Toplum olarak sıkıntılı ve çok hassas dönemlerden geçiyoruz. Gırtlağımıza kadar sinir dayanmış vaziyette. Esaret içinde yaşamla kavga içindeyiz ve aşılamayan problemler devamlı yineleyerek herkesin dengesini allak bullak etmeye devam ediyor. Gündemler yoğun ve dur durak demeden birbiriyle yarış halinde seyrediyor. Yurdum insanı ise şaşkın ve asabi olarak dertlerine derman arıyor.
Ülke geneline bakıldığında virüs vakasının yarattığı hezimetler yaz yaz bitmez lakin sonuçlar vahim salgın ürüyor ve COVİD katil olmaya, cezasız devam ediyor. Tedbirler alınmaya çalışılsa da önüne geçmek zorlaşıyor. Beraberinde peşinden sürüklediği ekonomi çıkmazı, siyaset çatışması, vatandaşın cebinin giderek boşalması, eğitimin engebeli yolu, sağlık sektöründeki belirsizlikler, üreticinin isyanı, halkın yaşam standartlarındaki uçurum burnumuzdan solumaya yetip artıyor bile…
Şimdi onca sinir harbi yaşatacak sorunlar sıra sıra sıralanmışken dengesizce adamın biri kalkıyor ortaya herkesi diken diken edebilecek söylemlerde bulunuyor. Yahu bi de bu adam sanatçı vasfıyla ülkede bilinen bir zat. Dinimiz imanımız gevrilmiş, içten içe boğulmuşuz, kalkıyor fütursuzca ülkenin başkenti ile ilgili sözde farklı bir amaçla söylediğini sonradan toparlayarak bir laf atıyor meydana… Toplumda diyor ki o zaman hodri meydane! Rahatlığının ve kaynağının nereden geldiğini sormak ve irdelemek lazım. Vardır elbet bir cevabı….
Amacı ne olursa olsun toplumda yer edinmiş tüm bireyler, ağızlarından çıkacak her kelama son derece dikkatli bir üslupla dile getirmek zorundadırlar. Tehlike oluşturacak gündemleri öne çıkarmak ve bilerek veyahutta bilmeyerek bu ülkenin ve milletin en değerli ve en hassas olduğu konularda benzetmeler ve kati söylemelerle konuşmak bizi biraz delirtir. Kavgalar ve atışmanın yaşandığı bir siyasi ortam içinde yuvarlanırken hiç ama hiç kimsenin ülkenin bayrağına ve toprağına Atatürk’ün ilan ettiği Başkenti olan ANKARA’YA söz söylemeye hakkı yoktur ve olmayacaktır. Tehlikeli gündemler yaratmaya çalışan kim varsa ülkenin birliğini ve beraberliğini bozmaya gücü yetmeyecektir. Bu kim olursa olsun… Tartışılmayacak kutsal konuları kimse ağzına dolayamaz.
Halk; ekmek istiyor, halk iş istiyor, halk üretim istiyor, halk; adalet istiyor, halk en önemlisi toplumsal refah içinde yaşamak istiyor. Yönetenlerin Önceliği; halkın serzenişlerini çözmek olduğu sürece inanın ki ülkede sorun kalmayacaktır.
“SAHTE ve TEHLİKELİ GÜNDEMLER İŞE YARAMAZ
ASIL OLAN HALKIN REFAHI VE HUZURUDUR”