Bu ülkenin en büyük özelliğidir milli duyguların sağlamlığı! Ne zaman vatan sathında bir sıkıntı oluşsa, ne zaman içte ve dışta ki hainler iş birliği içerisinde bu ülkenin altına dinamiti koymaya çalışmışsa; işte o zaman bu ülkenin milli duyguları kabarır ve çareler üretir bu yüce millet!

Böyle bir duygunun esintilerinin sıkça bulunduğu bu süreçte,  milli duygulara bu vatan yeniden ihtiyaç duymakta ve alternatif çözümleri çağımız siyasi anlayışına uygun demokratik çözümler üretmenin izinde yürümeye başlamıştır!

Yirmi yıla yakın iktidar olma sürecinin getirdiği şartların ülkede yaşayan sınıfların ve kitlelerin büyük bir kısmını ekonomik açıdan dara sokmuş, azınlık bir çoğunluğunda, aşırı zenginleşmenin içine çekmiştir!

Burada esasen dikkat edilecek husus, dip noktalarda farklılık ve uçurum seviyelerine ulaşama noktasın gelmiş, sosyal dengeleri düzeltilemeyecek seviyelere çekilmesidir! Bu ekonomik ve sosyal dengesizliğin, kadın ve çocuk mağdurlarının her geçen gün çoğalarak büyüdüğü, önlenemez çöküntünün eşiğine getirmiştir!

Ülke siyasetini bölünmüş iki uçlu toplum yapısına dönüştürerek, yine aynı farklılığı ayrıştırdığı bu iki uçlu toplumun; bir tarafının yoksullaştığı, açlık sınırının altına düşen bir durumla karşı karşıya getirirken, diğer tarafı inanılmaz zaman aralığında zenginleştirerek inanılmaz bir sosyal yapının oluşmasıyla bugünkü tablonun yaratılmasına neden olmuştur!

Ülkenin dinamikleri olan çalışanlar ve emeklilerin yaşama tutunma dirençlerinin sosyal ve ekonomik alanda yok olduğu bir sürecin çekilmez bir hal aldığı bugünleri yaşamanın talihsizliğini, neredeyse kadermiş gibi kabullenmelerini beklemek inanılmaz bir yaşam gerçeği haline gelmiştir!

Ekonomik yapının temel üretim noktaları yok edilmiş, ülke Finans ekonomisine teslim edilince, ülke kaynaklarının birer birer elden çıkarılarak suni bir iyileştirilmiş piyasa ekonomisi ile dengelenmeye çalışılırken, dış ticaret açıklarımız her geçen gün katlanarak büyümektedir!

Tarımdan ziraata, gıdadan milli varlıklarımızın erimesine ve dışa bağımlı bir ticaret ile kendine yeten milli üretim gücünü ve o gücün ürettiği ürünleri yok etmiştir!

Karşı karşıya kalınan ekonomik durum bugün yeniden ekonomik ve sosyal bazda bir kurtuluş savaşın benzer bir milli duyguyla halledilecek alanlara çekmenin zamanı gelmiştir!

Bundan kırk yıl önce bu ülkede; sağdan ve soldan, farklı siyasetlerin temsilcileri ve partileri bir ittifak masasının etrafında “altılı masa” diye adlandırılan bir siyasi oluşumdan bahsedilseydi; “bunlar kafayı bir yere mi çarpmışlar” diye söylenirdik!

Ülkenin bu bileşenine paralel, birçok platformular alternatif olarak hızla artmaya ve bu sayede birleşmelere doğru gitmekte olduğu görülmeye başlanmış,  bu hareketlilik karşısında iktidar partisinin ne yapacağı merakla beklenirken tabii ki iktidar patisi çeşitli söylemlerle bu gücü yok edecek çareler üretmek için devletin kurum ve kuruluşlarını bu yolda seferber etmiştir!  Tüm kıymetli bilim adamları bu tutum karşısın da ne yapacağına, ülke geleceğini politik yapılanmayla çepeçevre ele geçirmiş bir sistem karşısında çareler üreterek yeni bir sürecin önünü açmanın uğraşı içine girmiştir!

Bahse konu altılı masanın ülke geneline sunacağı alternatif politikalar üretirken, bu masanın politikalarını boşa çıkaracak çalışma ve duruş sergilemeye çalışan iktidar partisi, seri söylemlerle bellek oluşturmaya çalışsa bile, etrafına toplanan medya gurubu; karşı görüş ve yazılarla milletin belleğine girmeye çalışsa bile, görünen o ki ekonomik ve sosyal çöküntünün yarattığı iktidara karşı güvensizlik, hiç de hafife alınmayacak seviyelere ulaşmıştır!

Altılı masanın aslında içinde adayının belli olmasına karşın izlenen politika şu anlamda yorumlana da bilinir; İktidar partisinin karalama politikasına malzeme olmadan, kısa bir süre kala potaya sokmaya çalışarak, karşı politikaların yıpratma imkânını zaman yaymasına engel olmasından kaynaklanmaktadır!

Yerel de altılı masanın anlayışına uygun politik davranışlar sergileniyor mu? Üçüncü ittifakın sağladığı avantajı, iktidar partisinin malzeme etmeye yönelik bazı iddiaların çürütülmesi anlamında, altılı masanın ulusal ve yerel bazda hamleleri bugünkü duruma göre yeterli görülmekte midir?

Yerelde örneğin Aydın da altılı masanın il başkanları arasında politika yapma bazında koordinasyon sağlanıyor mu? Aydın bölgesine ortak açıklamalar yaparak bilgi aktarımında buluna biliniyor mu?

Altılı masanın Aydın bölgesinde yeterli politik çalışmaları yapacak ortak programları uygulanıyor mu?

Birlikte ortak politikalar üreterek, masanın etrafındakilere milli anlamda birlik ve beraberlik ruhuyla ortak duruşlar ve eylemler sergileye biliyorlar mı? Aydın yerel bazda bir masanın etrafındakilere benzer bir çalışma ve birlikte siyasi alanda üretkenlik yarata biliyorlar mı?

Aydın kamuoyu bu saydıklarımıza nasıl bakıyor, bu konuda bir alan çalışma ve araştırması yapıp kendi aralarında bir rekabet anlayışının bulunup bulunmadığını tespit edip, yanlıştan dönüle biliniyor mu?

BU konuların Aydın basınında yakında takibe alınarak çokça yorumlar geleceğinin hesapları yapılmalıdır!

haber:erdal demir