ABD, 2003 yılında Kuzey Irak'ta askerimizin kafasına çuval geçirdiğinde "hesabını sorun" diyen muhalefete "pire için yorgan mı yakalım" diyen dışişleri bakanını da gördü. Nota verilmesini isteyenlere "ne notası, müzik notası mı?"diyen başbakan da gördü.
Memleketimizin ulusal onuru zedelendi ama hiç bugünkü kadar Türk halkının aşağılandığına şahit olmamıştım.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı " Turistin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız" diyerek bir toplumu alenen aşağıladı. Tarihte bunun benzeri bir aşağılama yoktur sanırım.
Oldu olacak bir de sırtımıza "aşıları yapılmıştır" yazısı taksalardı bari. Birey olarak utanç duydum.
1997 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Astsubay olarak görev yapıyordum. Bir arkadaşımın ailesi oğlunu ziyaret etmek için Türkiye'den gelmiş ve Girne'de bir otele yerleşmek istemişti. Otel görevlileri aileye " Otelimizde Türk müşteri kabul etmiyoruz" demişti. O zaman kahrolmuştum. Bu ülke için canını dişine takıp askerlik görevini yapan Yedek Subay arkadaşımın ailesini otele kabul etmiyorlardı.
Sen halkını aşağılarsan dışardakiler hepten aşağılarlar. Turistin gelip te "senin aşın varmı bakiyim" diye sorduğunu canlandırın gözünüzde.
Halkını seven bir Avrupalı Bakan'ın bu sözü söyleyeceğini sanmıyorum. Ama bizler her fırsatta aşağılanıyoruz. "Zarar vermez amcası aşılıdır O" tarzında bir teşbih yerinde olur sanırım. Utanç duyuyorum.
Geçen hafta "Ege'nin Değerleri" yazımın konusu Yörük Ali Efe'yi yazmıştım. Bu değerleri bir daha okuyun ve halkının adamı olmak, onurlu olmak neymiş bir daha anımsayın.