İlmin Kapısı Öğretmenim

banner35

Bana bir kelime öğretenin kölesi olurum. İlmin olmadığı yolun sonu karanlıktır! Tüm bu kelimeler İslam dünyasının velilerinin, ulularının ve erenlerinin binleri geçkin yıl önce söylediği sözler!

İlmin Kapısı Öğretmenim

Bana bir kelime öğretenin kölesi olurum. İlmin olmadığı yolun sonu karanlıktır! Tüm bu kelimeler İslam dünyasının velilerinin, ulularının ve erenlerinin binleri geçkin yıl önce söylediği sözler!

İlim ve din birlikte aynı aralıklarda yürümediği zaman düzen tutmayan bir toplum yapısı, devletlerin de rayında olmayan sistemi söz konusu olur! Toplumlar için İlim tek başına yâda din tek başına düşünüldüğünde sürekli bir denge boşluğu ile karşı karşıya kalacağımız konusundan yola çıkarak hareket ettiğimizde, ilmin inançların karanlık oyunlarıyla törpülendiğini görürüz. Burada amaç İslam emperyalizminin büyüyüp, sömürü gücünü hâkim kılmaktan başka bir şey değildir!

Bir ülke tıbbiyelilere, adalet dağıtan hukukçulara, ekonomiyi en iyi bilen ve yönetenlere, ilmin ışığını yansıtan ilim ve bilim adamlarına; en çokta bunları yetiştirecek öğretmenlere ihtiyaç duyacaktır!

Bu karatılan ilmin kapısı, hedef olarak ilmin yol ışığı olan öğretmenleri yok saymak, eğitimin içinde olmalarını engellemek ve eğitimi neredeyse yok sayacak yolları denemekten ibaret olduğunu görürüz!

İlim ve irfan yoluna baş koymaya hazır olan öğretmenlerimizi, alakasız görevleri kabul etmek zorunda kaldıklarını görmek, İslam emperyalizminin öğretmenlere ve eğitime ne denli tehlike arz ettiğini ve kindar olduğunu görmek; karanlık güçlerin ve İslam emperyalistlerinin eğitimi köreltmek için her yolu kullanmaktan çekinmediklerini görmek; bu tehlikelerin bir BEKA sorunu yaratmasını engellemek, yeni yetişen neslin bu tehlikeye karşı iyi yetiştirilip, eğitilmesinden geçer,

Everişsen eğitim metotlarıyla, eğitimin yeterince müfredata oturtturulmadan şekilden şekille dönüştürülerek kafaları karıştırmak, eğitimden düşürmek ve genç dimağları idealist bir kuşak yapısından alıkoymaktan başka amaçları olmayan karanlık dünyanın güçlerinin, güç oyunlarıyla baş başa bırakmak, eğitimden koparılan körpem yaşları sıkma başlı bir yapıya sürüklemek, evliliklere razı etmeye, evde çocuk doğurup ilimden uzaklaştırılan nice dâhiyane beyinlerin yok olmasına kadar varan sonuçlar yaşamaktayız!  Genç neslin avuçlarımızdan kayıp, yok olmalarına, karanlık güçlerin kendilerine ise, meydan açmaktadırlar!

Ülkemizde eğitimin geldiği nokta defalarca denenmiş müfredatları ışığında dünya standartlarının gerisine düşmüştür. Bir zamanlar köy enstitülerinin yetiştirdiği öğretmenlerle ilmin ışığı durumuna gelen öğretmenlerimiz hala tarihin unutulmaz sayfalarında yer almaktadır! Bugün binlercesi kapıda iş bekler duruma düşürülmüş, geçim sıkıntıları onlar özel dershanelerde iş bulabiliyorlarsa asgari ücretle çalışmaya mecbur kılınmış, oda yoksa işin nevi sorulmadan ananın babanın eline bakmaktan mahcubiyetin son sınırına gelmenin getirdiği zorunlulukla işi kabul etme yeter ki iş olsun anlayışına düşürmüştür. Bu muasır medeniyetlerin içerisinde yer arayış için en büyük engel ve ayıp teşkil etmektedir!

Bizler; ilmi ve ilmin ışığı olan öğretmenlerimizi çok seviyoruz. Onlara öğrettikleri her kelime için, yolumuzdan kaldırdıkları her engel için müteşekkir ve ahde vefa anlamında borçluyuz!

Bizler; Kutsal görevlerine ve onlara sevgiyle baktığımız duygulara daima sahip çıkarak, basında öğretmenlerimizin haklı eylemlerde coplanmalarını, gaz sıkılarak, yerde sürüklenmelerini asla kabul etmiyor ve istemiyoruz!

Bizler; Çocuklarımıza geleceği ve geleceğin ışığını yakacak, yol gösterecek öğretmenlerimizin toplumda yerlerinin saygınlığını zedeleyecek sıkıntılarla karşılaşmalarını, insanca yaşaya bilen bir mesleğin mensupları olarak ekonomik yoksunluk içerisinde yaşamalarına sebep olan hiçbir yasal boşluğu kabul etmiyoruz!

Bizler; Öğretmenlerimizin özgür bir ülkede, özgürlük için, vatan için, tam bağımsız bir ülke için yetiştirecekleri çocuklarımızın karşısında yoksulluğun ve işsizliğin verdiği psikolojik bir durumla yaşamalarını kabul etmiyoruz!

Bizle; Kutsal görevin ilelebet bekçiliğini yapacağımıza, öğretmenlerimiz için hep doğrudan ve onların yaşamdan hak ettikleri haklara erişmeleri için elimizden gelen her türlü yasal mücadelenin içerisinde olacağımıza söz veriyoruz.

 Öğretmenlerimizin günlerini kutluyoruz. 

ÜLKEMİZİN GELMİŞ GEÇMİŞ TEK BAŞÖĞRETMENİ “MUSTAFA KEMAL ATATÜRK”TÜR!

HABER EDİTÖRÜ: ERDAL DEMİR

Selva Demirci

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER