Türkiye’de on üç milyonun üzerine çıkan emekli sayısı, Türkiye’de yaşlanma oranının artığını gösteren bir tablodur. Bu tablo SGK kötü yönetenlerin, neredeyse SGK’nın mal varlıklarını satışına kalan gelen yönetim hatalarının sonucunu emekliyi mezarda emekli etme yollarını yaratma konusun da tüm çabaları ve kanunları çıkarmaktan geçtiğine inanan bu sistem, emekliyi açlığa mahkûm eden ücretle emekliyi çoluğuna çocuğuna mahkûm etmiş duruma getirmiştir!
Dünyada ve Türkiye'de nüfusun yaşlanması ve bunun şu an bile ortaya çıkan ve gittikçe önem kazanan sonuçları siyasal alanda yer alan aktörler, medya ve akademisyenlerce ve ilgili bürokratlarca yeterince tartışılmamakta, gerekli tedbirler alınmamaktadır. Akıllarına gelen tek tedbir bu muazzam kitlenin örgütlenmesini, bilhassa sendika çatısı altında örgütlenmesini nasıl durdururuz.
Sistem emekliler alanında zorunlu nedenle tedbir almak zorunda kalınca, örneğin SSK'yı zor durumda bırakınca, aldıkları tedbir çalışanları mezarda emekli etmek, emekli olanlara da açlık sınırı altında maaş vermek oluyor.
Nüfusun gittikçe yaşlanması sadece sosyal güvenlik alanını değil, sağlık alanını da ilgilendirmektedir. Sağlık alanındaki politikaların gözden geçirilmesi, gelecekte nüfus daha da yaşlanacağından gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Örneğin Geriatri bölümlerinin her hastanede olması hedeflenmeli, yaşlılara evde bakım hizmetlerine ağırlık verilmelidir.
Devlet nüfusun gittikçe yaşlandığı gerçeği ile bir an önce yüzleşip, sosyal politikalarını bu gelişmeye göre oluşturmalı. Yaşlı bakım evleri ve hizmetleri yeterli hale getirilmelidir.
Bu konu da yerel yönetimlerde bir an önce gerekli tedbirleri süratle almalıdır.
TUİK 'Nüfus projeksiyonları, 2018-2080' çalışmasına göre; 65 yaş ve üzerindeki nüfusun oranı 2018 yılında %8,7 iken, 2023'te %10,2’ye, 2040'da %16,3’e, 2060'ta %22,6 ya ve 2080'de %25,6’ya çıkacak. TUİK'in bu çalışmasına göre nüfusumuz her yıl 0.3.5 - 0,4 arası yaşlanmaktadır. Bu oldukça önemli bir artış.
2019 Ağustos ayında yazdığım bu yazıyı 20 yıl sonrasını, yani yaşlı nüfus kabul edilen 65 yaş üstü nüfusun neredeyse %100 e yakın artacağı 20 yıl kadar sonrası, 2040'ı göz önüne alınca konunun ne kadar önemli ve bir o kadar da acil olduğu görülür.
Türkiye nüfusunun gittikçe yaşlanması emekli maaşları, emeklilerin hakları, emeklilerden tamamen haksız yere yapılan pek çok kesinti nüfusun daha büyük bir oranını bizzat ilgilendirecek demektir.
Maaş bağlama oranının düşürülerek, emekli olan çalışanın insanca yaşayacağı bir maaş yerine ömrünün son yıllarını çoluğunun, çocuğunun eline bakarak, onlarda yoksa sefalet içinde yaşamaya mahkûm eden ve verdiği son derece düşük maaştan da pek çok kesinti yapan, sahte enflasyon rakamlarıyla emekli maaşlarını sürekli küçülten mevcut işleyişe tepkiler büyümektedir.
Bu işleyişi daha fazla sürdüremeyeceğini gören iktidar emeklilerin örgütlenmesini engellemek için yargıyı harekete geçirdi.
Sistem ihtiyaç duyduğunda çalışanların mezarda emekli olacağı düzenleme ile emekli maaşlarını eriterek kendi çıkarına uygun şekilde sorunu çözüyor. Şimdi bir taraftan emekli sendikalarını kapatmaya uğraşırken, bir taraftan da yandaş konfederasyonlarının sarı sendikasını devreye sokmaya hazırlanıyor. Yani sistem yine kendi çözümünü hazırlıyor.
Biz 13 milyon emekli, dul ve yetimin olduğu ülkemizde meydanın boş olmadığını, emeklilerinde kendi çözümü olduğunu göstermeliyiz. Bizim çözümümüz emeklilerin sendika olarak örgütlenmesinde ısrar edip, 13 milyon emekli, dul ve yetimi örgütlemek için var gücümüzle ile çalışmak. Sendikanın örgütlenmediği il, ilçe, mahalle, köy, mezra, hatta sitenin kalmaması.
Bu büyük ve tarihi mücadeleyi başarmamız için bütün parlamenter demokrasiden yana güçler, emek ve demokrasi güçleri, odalar, sendikalar, kısaca demokrasiden yana tüm güçler ve tek tek bireyler amaçsız, fakatsız, şekilde yargının vereceği konjektürel kararı/kararları boşa çıkarmamızda yanımızda durmalıdır.
HABER: ED
Güncelleme Tarihi: 24 Şubat 2022, 15:55