Hepimizin yurdumuz adına güncel duruma gelen dış siyaseti izleme sorumluluğu ve zorunluluğu vardır. Bir ülkenin yıllara dayalı dış siyaset yapma zorunluluğu yerine, yerini güncel meselelere çözüm getirme eşiğine getirilmiş dış siyaset anlayışı kabul edilir gibi değildir artık!
Bir ülkenin ulusal bir dış siyaseti olmalıdır kavramı ne zaman anlaşılacaktır bilmek zorundayız!
Makyavelist yapılanmanın üst çıtalarda dolaştığı günümüzde, Cumhurbaşkanlığı hükümet modelinin tartışmasız çözüm olmadığı alenen ortadayken halen medet ummak bir çaremi sizce?
ABD’nin başında tam bir esnaf anlayışlı ve dünyayı silah pazarına çekmeye çalışan, dünyanın başına tam bir deccal kesilmiş birinin, dünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılacak toplantıya, iyi silah aldığımızı övünerek söze başlayan Turmp; Cumhurbaşkanımızı öven sözlerle, hatta Cumhurbaşkanımızın FANI olduğunu söyleyerek süslediği bir toplantıdan Trump; kocaman bir sıfır çekerek çıkmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tam bir AKP genel başkanı gibi uzunca yaptığı basın açıklamasından ılımlı bir havaya girdiği, beklenen hamleleri yapmadığını görmek pekte şaşırtıcı olmadı.
Sormak lazım bu arada “Mektup” konusu ne oldu diye? Ortak bir basın açıklaması hiç değildi! Niyetlerin açıklandığı bir basın açıklamasından başka şey değildi? Parlamenter sistemin daha doğrusu Cumhuriyet ve Demokrasi kavramanın çatısı altında milli iradeyi temsil eden Parlamentonun önemini bu millet bir kez daha anlamış olmalıdır bu ziyaretten sonra.
Trump bir ordu senatör ile (beş kişi) Cumhurbaşkanı Erdoğan ile toplantıya girmesi anlamsız mıydı, ne anlama geldiği anlaşıldı mı diye sormak lazım kanımca!
Turmp ile bir görüşmenin ana maddeleri;
Suriye ile mülteci sorunu, Fırat’ın doğusu güvenlik sorunu, Suriye’de PYD ve YPG sorunu, dahası Mektup sorunu, S400 ve F35 sorunu…
Turmp; Cumhurbaşkanı Erdoğan daha havadayken, PYD ve YPG konusunda ki olumlu mesajı ile bizi pekte ciddiye almadığı alenen ortaya çıkmıştır! S400 ve F35 ile açıklaması satış konusu görüşüle bilinir derken, bu konunun, silah konusunda iyi bir Pazar olduğumuzu söyleminden başka bir şey geriye kalmamıştır!
ABD asla dost olmayacaktır. Türkiye dış siyasetinde net ve dik duruşunu artık ortaya koymakta gecikmemelidir. Bedeli ne ise o olsun! Emperyalizm Türkiye üzerinden oyunlarına devam edecek, bizlerde seyircimi kalacağız!
Bir devlet adamının ağırlandığı ülkede, otelinin önünde ancak o ağırlanan devlet adamının bayrakları görüle bilir, bu normal bir durumdur. Otelin önünde koca koca kamyonları görmek neyin nesi oluyor sizce! Bu bizim ülkede 15 Temmuz’da görülen bir durumdu ve olağanüstü bir hal vardı! Neyi ima etmek istiyorlar! Kürt Amerika, Ermeni Amerika ortak hareket kitleleri protestolar yaptılar, Otelin önüne kafesler içinde bebek oyuncaklar koydular, içeride tutuklu gazeteciler için gösteri görsel gösterilerde bulundular bu demokrasi anlayışının geniş ve yerleşik şekilde olan ülkelerde olabilirliği kabul edile bilinir. Ancak bir polis şefinin daha önceki bir ABD seyahatinde zaafı üzerinden yapılan aşırı tepki ve gösterilere karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarının verdiği dirence karşılık otelin önüne güvenlik olsun diye kamyonları dizmeleri yakışıksız bir durumdur!
Bu toplantı Türkiye’nin kendi ulusal politikasının acilen öne çıkması gerekliliğini gösteren bir toplantıdır! Bir deli bir kuyuya taş atmış, on akıllı o taşı çıkaramıyor. Trump’ın kendisinin kişisel ticarete dayalı siyaset anlayışı dünyayı felakete sürüklüyor! Bu devlet adamının kendi insanı bugün Trup ile ilgili şikayetlerini dünyaya beyan ederken böyle bir devlet başkanı ile emperyalizm ve onun öncü kuvveti ABD ile geleceğe dengeli bir politika güdümlemeniz ve sürdürülebilr olmasını sağlamamız ne kadar mümkündür?