TMMOB Aydın İl Koordinasyonu Kurulu, ülkemizin batı ve güney bölgelerinde çıkan yangın felaketleriyle ilgili basın açıklamasında bulundu. Ayrıca yangın bölgelerine ihtiyaç malzemeleri toplamak adına ”Yangın Felaketi için Dayanışmaya” çağrısıyla 20/08/2021 saat:13:00’a kadar ihtiyaç malzemelerinin iletilmesi için ülke genelinde yardım çemberi oluşturdu. Yangın süresince yaşanılan olayları ve nedenleri açıklayan TMMOB;

28 Temmuz 2021 günü öğle saatlerinde Manavgat’ta başlayıp Antalya, Alanya, Marmaris, Köyceğiz, Bodrum, Milas, Isparta, Uşak, Aydın, Adana, Hatay ve diğer yerlerde devam eden yangınlarda ;

Aynı gün ve tarihte Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, Cumhurbaşkanlığı onayı ile Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini gördük.

Kanunun 1’inci maddesinde, Kültür ve Turizm gelişme Bölgeleri dışında kalsa bile orman arazilerinin kamu yararı kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabileceğini öğrendik.

Bu Yasa değişikliği ile Ülkemizin dört bir yanında yanan yangınların yok ettiği “Orman Alanları”mızın, ne yazık ki başka bir amaç ile özel/tüzel kişilere tahsisinin yapılmasının yolunun açılabileceğini gördük.

Biz bu yangınlarda;

1925 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle kurulan eski adı Tayyare Cemiyeti yeni adı Türk Hava Kurumunun 2019 yılında yangın söndürme ihalesinin dışında bırakılıp,yangın söndürme uçaklarının Rusya’dan kiralandığını öğrendik.

Biz bu yangınlarda ;

Kayyum atanan THK’nun saat 15.30 dan sonra çalışmadığını ve başkanının Türkiye’nin dört biri yanı alevler içerisindeyken düğüne gittiğini gördük.

Biz bu yangınlarda;

114 yangının 74 tanesinin piknik alanlarına bırakılan cam şişelerden aynı anda çıkabileceğini öğrendik.

Biz bu yangınlarda;

Tüm sorumluluğun iktidar partisinden olmayan belediyelerde olduğunu öğrendik.

Biz bu yangınlarda ;

Sorumlu bakanlığın ormanların yanmasına müsaade ettik açıklamasının dil sürçmesi değilse acizliğin en basit örneği olduğunu gördük.

Biz bu yangınlarda;

Yangın alanlarının afet bölgesi ilan edilmesi gerekirken bu konuda hala herhangi bir resmi açıklama ve uygulama olmadığını gördük.

Biz bu yangınlarda ;

Araç ulaşımının mümkün olmadığı yerlerde havadan müdahale yapılmadığını gördük.

Biz bu yangınlarda;

Yardım talebinde bulunan ülkelere cevap vermeyen ve hatta ne hakla böyle bir talepte bulunursunuz diyen bir insan topluluğu  gördük.

Biz bu yangınlarda ;

Can kaybını sadece insan olarak değerlendiren,hayvanları ve bitkileri cansız sayan yetkililer gördük.

Biz bu yangınlarda ;

Sel basan yerlerden suyu,yangınlardan közü alıp,atılan çayları demleyip içen insanları gördük.

Ve biz bu yangınlarda ;

Hiçbir zorunluluğu olmadığı halde canını hiçe sayarak, yardım etmek için koşan ve bu uğurda can veren insanlarımızı gördük.

Ve biz bu yangınlarda;

Yangın mağdurları için ne yapabiliriz diye sabah akşam uğraşan, didinen sivil vatandaşlar, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları gördük.

O nedenledir ki diyeceğimiz son söz…

YAŞAMAK BİR AĞAÇ GİBİ TEK VE HÜR VE BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇESİNE” ifadelerine yer verdi