ÖZGÜRLÜK - I

Ne güzel bir kavramdır özgürlük. Ama Özgürlük için bence şu üç soruyu sormak ve cevaplamak lazım.

  1. Özgürlük nedir?
  2. Özgürlük nerede başlar?
  3. Özgürlük nerede bitmelidir?

Yaşamımın boyunca hep özgürlüklerimizin kısıtlandığını düşünmüşüzdür. Özellikle okul çağlarımızda evde anne babamız, okulda öğretmenlerimiz daimi bizim özgürlüklerimizi kısıtlamak için ellerinden gelen gayreti göstermektedirler. Biz ise onların bu kısıtlamalarını ve kurallarını nasıl delebileceğimizin hesaplarını yaparız. Planlı eylemler yaparız bunları delmek adına ve bu eylemlerimiz başarılı olsun olmasın çok eğleniriz.

Aslında hepimiz en özgür olduğumuz yıllarımız ve en sorumsuz yaşadığımız yıllarımızdır okul yılları.

Hepimizin en güzel anılarıdır. Hiçbir imtihandan geçemediğinizi hatırlamazsınız ama ne kadar çok öğretmenlerinize çektirdiğinizi ve ne kadar eğlendiğinizi hep hatırlarsınız. Sanki tamamımız Hababam Sınıfı’nda okumuşuz gibi anlatırız. Ben okul anıları biraz fazla olanlardanım. Ancak onları aile ortamında hele de eski okul arkadaşlarımız ile bir araya geldiğimiz aile ortamlarında anlattıktan sonra eşimin benden ricası ile oğluma hiç bir okul anımı (hiçbir derken neler olduğunu tahmin ettiniz tabii) anlatmayacağıma dair söz verdim. Eşim oğlumun okulu yanlış anlamasından korktu… 

Sonrasında ise erkekler askerlik anıları anlatırlar. Ama anılar sadece ya kahramanlıkları ile ya da düzene ters çıkıp nasıl direndikleri ile ilgilidir. Çoğu komik anılardır, bayanlarımızın hiç dinlemek istemediği. Doğaldır dinlemek istememeleri, birçok erkeğin yan yana gelmeleri ve aylarca kadın yüzü görmeden birbirleri ile soğan patates soymanın, komutanlarından kaçamak işler yapmanın, teller arkasında kapalı kalmanın, düşünmek yerine emri uygulamanın, kendini bile sorgulayamamanın neresi komiktir ki zaten. Hele ki çatışmaya giden bir ekibin içinde iseniz neyi anlatacaksınız ki geldiğinizde…

Komando asker fotoğrafı her yerde bulunuyor ama mutfakta olanları çok zor buldum.

Bana askerlik hep profesyonel meslek olarak seçmişlerle hiç mesleği olmamışların orada bulunmaları gereken bir yermiş gibi gelmiştir. Yoksa sen dünya kadar okul oku işe gir, işini yarım bırak askere git, sonra da bir kez bile elini bir silaha sürmeden geri gel, kaybettiğin ve kaybettirilen zamana yazık. Savaş çıksa inanın okullu okulsuz farkı ortadan kalkar ve hepimiz bu ülke için birer nefer olur gerekir ise şehit de oluruz. Askerlik erkeklerin özgürlüklerinin devlet eli ile belli bir süre için ellerinden alındığı bir dönem ve bu dönem çeşitli psikoloji barajlarıyla tatlandırılmış durumda ki herkes askerlikten nasibini alsın. Mesela askere gitmeyene kız verilmez belli yörelerde, askere gitmemiş olan erkekten sayılmaz başka taraflarda, rapor alırsan gitmemek için ömrünün sonuna kadar dalga geçerler birileri.

Bayanlar içinde özgürlük bazen baba evinden kaçmaktır. Bunun en resmi yolu da evlenmektir. Çoğu genç kızımız evlenerek özgür olacaklarını hesaplarlar ama bu hesaplarının tutmama şansı tutmasından daha kolaydır. Güzel evlilik yok mudur? Tabi ki vardır ben halen evli olarak yaşıyorsam… Ama evlilik karşılıklı anlaşmanın, saygının ve en son da sevginin olması gereken bir kurumdur. Yoksa baba evinden kaçmak için hızlandırılmış bir kurumsal kaçış yolu değildir. Bu yol çoğu zaman size babanızın evine kaçmak ile neticelenecek ters bir döngüyle bitebilir.

Bazıları için özgürlük çalışmaktır. Çalıştıkça kendilerini daha enerjik, daha özgür hissederler. Bazıları içinse özgürlük hem çalışmaktır hem üretmektir. Üretmek, üretebileceğini bilerek çalışmak çok keyifli bir özgürlüktür. Bundan sizi hiç kimse alı koyamaz. Eğer içinizde çalışma ve üretme isteğiniz varsa, sizi ne kadar engelleseler de durduramazlar. Bu özgürlük elinizden alınamayan özgürlüklerinizden biridir.

Bazılarımız ise hayatlarını o kadar çok kurallar içerisinde yaşarlar ki, özgür bırakıldıklarında bile özgür olduklarını anlamazlar. Hatta kendilerini başka kuralların içine sokarlar, kural bulamazlar ise kendileri kural yaratırlar ve kendi özgürlüklerini bu kuralarla kısıtlarlar. Ne yazık…

Şimdi size özgürlük hakkında bana bir basit resim çizin desem… Ne çizerdiniz? Tamam, kağıt kalem aramayın sadece zihninizden ne çizeceğinize karar verin. Ben bu soruyu ilk önce arkadaşlarıma sordum daha sonrasında da her seminerimde seminere katılanlara sordum ve ne ilginçtir ki çoğunlukla aşağıdaki iki cevabı aldım. Şimdi sizde belki aynı cevaplardaki resimleri zihninizde çizmiş, aşağıda onları görmüş, şaşırmış olabilirsiniz. Sakın şaşırmayın, sadece sizde şartlanmış olabilir misiniz?

Sizde bunları hayal etti iseniz, lütfen kendinize şu soruyu sorunuz…

Siz özgür müsünüz? Ya da başka bir değişle, siz kendinizi özgür hissediyor musunuz?  

Yoksa sizde kendinizi, düşüncelerinizi ve hayallerinizi kilitli kapılar ardında mı hissediyorsunuz?

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.