28.11.2020 tarihli Türkiye gazetesi’ndeki yazısında Fuat Uğur şöyle diyor: “…Türkiye ve Rusya, Joe Biden ile artık yeniden küresel düzenin hedefinde.
Bu kesimler şunu çok iyi biliyorlar. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim dışı yöntemlerle indirilme girişimi ters teper.
Bu durumda geriye Türkiye’yi allak bullak edecek ve kaos ortamına sürükleyecek bir olaya ihtiyaç var. Şimdi sonuç alıcı darbeyle, Kemal Kılıçdaroğlu’nun son bir kez işlerine yaraması gerekiyor.
Sincan’da provası yapıldı ama plan şimdi daha büyük.
FETÖ’cü kripto kamikazelerden biri tıpkı Karlov suikastındaki gibi bu kez Kemal Kılıçdaroğlu’na tetiği doğrultacak.
Ama faili meçhul suikastın ardından suçlanacak kişi iktidardaki Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin yakını olduğu tescilli Alaattin Çakıcı olacak. Yani suikastı iktidar yaptırmış gibi bir algı oluşturulacak…”
Uğur yazısında devamla; “… Kaos, FETÖ ve PKK’nın da işin içine girmesiyle büyütülecek ve Türkiye’nin bölgedeki gücü sıfırlanmakla kalmayıp PKK ve HDP’nin istediği ilk aşama olan özerklik hayata geçirilecek. Bu arada ölü Kılıçdaroğlu bir işe daha yarayacak. Yerine Ekrem İmamoğlu getirilecek…”
Dikkatinizi çekerim. “Uğur’un, Kılıçdaroğlu’na yapılacak suikast sonrasında yerine Ekrem İmamoğlu’nun getireceğini iddiası basında ilk kez dillendiriyor!”
Fuat Uğur ,15 Temmuz Hain FETÖ Kalkışmasını da aylar önce yazmıştı.
Bilgiyi nereden alıyor? diye sormayın…
Mutlaka her gazetecinin olduğu gibi derin düşünen kaynakları vardır.
Aslında, AKP iktidarının oynadığı oyunları görebilen, algı yönetmedeki Göbels taktiklerini anlayan ve gelişmeleri dikkatle takip eden her yurttaş, şayet “muhakeme yeteneğine de sahipse” gelecekte neler olabileceği konusunda bir yorum oluşturabilir...
Kaldı ki, anılarını yazan bir CIA yöneticisinin verdiği röportajda; “Bilgiyi nereden alıyorsunuz?” sorusuna, “Her gün büyük dikkatle New York Times okuyorduk!” diye cevap vererek açık istihbaratın önemine vurgu yapıyordu!
Evet medya, her gün bize müthiş yoğunlukta bilgi aktarıyor. Doğru ya da yanlış! Anlayan, irdeleyen, geçmişle ilgili bilgisi olan, kurulan komploları analiz edebilen herkes, açık istihbarattan gelecek bu bilgileri kullanarak olabilecekleri tahmin edebilir…
Fuat Uğur’un yazısının sonrasında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yapılması muhtemel suikast haberleri medyada yayınlandı. Ne tesadüf(!)
Medya ve TV’lerdeki programlarda AKP yandaşlarının kullandıkları saldırgan üslup gelecekteki gündemin daha vahim olacağına işaret ediyor!
Öncelikle, Kılıçdaroğlu Çakıcı’ya çatmadı. Bahçeli’ye “Saray’ın bekçisi” deyince Çakıcı, Kılıçdaroğlu’na bir mektup yazarak tehdit ve hakaret etti.
Atışmalar çoğalınca Çakıcı’nın ölüm tehditleri geldi. Altı çizilerek dikkatle incelenmesi gereken konuysa; “Ölüm tehditleri ve hakaretlerin başlama tarihi” Bodrum fotoğrafının” yayınlanmasıyla birlikte olduğudur…
Uğur’un yazısı tesadüfler politikasını tekrarladı! Ekrem İmamoğlu’na yapılacak suikast ihbarı yazılan senaryoya uyuyor…
Failleri IŞID’ci olan ve gözaltına alındığı söylenen kişiler, birkaç gün sonra bırakılırsa şaşırmayalım…
Biliniz ki, serbest kaldıkları an itibariyle bu sansasyonel haberin arkasına gizlenen yeni olaylarla karşılaşabiliriz!
Medya ve bazı kaynakların, FETÖ, PKK ve DHKP-C den sonra IŞİD, DEAŞ gibi örgütler ile Çakıcı’nın ismini birlikte anmaları, Bodrum fotoğrafının arkasındaki vahim Susurluk gerçeklerini bize anımsatıyor!
Çakıcı Anadolu’da dolaşıyor. Niye?
Yanıtını iktidar ortağı Bahçeli ivedilikle açıklamalı! Karanlığın beklentisi, geleceği de mutsuzlaştırıyor. Topluma salınan korku insanları depresif hale sokuyor.
Pandemi, açlık, işsizlik, yolsuzluk ve Katar’a satılan milli mülklerden dolayı iyice tepkilenen halka karşı kullanılan otoriter dilin arkasındaki olası gelişmeler, toplumda büyük tedirginlik yaratıyor…
Dipten gelen güçlü dalgayı önlemek için eski yöntemleri kullanan bir anlayışın geri gelmesinden endişe duymalıyız!
Akın Birdal, Hrant Dink ve Tahir Elçi gerçeklerini yeniden hatırlamak istemiyoruz!