NORMALLEŞTİRMEYELİM, ALIŞMAYALIM…

Bu kez ne yazayım diye düşündüm. Emeklilerin durumunu mu?, Asgari ücretliyi mi? Okulu bırakmak zorunda kalan öğrenciyi mi? Barınamayan, kirasını ödeyemeyen dar gelirliyi mi? Talan edilen ormanları mı? Koruyamadığımız, kadın ve çocukları mı? Kaderine terk edilmiş sokak hayvanlarını mı? Ne yazmalıyım diye düşünürken ikinci yıl dönümünü andığımız 6 Şubat Depremlerini yazmaya karar verdim.

Kaderine terk edilen milyonların durumunu dert edinmeden, sıcacık evlerimizde huzur içinde yemeklerimizi yemek, umarsızca hayatımıza devam etmek doğru mu? Hani empati duygularımız, onları neden hissedemiyoruz, yüreğimizin derinliklerinde. Ne yerler, ne içerler, okul var mı? Sağlıktan yararlanabiliyorlar mı? Asbestli hava soluyarak hastalanmadan ne kadar daha yaşayabilirler? Siz bakmayın bir kısım medya organının güzelleme yaptığına, durum hiç de gösterildiği gibi değil.

Depremin ilk günlerinden itibaren halkımız olanca gücüyle depremzedelerin yanında olmaya çalıştı. Elbette belediyelerin yardıma koşmalarını da unutmak mümkün mü? Bu yardımlar 6 ay kadar aralıksız sürdü. Önce belediyeler bir bir çekildi. Sonra Demokratik Kitle Örgütleri ve sivil insiyatifler. Yardımseverler ellerini sonuna kadar çekmemek için çaba sarf ettiler. Kolay değil gerçekten. Daha önce birkaç kez yazdım, “gün gelecek unutulacaklar, ne olur unutmayın, bırakmayın” diye. 11 Ocak’ta 13.kez yanlarındaydık. 6-7-8-9-10 şubatta 14.kez yanlarında olduk. Neye ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Öncelikle ilgiye. 11 Ocak’ta ihtiyaç sahiplerine kömür yardımı yapacaktık. Ailesinden 17 kişiyi kaybetmiş Hatay’lı depremzede hanımefendi, gözyaşlarıyla “6 aydır yardıma gelen kimseyi görmedik” dedi. Bu gözyaşları her şeyi anlatıyor. Bu kez de yanımızda getirdiğimiz giysi ve ayakkabıları teslim ettik oradaki dostlarımıza. Bütün bölgeyi mi kurtardık? Elbette hayır. Ancak birilerinin dertlerine derman olmak için çabalıyoruz. Gücümüzün yettiği kadar, en azından normalleştirip evimizde oturmuyoruz. Çünkü hiçbir şey normal değil.

Sokak aralarında sahipsiz kedi ve köpekleri de fazlasıyla görüyorsunuz. Bu dostlarında korunmaya, karnını doyurmaya ihtiyaç yok mu? Eskiden yemek artıkları ile karın doyuruyorlardı. Şimdi bu imkanları da yok. Deprem bölgesine giderseniz, yanınıza kedi ve köpek maması alın ve onlara yedirin. Onlarda canlı, İyilik İyidir.

 Bölgede hava çok soğuk. Isınma sorunu çok fazla. Elektrikler günde birkaç kez kesiliyor. Battaniye’ye sarılarak oturuyorlar. Yaşlılar, çocuklar, hastalar çok daha etkileniyorlar. Özellikle konteyner kentlerde yaşamak hiç kolay değil. Tuvalet ve banyolar dışarıda, hijyen sorunu da cabası. Bir de ne öğreniyoruz. Konteynerlere elektrik sayacı takmış şirket. Depremzedelerden elektrik parası isteniyor. Birikmiş borçları olanlar var. 30 bin TL elektrik borcu olanlar var. İş yok, aş yok, insanlar karınlarını doyuramıyor, nasıl elektrik faturası ödeyecekler? Özelleştirmelerle gelinen nokta budur. Hatay’da her yer konteyner kent. 218 bin kişi buralarda yaşıyor. Kırsalda halen çadırlarda yaşayan insanlar var. Yollar halen yapılmamış, (sadece protokolün geçeceği yolu asfalt yapmakla olmuyor)1 yıl da kalıcı konutların tamamının bitirileceğini söyleyenler, iki yılda sadece yüzde otuzunu yapabildi. Gidin görün bakalım. Gülen bir yüze rastlayabilecek misiniz? Yazın toz, toprak, kışın dondurucu soğuk, iş yok, aş yok. Şu düzeldi diyebileceğimiz bir şey yok. Halen kalkmamış enkazlar var. Bir de rezerv alan uygulaması var. İnsanlara “buraları terk edeceksiniz” diyorlar. Özellikle Hatay halkı sahipsiz. Atatürk’ün hasta yatağında anavatana katılımını sağlayarak, “Hatay benim şahsi meselemdir” dediğini de unutmadan Hatay’a sahip çıkacağız. Bana nerelisin? diye sorulan soruya Hatay’lıyım diyorum artık, büyük bir onurla.

 Son olarak ülkemin güzel ve vicdanlı insanları, depremzedelerin yanında olmaya devam ediniz. “Ben yardımcı oldum, benden bu kadar derseniz” olmaz! İnsanlar kötü durumda, çare arıyorlar, dayanışma duygusu onları rahatlatacak. Gücümüzün yettiği kadar, güldüremezsek de, gülümsetelim. Olmaz mı?

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.