Genel Sağlık İş Sendikası, Türkiye genelinde eş zamanlı yaptığı basın açıklamasıyla sağlık çalışanlarına verilen zam oranlarına tepki gösterdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından dün açıklanan verilere göre haziran ayında enflasyon yüzde 3,92 olurken 6 aylık enflasyon ise yüzde 19,77 olarak gerçekleşti. AK Parti, memur maaşlarına enflasyon farkı olarak yüzde 17,55 ve seyyanen 8 bin 77 lira zam yapılması için TBMM’ye kanun teklifi verdi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı Genel Sağlık-İş Sendikası, söz konusu zammı protesto etmek için ülke genelinde iş bırakma eylemi yapma kararı aldı.
Genel Sağlık İş Sendikası Aydın Şubesi adına Atatürk Kent Meydanı'nda sendika üyelerinin de katılımıyla açıklama yapan Şube Başkanı Mehtap Borucu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
"Bugün bu meydana ilk çıkışımız değil, görünen o ki son da olmayacak. Siyasi iktidar sahiplerinin 21 yıldır sistemli bir şekilde kamu emekçilerini açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmesini bu meydanlardan birçok kez dile getirdik ancak onlar sesimizi duymamakta ısrar ettiler. Bugün yine sözün bittiği yerde, meydanlarda, eylemdeyiz.
Bin 150 odalı sarayı devletin itibarı olarak görenlere, halkı aç yatarken yandaşlarına halkın kaynaklarını akıtan kifayetsiz muhterislere, kendilerini bu ülkenin sahibi sanarak, 21 yılda yerleştirdikleri sadaka kültürünü normalmiş gibi sunanlara, bu meydanlardan bir kez daha sesleniyoruz. Devletin itibarı, halkın refah seviyesi ile kamu çalışanlarının emeğine verilen değer ile ölçülür. Eğer gerçekten devletin itibarını düşünüyorsanız, memurları yoksulluğa mahkum edemezsiniz. Kamu emekçilerinin yoksul olduğu bir ülkede refahtan da itibardan da bahsedilemez. Fakir kitlelerin daha da fakirleştirilmesi yolunda atılan her adım, “Türkiye Yüzyılı” diye parlatmaya çalıştığınız kişisel ikbal hırsınızın tabutuna çakılan bir çivi olarak yankı bulacaktır. Ülkenin bu kötü ekonomik durumu içerisinde mücadelemiz, sadece ve sadece yoksulluk sınırı üzerindeki tek kalem maaş içindir. Yönetemediğiniz ekonominin faturasını biz memurlara kesemezsiniz.
Türkiye'nin yüz yılı kandırmacası ile yeni bir döneme girildiği görüntüsünü veren siyasi iktidar, önceki icraatlarını aratmayacak şekilde karanlıktaki kamu emekçilerini zifiri karanlığa gömmüştür. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunulan memur maaş artışı önerisi, memurların açlık, yoksulluk ve sefalete mahkumiyeti için atılan tehlikeli bir adımıdır. Tehlikelidir, çünkü toplumsal barışı tehdit etmektedir. Tehlikelidir çünkü yandaşlara aktarılan mali kaynakların büyüklüğü ortadayken, devleti temsil eden memura sadaka anlamına gelmektedir. 2002 yılından bu yana iktidara sahip olanlar, her zam döneminde yandaş basının “memura müjde” başlıkları eşliğinde milleti harap ve bitap düşürmeye devam etmiştir, etmeye de devam etmektedir. Gerçek enflasyon rakamlarının çok altında olan artışlarla memurun alım gücünü adeta kasıtlı ve maksatlı olarak her yıl azaltmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından dün açıklanan verilere göre haziran ayında enflasyon yüzde 3,92 olurken 6 aylık enflasyon ise yüzde 19,77 olarak gerçekleşti. AK Parti, memur maaşlarına enflasyon farkı olarak yüzde 17,55 ve seyyanen 8 bin 77 lira zam yapılması için TBMM’ye kanun teklifi verdi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı Genel Sağlık-İş Sendikası, söz konusu zammı protesto etmek için ülke genelinde iş bırakma eylemi yapma kararı aldı.
Genel Sağlık İş Sendikası Aydın Şubesi adına Atatürk Kent Meydanı'nda sendika üyelerinin de katılımıyla açıklama yapan Şube Başkanı Mehtap Borucu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
"Bugün bu meydana ilk çıkışımız değil, görünen o ki son da olmayacak. Siyasi iktidar sahiplerinin 21 yıldır sistemli bir şekilde kamu emekçilerini açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmesini bu meydanlardan birçok kez dile getirdik ancak onlar sesimizi duymamakta ısrar ettiler. Bugün yine sözün bittiği yerde, meydanlarda, eylemdeyiz.
Bin 150 odalı sarayı devletin itibarı olarak görenlere, halkı aç yatarken yandaşlarına halkın kaynaklarını akıtan kifayetsiz muhterislere, kendilerini bu ülkenin sahibi sanarak, 21 yılda yerleştirdikleri sadaka kültürünü normalmiş gibi sunanlara, bu meydanlardan bir kez daha sesleniyoruz. Devletin itibarı, halkın refah seviyesi ile kamu çalışanlarının emeğine verilen değer ile ölçülür. Eğer gerçekten devletin itibarını düşünüyorsanız, memurları yoksulluğa mahkum edemezsiniz. Kamu emekçilerinin yoksul olduğu bir ülkede refahtan da itibardan da bahsedilemez. Fakir kitlelerin daha da fakirleştirilmesi yolunda atılan her adım, “Türkiye Yüzyılı” diye parlatmaya çalıştığınız kişisel ikbal hırsınızın tabutuna çakılan bir çivi olarak yankı bulacaktır. Ülkenin bu kötü ekonomik durumu içerisinde mücadelemiz, sadece ve sadece yoksulluk sınırı üzerindeki tek kalem maaş içindir. Yönetemediğiniz ekonominin faturasını biz memurlara kesemezsiniz.
Türkiye'nin yüz yılı kandırmacası ile yeni bir döneme girildiği görüntüsünü veren siyasi iktidar, önceki icraatlarını aratmayacak şekilde karanlıktaki kamu emekçilerini zifiri karanlığa gömmüştür. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunulan memur maaş artışı önerisi, memurların açlık, yoksulluk ve sefalete mahkumiyeti için atılan tehlikeli bir adımıdır. Tehlikelidir, çünkü toplumsal barışı tehdit etmektedir. Tehlikelidir çünkü yandaşlara aktarılan mali kaynakların büyüklüğü ortadayken, devleti temsil eden memura sadaka anlamına gelmektedir. 2002 yılından bu yana iktidara sahip olanlar, her zam döneminde yandaş basının “memura müjde” başlıkları eşliğinde milleti harap ve bitap düşürmeye devam etmiştir, etmeye de devam etmektedir. Gerçek enflasyon rakamlarının çok altında olan artışlarla memurun alım gücünü adeta kasıtlı ve maksatlı olarak her yıl azaltmıştır.
Güncelleme Tarihi: 07 Temmuz 2023, 15:34