Bir ahkam keseriz bir ahkam keseriz ki sormayın. Şu değişik dünyada oturduğumuz yerden ki o yer neresi ise başlarız alttan girip üstten çıkmaya….Marifet sanıp tahta çıkmaya.
Öyle doğruyuzdur ki öyle mükemmelizdir ki üstümüze adam yoktur. Başlarız en basit yolundan milleti veryansınla eleştirmeye. Bunu yaptıkça burnumuz daha da büyür; yerdikçe egomuz zirveye oynar. Aman bir mutlu oluruz bir mutlu oluruz ki sormayın gitsin. Bir nevi aklımız sıra deşarj oluruz. Beyin hükmeder ve başlarız herkesi ve her kesimi gerine gerine topa tutmaya. Bu tür tavırlar kimisinin ruhunun tabanında vardır. Böyle beslenir böyle giderler…
İşin diğer boyutuna baktığımızda atıp tutanların şöyle bir kendi yaşantılarına ve kendi karakterlerine bakıldığında ise bir gülmek gelir birden bize… Niye mi? Çünkü ağır topa tuttuğunuz ve utanmadan eleştiri yaptığınız durum ve kişilerle aranızda hiçbir fark olmaması gibi daha beterin beteri olduğunuz çıkar ortaya. Çok tuttuğum bir söz vardır Yahu sanki hepiniz “Sütten Çıkmış Ak Kaşıksınız” İşte asıl komedi budur biliyor musunuz?
Niye yazdım bu makaleyi; Çünkü dönem öyle bir dönem ki birbirini alt etmeye çalışanlar ; halt ederler. Yargılamadan, empati yapmadan ateşledikleriniz bir gün sizi ateşler.