Her çeyrek yüzyılda, yarım asırda yâ da daha seyrek aralıklarda dünyada, virüsler değişim geçirerek yeniden yeryüzüne dönüş yapıyorlar. Bu onların karakteristik özellikleri… Yani bu onların görevleri… Peki, nasıl var oluyorlar, hangi değişimleri ( Mutasyon)geçiriyorlar, bu Virüsleri güçlü kılan ne diye toplumun bu aralar en çokça sorduğu sorulardan biri.
Kıssadan hisse, sebep insanoğlu diyerek yolu kestirmeden atlamak bu soruların cevabı değil artık diye düşünmeye başladı toplum!
Sosyal mesafeye karşılıklı insanı koymak bu işin başa geleceklerinin önlemidir! Bu anlayışı topluma kabul ettirmek ise yine toplumun eğitim seviyesiyle ve bilgilendirmenin zamanlamasının doğruluğu ile ilintilidir.
Alınan önlemler ve bununla ilgili kararlar ne kadar yeterli! Dahası varsa bunun ekonomik boyutları hesaplandı mı? Orta yerlerde dolaşan sözler ekonomik yapının bu Virüsle baş edemeyeceğiniifade ediyor!
O zaman Sosyal mesafelere kimleri ve hangi tarafları oturtturmak lazım diyor bugünün toplum anlayışı.
-Bir tarafa özel sermayeyi diğer tarafa halkı oturtmak gerekiyor;
Her zaman kar haddini asla düşük tutmadan davranan sermaye tarafı, karşı tarafa sunduğu her arz ve talepten doğan ürünlerden ziyadesiyle faydalanmıştır. Çünkü Liberal sistemde, serbest ekonomi sürekli güçlü tarafı farklı kılmadan yana yapılandırmıştır!
Zaman ortak değerleri korumakta gecikmeden paylaşımı toplumsal yaklaşımdan yana geliştirmektir. Yoksa sosyal mesafe iki kişi arasında ki mesafeyi kollayarak dokunmamak meselesi değildir.
Bunca ürkütücü konuşmaların kahramanı Korona Virüsünün arkasında nasıl bir bombanın patlayacağı yâda savaşın çıkacağı bugünün toplum yapısının kafasını kurcalamaya başlamıştır.
Savaşın sonucu, mutlu bir zümrenin diğeri üzerinde ki tahakkümü ve faturasının da güçsüz ama yaşam hakları eşit sayılması gereken büyük bir kesime kesilmesi oyunlarının oynandığı, kaotik bir ortam yaratarak ( Biyolojik savaş)kesilecekse;
Bu oyunun sonunda görülecek ki sosyal mesafede oynanan oyunlar her iki tarafı da dizinin üzerine düşürecek ve dünya bir değişimin yani yok oluşun eşiğinde evirişimin kendisiyle farklı bir atmosfere dönecektir.
Bu farklılaşmak; insan kavramında yeni bir dünyada; bencilliği, tek taraflı ferdi edinimleri, bireysel var oluş ilkeleriyle kasıp kavuracaktır.
Bizler diyoruz ki gelin sosyal mesafeyi toplumun değerlerinden yana kendi içimizde geliştirerek geleceği, insan ve insanlık adına eşitlikçi anlayıştan yana geliştirelim ve birlikte yaşanacak bir yenidünya yaratalım…
Her gün ve her yıl dünyada ve özellikle ülkemizde on binlerce kanserden ölen, dünyada açlıktan milyonlarca ölen, işsizlikten ve ekonomik şartlarda bunalıp intihar edenler on binlerce ölen, erkekten şiddet görerek binlerce ölen kadın varken;
Susan hukuk ve adalet, emperyalist yapı, kendisini üstün sınıf yapısı olarak tarif eden taraf, kılını kıpırdatmazken, Korona Virüsün den yana kendiliğinden eşitpaydalar da buluşarak meydana gelen Sosyal mesafenin tarafları oldular ya, şimdilerde kendi dizlerinin üzerine nasıl düşeceklerinin korkusuyla yaşamaya başladılar!
İlim ve bilimden yana gelişen büyük yâda küçükte olsan ülkeler bu gidişata dur diyecek önlemlerle, kendi halkına yönetim olarak borçlarını ödemeye başlamışlardır! Ama toplumu Ütopyacı bir anlayışla yönetmeye çalışan ülkeler ve biz büyüğüz bize bir şey olmaz anlayışına kapılan ülkeler bugün tarih önünde hesaplarını veriyorlar!
Umutların yüksek tutulduğu aydınlık yarınlara ulaşmak, eşit ve özgür ama bilimle yaşamanın yolundan geçen anlayışa sarılanlara selam olsun!