi de kamuoyunun beklentisi haline gelmiştir!

Gün iri olma, diri olma, bir olama günüdür! Ayrıştırma ve ötekileştirme duygularını gömmek ve yok etmek için tam da bu felaketin getirdiği iyi yüzü olarak görmenin günüdür!

Milletimizin başı sağ olsun.

haber: erdal demir

Güncelleme Tarihi: 20 Şubat 2023, 10:30

Selva Demirci

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER