Ülkemiz müthiş bir kaos içerisinde. Her gün bizi çok şaşırtan gündemler içinde buluyoruz kendimizi. Farklı kategoriden, sanırsınız zemini önceden hazırlanmış gündemler ansızın ülke bülteninde yerini alıyor. Giderek artan bu karışıklık içerisinde bizler için zor olan gerçeği bulmak olurken kendi hayat mücadelemizi bir kenara itiyor ya da iteleniyoruz.
Seçim hazırlığında olan bir Türkiye ve siyaseten de çok kızışmış bir seçim savaşı gündemin değişmesi açısından paralel geçişlerle seyrediyor. Görsel ve yazılı medyada takip ettiğimiz her şey bu savaşı bize kanıtlarcasına kendini gösteriyor. Ülkemizin ekonomik süreçte yaşamış olduğu büyük sıkıntı ve toplumun bu zaman zarfı içerisindeki tutumu ülke yönetimindeki sonucu belirlemede çok etkili olacağı aşikar.
Halka yaşatılan bu derin sıkıntıyı görüp akabinde başka başka gündemleri toplumun önüne sermek ve seri bir şekilde beyinleri bulandırmak tehlikeli süreçler içerisinde olduğumuzun bir kanıtıdır. Din üzerine, inanışlar üzerine ve toplumu ayrıştırma üzerine bilinçli yapılan her söylem ülkemize, birlik ve beraberliğimize yapılmış büyük ihanettir. Ülke güncelinde gerçekleşen her olay üzerinden, her cümle üzerinden ya da vb .. fırsat bilinerek yapılan siyasi şovlar, inanın artık karın doyurmuyor ve tüm cazibesini kaybediyor. Bu kritik dönemde yapılması gereken tek şey kim olursa olsun sadece gerçek hamleler yapması ve samimiyetle halkın belleğinde siyasi kimlikten ziyade güven veren bir kimliğe sahip olması olacaktır.
Toplumun çoğu git gide yoksullaşırken, insanlara durmadan anlatılan masallar ve makam egoları üzerinden yazılıp çizilen abartılı ve ekonomideki önlenemeyen yükselme demeçleri….. Özetle belirteyim hikaye dinlemek değil de doğru bir politika ile yönetilen bir Türkiye içinde yaşamak hepimizin hakkıdır. Tehlikeli süreçlerin içinde kutuplaşan bir toplumda değil…..