"Her şey yürektedir.İnsanda doğru ya da yanlış görünen her şey oradan olur.
Doğru işler yapan hakk sevendir. Hakk makamını, tahtını yüreğinde sever.
Yanlış işler yapan ise Hakk'ı anlayamayan, sapkındır.İnsanı sevemez.
Kötü düşünceleri; Hakka yüreğinde makam kurmayanlar, Hakikat görünmesin diye fitne yapanlar yaratır.
İnsan sevgisini gönül tahtından almayı değil, yok etmeyi bilir.
İyiyi ve hoş görüyü insana yöneltenler, aslında yürekte ki tahtın sahibi Hakk'tan aldıkları gücü görünsün diye yüreklerini sevgiye açanlardır.
İşte ışık dediğimiz, ışık insanı dediğimiz hakikat, aslında yürekte ki tahtın sahibi Hakkın yansımasıdır"
"İşte budur aslında enerjinin ismi.
Bu gerçekten başkası değildir, bütün bu çelişkiye düşenlerin zahiri dilleri ve yarattığı insanlığı yok eden savaşları..."
Yüreklilik; "Bazen hoş görüyle bakmak, bazen Pir sultan gibi direnmektir." Oysa biz bazen başını alıp gitmek, bazen de her şeye göz yummayı yüreklilik bellemişiz.
Söze vurgu yaparak girmek istiyorum.Yaşadığınız ülkede; vatandaşlık haklarınız hukukun temel ilkelerinden olan ''güvence'' altında olmak kavramından uzaksa...
-Yaşadığınız ülkede; demokratik haklarınızı kullanmak,düzeni yıkmak,anarşi yaratmak adı altında nitelendirilip,can güvenliğinizi sağlamakla mükellef olan güvenlik olgusu yok sayılıyorsa, ardından analarımız biraz adalet diye ağlıyorlarsa..
-Ülkenin vatandaşlarına karşı yapılan bu baskı ve zulmü''Kahramanca savaştınız''diyerek,ülkenin güvenliğinden sorumluları kendi kardeşlerine düşman ediliyorsa...
-Suçsuzluktan suç yaratıp,aydınları,gazetecileri,öğrencileri ve direnişçileri içerilere,hücrelere atılıyorsa....
-Burnunuzun dibinde, ulusal bütünlüğünüze ve onurunuza dokunuluyorsa....
-Düzenden yana olmayanlar yaşam haklarını kendi ülkelerinde neredeyse kayıp etmek üzere iseler...
-Doğa için,daha fazla özgürlük yada kayıp edilen hukuksal düzenin yeniden tahsisi,kardeşçe ve insanca yaşama,ötekileştirilmeden ,bütünlüğü ve dirliği bozmandan,demokratik bir ülkede yaşama adına direnç gösteriyorsanız...Ve siz içerilere atılıyorsanız...Bunun yanında bezirganlar kendi topraklarımızda çirit atıp ödüllendiriliyorsalar...
-Bir günde, kuyumcu yamağı iken! Rüyanda başbakanı görüp ona aşık oluyorsanız...Sonuçta şimdi oteller zincirine sahipseniz...
-İnanç farklılıkları ülkenin laik düzeninde korunamıyorsa ,yasallaştırılma yerine asimile edilmek için her türlü entrikaya baş vuruluyorsa ...
-1929 dünya ekonomik bunalımdayken, kapitülasyonların kalkmasıyla, ardından ticaretin tüm üretim alanlarında hamleler yapılıyorsa, ülkenin Anadolu’suna Demir ağlar ile ulaşmak için devrim yapılıyorsa, ta o zaman dan başlayan beş yıllık kalkınma planları bugün hala uygulanamıyorsa, o gün üç beyaz ana temalı üretim (şeker pancarı, pamuk ve buğday) için fabrikalar yapılıyorsa, bugün bunların yerinde yeller ediyorsa, İzmir İktisat Kongresi o zaman bu temel ilkeleri ele alıp ülkede bir üretim ve sanayileşme hamlesi başlıyorsa ve bunlar bugün mumla aranan durumlara düşürülmüşse,
-Bu ülkede maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz diyenler bir gecede basının önüne çıkmadan bile çekip gidiyorsa, ardından 250 milyar TL bütçe açığı bıraktığı halde, başarılarından halka dalga geçer gibi bahsediliyorsa,
-Bu ülkeye her türlü bunalıma son diyerek halktan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi isteniyor ve buda veriliyorsa;buna ,bugün acı reçete gerekirse devlet ve milletçe içeriz diyecek kadar rahat konuşuluyorsa,
SİZ BU ÜLKEDE KENDİNİZİ BİR TEK VE YABANCI HİSSEDERSİNİZ...ÜRKEK VE KORKAK ..HATTA KENDİ GERÇEKLERİNİZİ GİZLEYEREK YAŞARSINIZ...!!! BUNUN ADINA ONURLU YAŞAMAK DENİYORSA EĞER..