“YEREL YÖNETİMLERDEN GELECEK OLAN TEKLİF VE ORTAK PROJEYE HER ZAMAN AÇIĞIZ”
“Akademik Oda Başkanları Konuşuyor” röportaj dizimizin ilk konuğu, Aydın Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Şahin oldu. Akademik Oda Başkanlarımız ile röportajlarımız tüm şeffaflığı ile devam edecek.
Selva Demirci: Başkanım” Akademik Oda Başkanları Konuşuyor” röportaj dizimizin ilk konuğu siz oldunuz. Yörükefe Gazetemiz adına size çok teşekkür ediyoruz. Hemen şunu sormak istiyorum. Öncelikle bize kendinizden ve meslek hayatınıza geçiş sürecinizden bahseder misiniz?
Cemil Şahin: 26 Eylül 1987 Afyonkarahisar Dinar ilçesi doğumluyum. Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden 2009 yılında mezun oldum. Arkasından vatani görevimizi Gıda Kontrol Subayı olarak yerine getirdim. Sonrasında da Hayvancılık işletmesi ve Veteriner Kliniği ile meslek hayatıma başladım. Segem tarafından yapılan sınavı kazanarak, ilgili eğitimi aldıktan sonra, Tarsim Eksperi olarak da mesleki görev üstlendim. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Mikrobiyoloji Anabilim Dalında Yüksek Lisans Eğitimimi 2015 yılında tamamladım. Hayvancılık bir süre sonra sürdürülebilirlik noktasında sıkıntılı bir hal almaya başlayınca 2018 yılında hayvancılık faaliyetlerimize ara verdim. Veteriner Kliniği hizmetlerimizi Limited Şirket bünyesi altında devam ettiriyoruz. 2014-2018 yılları arasında Aydın Veteriner Hekimleri Odası Denetleme Kurulu üyesi olarak görev aldım. 2018 yılında bu yana da Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyorum.
Selva Demirci: Geçtiğimiz günlerde tekrardan başkan seçildiniz. Güven tazelediniz. İstikrarlı bir gidişatınız var ki yıllardır bu düzeyde devam ediyor. Bu istikrardaki özenli ve titiz çalışmalarınızın karşılığını bulabiliyor musunuz? Çünkü Sizi tanıyor ve takip ediyoruz. Bu çabayı da görüyoruz.
Cemil Şahin: Biz böyle bir yola meslektaşlarımızın destekleri ve teşvikleriyle çıktık. Sonrasında da Yönetim Kurulumuz ve oda kurullarında görev yapan tüm meslektaşlarımızla çok ciddi emekler verdik, vermeye de devam ediyoruz. Ortada bir başarı varsa tüm üyelerimizin ve oda kurullarında görev yapan meslektaşlarımızın başarısıdır. Biz de netice itibariyle temsil makamındayız. Odamızı ve meslek örgütümüzü en iyi şekilde temsil etmeye gayret gösteriyoruz. Meslektaşlarımızın önerileri ve görüşleri doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve sık sık onların fikirlerine danışıyoruz.
Selva Demirci: Tabi bu da ciddi bir sorumluluk ve sizi muhakkak yoruyor olmalı değil mi?
Cemil Şahin: Yoruyor. Ancak şöyle tabi; yorgunluk bir şekilde atılıyor. Netice itibariyle kadim ve kutsal bir mesleğin camiasına hizmet veriyorsunuz. Dolayısıyla bunun manevi kazanımları yorgunlukların önüne geçiyor. Burası bir nöbet kulübesi. Bugün nöbetçi biziz. Yarın diğer meslektaşlarımız bu nöbeti devralacaklar. Biz bu süre içerisinde elimizden geldiğince gece-gündüz demeden, meslektaşlarımız ve camiamız için mesleğimizi kamu yararına ilerletmek, geliştirmek için çaba gösteriyoruz. Meslektaşlarımızın hak ve menfaatlerini koruma mücadelesi veriyoruz.
Selva Demirci: Kamu yararı derken bu konuda aslında çok yerinde tepkiler verdiğinizi biliyoruz. Açıklamalarınızda ve basın bültenlerinizde olsun konulara çok hakimsiniz. Tepkinizi asla sakınmıyorsunuz ve bunu da saldırgan değil de daha çok sistematik ve teknik anlamda veriyorsunuz; ki bu da sizin iyi bir duruşunuzun olduğunuzun kanıtıdır. Sonuç olarak bu tavrınızın neticesinde güven tazeleyip tekrardan başkan seçilmeniz kaçınılmaz.
“MESLEĞİMİZİ HER TÜRLÜ SİYASETİN ÜZERİNDE TUTUYORUZ”
Cemil Şahin: Teşekkür ediyorum. Tabi ki yapmış olduğumuz çalışmalar takdir edildiği için tekrardan teveccüh gösterdiler ve bizi göreve seçtiler. Burada şu var. Bizim en çok dikkat etiğimiz hususlardan biri, mesleğimizi her türlü siyasetin üzerinde tutmaktır. Hiçbir siyasi partiyi, düşünceyi mesleki örgütümüze angaje etmiyoruz. Mesleğimiz lehine kıymetli bir çalışma yapılıyorsa biz bunu alkışlıyor ve tebrik ediyoruz. Ancak mesleğimize zararı dokunan noktalar olursa da hangi siyasi parti olduğu, hangi ideolojik görüş olduğu bizi asla bağlamıyor, tepkimizi usulünce, belli saygı, ahlak sınırları çerçevesinde veriyoruz. Sizler de sağ olun; basın mensupları olarak bizlerin vermiş olduğu bu tepkileri sık sık gündeme taşıyorsunuz. Yaptığınız iş bizim için bu noktada çok büyük kıymet taşıyor.
Selva Demirci: Burada zaten ayrı bir çizgide olduğunuz çok açık. Çünkü “mesleki örgütlülük” örgüt kelimesinin olduğu mecrada mutlaka siyaset olduğu dediğiniz üzere aşikar görünüyor. Ama siz bu durumdan kendinizi ayırıp sadece mesleki anlamda verilmesi gereken tepkileri .çok net bir tavırla veriyorsunuz. Bu bağlamda hemen soruma geçmek istiyorum. Sistemin mesleki örgütlülük yapısına bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca mesleğinizle ilgili yetersiz bulduğunuz noktalar ve giderilmesini istediğiniz eksiklikler nelerdir?
“BİZ YILLARDIR TEDRİCİ BİR ŞEKİLDE HAK KAYBEDİYORUZ”
Cemil Şahin: Biz Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve 56 Veteriner Hekimleri Odamızla kamu kurumu niteliğinde meslek örgütüyüz. Dolayısıyla bu statü bize büyük sorumluluklar yüklüyor. Tabi ki Devlet’in, hükümetin bizlere kulak vermesi lazım. Ancak maalesef her zaman bu olmuyor. Kulaklar tıkanıyor. Biz hiçbir zaman bir fazla hakkın peşinde koşmadık. Yıllardır tedrici bir şekilde hak kaybediyoruz. Bizimle eş değer meslekler, bizim çok üzerimizde özlük haklarına sahipken, biz bunların hiçbirisinden faydalandırılmıyoruz. Bizim tepkimiz bu. Örneğin, Fiili hizmet zammından hiç faydalanmıyoruz. Ancak bizimle eş değer olan meslekler bu zammı alıyorlar. Yeri geliyor bir tık ilerisini istiyorlar. Biz daha temeldeki fiili hizmetleri bile elde etmiş değiliz. Bununla alakalı da konuyu İdare Mahkemesi’ne, yargıya taşıdık. Çünkü biz 2008 yılına kadar bu haktan faydalandık, hem de çok uzun bir süre. Sonrasında, “Veteriner Hekimler bu haklardan faydalanırken, aynı işi yapan diğer sağlık çalışanları bu haktan faydalandırılmıyor; kamuda çalışan veteriner hekimler faydalanırken, serbest çalışan veteriner hekimler faydalandırılmıyor” şeklinde Anayasa Mahkemesi’ne müracaat edildi. Mahkeme de 2008 yılı itibariyle bizden bu hakkı aldı ve diğer sağlık çalışanlarına da vermedi. Sonrasında 2018 yılında beşeri sağlık çalışanları yani insan sağlığı çalışanlarına verildi Veteriner Sağlık çalışanlarına verilmedi. Veteriner Sağlık Çalışanları temelde İnsan sağlığını korumak için mesleklerini icra ederler, bizim meslek camiamızın en büyük sorumluluğu bu. Bunu hep dile getiriyoruz. Ancak bunu göz ardı ettiler. Veteriner Hekimlere vermediler. Neticede ciddi bir hak kaybı içerisindeyiz. Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı bir durum var. Biz bununla ilgili kamu kurumları ile yazıştık ve taleplerimizi ilettik. Ancak hepsinden olumsuz yanıt gelince mecburen konuyu yargıya taşıdık. Sonuna kadar da takipçisi olacağız.
Selva Demirci: Sizden alınan hakların diğer diğer kurumlara verilmesi sonrasında; haklarıyla ilgili kurumların, halen tepki içinde olmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“BEŞERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ LEHİNE OLAN DÜZENLEMELERDEN, BİZ FAYDALANAMADIK”
Cemil Şahin: Bu çalışmaların beraber yapılması gerekir. Birlikte hareket edilmesi lazım. Beşeri sağlık çalışanlarının lehine olan düzenlemelerden, biz faydalanamadık. Birlikte ses çıkarmak lazım, birlikte hareket edebilmek lazım.
Selva Demirci: Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diş Hekimleri Fakülteleri son sınıf öğrencilerine, asgari ücret tutarında ödeme yapılması konusundaki açıklaması gündeme geldi. Bu açıklama da Veteriner Hekimliği Fakültesi öğrencilerinin de tepkisini çekti. Bu karar, sizi bakıldığında sağlık çemberinin dışında tutuyor gibi görünüyor. Biraz önceki soruyla bağlantılı aslında… Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cemil Şahin: Son verilen bir hak, hem Tıp Fakültesi’nde okuyan hem de Diş Hekimleri fakültesinde okuyan intörn öğrencileri için verildi. Tıp bir bütündür. Tıbbı bölemezsiniz. Şimdi 3 tip hekimlik vardır ülkemizde. Diş hekimliği, beşeri hekimlik ve veteriner hekimliği. İki hekimliğe bir takım haklar verilirken, intörn öğrencilerine bir takım haklar verilirken; veteriner hekimliği öğrencilerini bu hakların dışında tutmak, tamamen bu camiayı sağlık çemberinin dışına atmak demektir. Bunun hç kimseye bir faydası olmaz. Ciddi anlamda da zararı olur. Biz bununla alakalı sıklıkla tepki veriyoruz. Tepkilerimizi de sürdüreceğiz, ta ki bu haksızlıklar ortadan kaldırılıncaya kadar.
Selva Demirci: Tepkiniz sonucu nasıl bir karşılık alıyorsunuz başkanım?
Cemil Şahin: Hiçbir olumlu karşılık alamıyoruz. Hükümetin kesinlikle bununla alakalı olumlu bir adımı yok. Bu çok üzücü ve motivasyon bozucu bir durum. Veteriner Hekimlerin varlığı ülkesinin varlığı içindir. Böyle bir camiaya çok büyük haksızlıklar yapılıyor.
Selva Demirci: Yerel yönetimler ile ilgili yapmış olduğunuz projeleriniz var mı? Varsa eğer nasıl bir çalışma içerisindesiniz? Hayvan barınakları ile ilgili beraber ve ortak projeleriniz var mı? Örneğin bir Aydın Büyükşehir Belediyesi, Efeler Belediyesi ya da diğer ilçe belediyeleri ile nasıl bir istişare içindesiniz?
Cemil Şahin: Birçok ortamda bir araya geliyoruz. Hem belediyelerimizle, hem mülki idaremizle bunu sıklıkla konuşuyoruz. Her platformda dile getiriyoruz. Bizim üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Birçok çalışmaya kapımız açık. Ancak tabi bununla alakalı bize gelen resmi bir talep yok.
“BELEDİYELER BÜTÇELERİNİN YETERSİZ OLDUĞUNU BELİRTSE DE, BÖYLESİ ÖNEMLİ KONUDA BUNLAR BAHANE OLAMAZ, İSTENİLDİĞİNDE YETERLİ BÜTÇE OLUŞTURULABİLİR”
Cemil Şahin: Yerel yönetimler, evcil hayvan bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde ve mesleğimizin uzmanlığı gereken birimlerde veteriner hekimler ile çalışıyorlar. Veteriner hekim istihdamları var. Ancak, bu çok düşük sayılarda. Sadece Aydın için konuşmuyorum. Tüm Türkiye’de yerel yönetimler veteriner hekim çalıştırma konusunda cimri davranıyorlar. Bütçelerin yetersiz olduğu söylense de bunlar bahane değil. İstenildiği zaman bütçeler çok rahatlıkla bulunabiliyor. Belediyelerin ne kadar büyük bütçeler yönettiğini hepimiz iyi biliyoruz. Bu zaten gizli saklı bir durum değil. Burada örneğin; 20 veteriner hekimle gerçekleştirilebilecek bir çalışmayı siz 3-4 veteriner hekim istihdamı ile yapmaya çalışırsanız bu sefer ne oluyor, bir eksiklik bir problem yaşandığında, halkımızın bir kesimi bunun faturasını orada çalışan veteriner hekimlere kesiyor. Bizim hiç istemediğimiz ve sıklıkla tepki gösterdiğimiz en önemli konulardan bir tanesi bu. Çünkü oradaki veteriner hekimin bir suçu yok. Sayı az; Yardımcı sağlık personeli sayısı az; alt yapı şartları yeterli değil; teknik şartlar yeterli değil. Şimdi bizim oradaki meslektaşlarımız, çok kısıtlı imkanlar çerçevesinde, kendilerinden mesai olarak, maddi olarak, ailesel olarak, fedakarlık yaparak böyle bir hizmet veriyorlar. Çünkü bizim işimiz sevmeden yapılabilecek bir iş değil. Çok farklı özellikleri bir arada kendi bünyenizde barındırıyor olmanız lazım ki bu mesleği sürdürebilesiniz. Maalesef belediyelerin yeterli imkan sağlayamamasından kaynaklanan problemler veteriner hekimlerin üzerine yıkılıyor. Biz de buna tepkisiz kalmıyoruz.
Sahipsiz hayvanlar konusu bizim kanayan yaramız. Bu yıllardan beri de çözülemedi. Bununla alakalı çok olumlu gelişmeler göremedik. Kalıcı ve radikal çözümlere gidilemedi. Popülasyon kontrolü, çok ayaklı bir çalışma sonucu ortaya konacak kapsamlı kısırlaştırma uygulamalarıyla sağlanabilir. Ancak bu şekilde, sınırsız olan üreme sınırlı hale getirilir ve popülasyonu kontrol etmiş oluruz. Onlara hak ettikleri refah içerisinde bir yaşamı ancak bu şekilde sunabiliriz.
Selva Demirci: Sadece hayvan barınakları ile mi sınırlıdır yapılabilecek projeler? Onun dışında neler yapılabilir?
Cemil Şahin: Hayır; tabi şu yapılabilir. Örneğin siz yeterli donanımı sağlayamadınız. Belediyenin evcil hayvan rehabilatasyon ve bakım merkezi yok ya da alt yapısı yeterli değil diyelim. Aydın Veteriner Hekimleri Odası ile görüşüp bir protokol ile iş birliği içerisine girebilirler. Karşılıklı oturulur ve belli çerçevede anlaşma sağlanır sonrasında bizim Aydın’daki tüm kliniklerimiz kapılarını açar; belediye ve odamızın organizasyonuyla, gerekirse valiliğimizin de desteğiyle beraber üçlü sac ayağı kurulur ve bu konu çok hızlı bir şekilde aşama kaydedilecek pozisyona gelir. Bir çok şehir için konuşuyorum; sadece Aydın için konuşmuyorum, her yerde bu birlikte hareket sağlanmalı, topyekün çalışma sergilenmeli.
Selva Demirci: Odanız, belediyeler ver valilik olarak belirttiğiniz bu üçlü sac ayağının oluşturulmasında siz bu konunun üzerine gitseniz; çünkü önemli bir proje bu ki kritik bir dönemin içindeyiz.
Cemil Şahin: Bu konuyla ilgili talep sürekli bizlerden gittiğinde, Veteriner Hekimler sanki bu işten çok önemli maddi kazanımlar sağlayacaklarmış algısı oluşuyor. Bahsettiğim şekilde yapılacak protokolde, klnisyen veteriner hekim meslektaşlarımız ciddi şekilde maddi manevi bir takım ödünler verecekler. Dolayısıyla talebin, yani yetki devri talebinin yetkisini devretmek ihtiyacı hisseden, destek talep eden kurumlardan gelmesi gerekir.
Selva Demirci: Başkanım baktığınızda bir çok dernek var. Örneğin hayvan severlerin oluşturduğu sivil toplum örgütleri mevcut. Ne kadar faydası ve katkısı var size? Ayrıca nasıl bir istişare içindesiniz?
“BELEDİYELER ELİNDEN GELENİN FAZLASINI YAPACAK; YETEMEDİĞİ NOKTALARDA BİZLERDEN DESTEK ALACAK”
Cemil Şahin: Tabi ki biz sıklıkla bir araya geliyoruz. Faydalı dernekler olarak görüyorum halis niyetle işleyişini sürdüren derneklerimiz gayet güzel, verimli işler yapabiliyorlar. Ancak, şunun özellikle altını çizmekte yarar görüyorum, sahipsiz hayvanlarımız noktasında asli yetki ve sorumluluk sahibi yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimler burada bir boşluk bırakıp, her şeyi derneklerden ve serbest veteriner hekimlerden beklerlerse bu sürüdürülebilir olmaz. Öncelikli olarak yetki ve sorumluluk sahibi ciddi şekilde taşın altına elini koyacak, sonrasında bizler de ihtiyaç duyulan durumlarda elimizden gelen desteği vereceğiz.
Selva Demirci: Mahallelerde bir çok can dostlarımızı görüyoruz. Kimi İnsanlar da rahatsızlık söz konusu. Bunun sonucunda vatandaş şikayette bulunuyor ve hayvanlar özellikle köpekler, bulunduğu yerden alınıp götürülüyor. Bu aşamayı bize açıklar mısınız?
Cemil Şahin: Siz hayvan sevmeyebilirsiniz. Saygı duyulur. Kendi adıma çok saygı duyduğum söylenemez tabi hayvan sevmeyen insanlara. Köpekten rahatsız olduğunu söyleyip; hiçbir zararı olmayan küpeli, aşıları yapılmış ve saldırgan özelliği olmayan sahipsiz hayvanlarımızı dahi şikayet eden bir takım insanlar var. Sokaklar kanunen can dostlarımızın doğal yaşam alanlarıdır. Bizlerle birlikte yaşamlarını sürdürecekler. Tabi bu popülasyonu da kontrol edeceğiz. Bizim vatandaşlarımızın bir kısmı mahallesinde hiç bir şekilde köpek görmek istemiyor. Bu zaten kanunen mümkün değil. Şu durumları anlıyoruz, hayvanların da psikolojik sıkıntıları oluyor takdir edersiniz. Rehabilite edilmeleri gerekiyor. Saldırganlaşmış, hastalanmış v.b. problemli hayvanlar, yerel yönetimlerce bulundukları yerden alınıyor, bakım ve rehabilitasyon merkezinde gerekli tedavi ve rehabilitasyon işlemleri yapıldıktan sonra da alındıkları ortama geri bırakılıyor. Dolayısıyla, bu şekilde sıkıntılı problemli hayvanlar tespit edildiğinde yerel yönetimlerin ilgili birimlerine haber verilebilir ancak hiç bir zararı olmayan kendi halinde yaşayıp giden, bir hastalığı olmayan hayvanı da, sırf siz görmek istemiyorsunuz diye yakalatıp toplatma talebi oluşturamazsınız, bu hukuken mümkün değil. Vicdani de değil.
Selva Demirci: Başkanım, en üst çatınız Türk Veterinerler Hekimleri Birliği. Bu birliğe bağlı kaç odanız var? Ayrıca Aydın Bölgesi’ndeki veteriner hekim sayısı nedir? Bu bağlamda da oda çalışmalarınızdan bize bahseder misiniz?
Cemil Şahin: Türk Veterinerler Hekimleri Birliği çatısı altında 56 odamız var. 6343 sayılı kanun bizim odalarımızın, meslek örgütümüzün nasıl teşekkül edip, nasıl çalışacağını belirler. Ana kanun budur. Bizim çalışmalarımız hem meslektaşlarımızın menfaatlerini koruyacak şekilde hem de mesleğimizi kamu yararına geliştirmeye yöneliktir. Biz bunun için kurulmuş bir örgütüz. Bundan sonraki çalışmalarımız da bunun ışığında gidecek. Vatandaşlarımızın ve meslektaşlarımızın talepleri, görüş ve önerileri her zaman bize yol haritası çiziyor. Aydın genelinde, bize bağlı 16 ilçe temsilciliğimizle, 614 kayıtlı üyemiz, 400-500 civarı da potansiyel üyemiz var. Kamu bünyesinde çalışan melektaşlarımızın üyelik zorunlulukları yok. Ancak biz çalışmalarımı birlikte sürdürmek, onların da sıkıntılarını, problemlerini, taleplerini daha efektif şekilde alabilmek için üyeliğe teşvik ediyoruz. Bu şekilde bir çok meslektaşımızı meslek örgütümüze kazandırdık, kazandırmaya da devam ediyoruz. Sağ olsunlar, ellerini taşın altına koymaktan çekinmiyorlar. Yeter ki örgütümüzde bir çalışma azmi görsünler, inansınlar.
Selva Demirci: Üyelerinizin sizden en çok talep ettiği ve en çok şikayet ettiği durumlar nedir?
“VETERİNER HEKİMLİK CİDDİ FEDAKARLIKLAR GEREKTİRİR; ASLA SADECE PARA İÇİN YAPILABİLECEK BİR MESLEK DEĞİLDİR”
“MESLEKTAŞLARIMIZIN BİR ARAYA GELEBİLECEĞİ BİR SOSYAL TESİSE İHTİYACIMIZ VAR”
Cemil Şahin: Biz çok yoğun şekilde çalışan bir meslek camiasıyız. Çocuklarımızdan, eşimizden, dostumuzdan, aşımızdan fedakarlık ederek mesai mefhumu gözetmeksizin çalışıyoruz. Dolayısıyla meslektaşlarımız bir araya gelip diyalog oluşturmakta zorlanıyorlar. Çünkü sosyal hayata vakit kalmıyor. Meslektaşlarımızın en büyük talebi, gün içerisinde adeta bir toplanma merkezi, dinlenme merkezi olacak şekilde sosyal tesis kurulması. Bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz umarız bir aşama kaydedebiliriz. Bugün bir tesis açmak mevcut maddi imkanlar ve ekonomi çerçevesinde oldukça zor. Biz meslek örgütü olarak çok cüzzi aidatlarla işleyişimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Bu da tabi maalesef bu şekilde yeni bina, sosyal tesis v.b gibi konularda işimizi zorlaştırıyor.
Selva Demirci: Önümüzdeki dönemlerde sizi siyaset kulvarında görebilecek miyiz başkanım?
“VETERİNER HEKİMLER PARTİ KURSALAR, İKTİDARA GELİRLER”
Cemil Şahin: Ben kendi adıma konuşmayayım ancak bizim mesleğimiz fıtrat olarak siyasete çok yatkın. Gecemiz gündüzümüz, toplumun her kesiminden insanla iletişim halinde geçiyor. Kırsal kesimdeki insanımızla da, şehir merkezlerindeki insanımızla da işimiz gereği çok sıkı ilişkiler kuruyoruz. Onların ailelerinin birer ferdiyiz adeta. Bugün bir veteriner hekim sabaha karşı ya da gece yarısı köyde bir evin kapısını çalsa, ben veteriner hekimim dese, hiç soru sormadan içeri buyur ederler, canla başla çekinmeden misafir ederler. Şehir merkezlerinden, en ücra perifer noktalara kadar her yerde muayenehanelerimiz var. Meslektaşlarımız var. Araç yolunun olmadığı yerde dahi benim meslektaşım var. İnsanlarımız günlük siyasetle ilgili meslektaşlarımızla çokca sohbet eder, görüş öneri fikir sorar. Ve dikkate alır. Bugün bir veteriner hekim yüzlerce kişinin siyasi eğilimine etki edebilir. Türkiyede 40.000 civarı veteriner hekim var. Bu az gibi görünebilir ancak etki alanına baktığınızda bu sayı 10-15 milyonu geçer. Böyle top yekün bir hareket başlatır parti kurarsak kısa zamanda iktidara gelmemiz şaşırtıcı olmaz J Meslektaşlarımızın aktif siyasetin içerisinde olmasında yarar var. Ben meslek örgütümüzdeki görevim gereği siyasete mesafeliyim ancak tüm meslektaşlarımızı açık yüreklilikle siyaset yapmaya davet ediyorum. Bundan kaçınmayalım. Bizim en büyük eksikliğimiz, siyasi lobimizin yetersiz olması. Mecliste yeteri kadar meslektaşımızın yer almaması. Bazı ülkelerde, mecliste Veteriner Hekim sayısının çok fazla artması nedeniyle bu noktada kısıtlama getirilmiştir bunu da hatırlatmakta yarar görüyorum. Meclislerinde Veteriner Hekim kotası konan ülkeler var yani. Şaka yapmıyorum, çok ciddi konuşuyorum.
Veteriner Fakültelerimizde okuyan öğrencilerimize de her zaman siyasetin içinde olmaları gerektiğini söylüyorum. Siyasetten korkmamalarını, ülkemiz siyasetinin gençlere çok büyük ihtiyacının olduğunu düşünüyorum ve bunu daima vurguluyorum.
RÖPORTAJ: SELVA DEMİRCİ
EDİTÖR: SELVA DEMİRCİ
Güncelleme Tarihi: 28 Ekim 2022, 07:36