21 Yıllık AK Parti ve onun yönetiminin Türkiye’si 28 Mayıs ikinci tur Cumhur başkanlığı seçimini aynı isim ve aynı partiyi tercih ederek dünyada benzeri olmayan bir siyasetin yasam ömrünü tayin etmiş oldular!
Ülke nüfusunun yarısına yakın bir kesim artık değişim şart diyor ama bu ülkenin nüfusuna dışarıdan dahil olanlar için bu ülke cennet, eksiksiz seçimlerini Tayip Erdoğan’dan yana kullandılar! Bu ülke Birleşmiş Milletlerin Mülteci kampına döndü! Geleceği okuyamayanların okuması zorunlu olan sonuç şudur; devletin tüm imkanlarından faydalanan onlar, kendi ülkelerinde aç olup bugün kendi vatandaşımızdan daha iyi yasayanlar onlar, her dokuz ayda bir doğurur yarın nüfus üstünlüğünü yakalayıp tepemize çıkacaklar onlar, bir yandan dağdakilerle savaş su gibi paralar savaşa akıtılsın diğer taraf içimizdeki mülteciler ve nüfusa kaydolanlar.
Nelere mal oluyorlar; ekonomiye, ülkümüze, Anadolu kültürümüze, çok cahil kesim buralara dolduğu için Cumhuriyetin ve Demokrasinin geleceğine! Bakınız zaten bugünün oluşan parlamentosunda bu zihniyete yakın seçilmişler var, bunların Cumhuriyet ve demokrasiyle ilgili, anayasamızla ilgili söylemlerinin ne olacağı merakla bekleniyor.
Ekonomi freni kopmuş arabanın yokuş aşağı gidişine benziyor adeta! Nerde duracağı belli değil! Seçim sokunu atamayan milletin bir kesimi nelerin ülkemizi beklediğini kestirirken, ülke sorunlarını anlamakta zorluk çeken diğer kesim yarınları düşünmenin farkında bile değiller! Bir azınlık kesim devletten daha güçlü hale gelirken, fukara ekonomisine kaydolmuş diğer kesim hiç bir şey olmayacak gibi farkında olmadan fukara yaşamaya alıştırılmışlar!
Böyle bir toplum yapısının yaman çelişkisi karşısında muhalefet ne yapsın. Bu sorunlar halk olmadan çözülemez. Çözüm halkın iradesine muhtaç olmuşken, bu iradeyi bizden çok dışarıdan elini, kolunu sallayarak gelenler değiştire biliyorsa çareler yine halkın iradesine baş vurarak aranmalı! Yani bilinçli çoğalacak yeni nesil şart! Her okula bir imam tayin edilmesi gündeme getirilmesi tartışılırken, okulların çağdaş müfredat seviyesine getirilmesi beklenir mi? Eğitimde kuşak devrimi olmadıkça, siyasette yeni neslin yetişip el atması bu ülkenin geleceğini aydınlatmaya yetmeyecektir. İşte kasıtlı bir şekilde okumadan uzak ya şükürcü bir toplum yaratılması istenirken diğer yandan okul önlerinde uyuşturucuya alıştırılmış yeni neslin Cumhuriyete, Demokrasiye sahip çıkması nasıl beklenebilir!
Yeniden bir beş yıl, yeniden tartışılarak, kargaşa çıkarılarak kırmızı çizgilerimizden uzaklaşmamızı sağlama amaçlı söylemler ve demokrasiden faydalanarak istedikleri sisteme bu ülkeyi götüren söylem ve eylemleri!
Bugün sivilleşme zorunda olması gereken, bugün sivil vesayet altından kurtulması gereken devletin geleceğinin teminatı: Cumhuriyet ve Demokrasidir! Yeniden seçilerek devam ehliyeti alan Cumhurbaşkanından beklenen budur. Bu teminatı kurum ve kuruluşlarla birlikte adaletin özüne dönerek teminat altına alacak demokrasinin fabrika ayarlarına çevirerek millete güven duygusunu tahsis etmesidir.
Türkiye’nin içte ve dışta Cumhuriyet ve demokrasiyle tahsisi ettiği itibarı dahada güçlendirerek geri getirmek olmalıdır! Milletin beklentileri huzur, kardeşlik, barış ve adalettir! Bu gerçeği daha fazla üstü örtülü tutamayız!
Görülen odur ki muhalefet değişim içerisine girmekte daha fazla hızlı hareket ederek, iktidar üzerinde etkili olacak politikaları üretecek kadroları oluşturarak hazır olmalıdır! Her seçim sonrası gündeme gelen kurultayların değişime esas davranılmadığı için sonuç alınamamıştır!
Yarın Tayip Erdoğan’ın ortaya çıkıp Özal’ın bir zamanlar dediği gibi “kaygılanmayın gerekirse kendimize karşı muhalefet yapma görevinde yerine getiririz” derse hiç şaşırmayalım.
Değişim kılcal damarların bulunduğu yere kadar teneffüs etmezse nice yirmi yıllar daha geçer gider…
haber:erdal demir