Emeklilerin 2021 yılından 2022 yılına geçerken hükümetin açıklayacağı emekli maaşlarına zam oranına açlık sınırı ve yoksulluk yaşamın çekilmez noktasına geldiğini görerek belirleyeceği oranın insanca yaşama yetmesi için yılın son basın açıklamasını Türkiye genelinde eş zamanlı yaparak seyyanen verilecek zamla birlikte belirlenecek aylık ödemelerin 5 bin liradan aşağı olmaması konusunda vurgun yapılmıştır.
20 yıldır Cumhurbaşkanlığı rejiminin memleketi getirdiği yer, ekonominin durağanlık ve hareketsiz kaldığı noktadır. Laiklik, Cumhuriyet ve Özgürlüklerin tartışıldığı noktaya gelindi! Yaratılan bütün değerleri, KİT’leri ve diğer bütün değerler elden çıkarıldı! Gelinen noktada, kullanacağı kaynaklar tükendi. Geçmiş iktidarların toplamının yapmış olduğu borcu dört katına çıkarıp 475 milyar dolara ulaşan ülke borç yükünün altına girdi.
Artan işsizlik ve yoksulluk, vadesi gelen dış borçlar, kontrol edilemeyen döviz ve enflasyon oranlarının yükselişiyle oluşan hayat pahalılığının yarattığı ve kaynak tükenişleri, emekliye yaşana bilinir bir hayat bırakmamıştır! Bu durumu uzun süredir görmezden gelip, yokmuş gibi göstermeye çalışan iktidar, kaynak yaratma adına; harç, zamlar, ÖTV, cezaların miktarını artırarak ülkeyi milletin sırtından yönetmenin tek yol olarak kullanmak zorunda kalmış, emekçiye ve emekliye siz yaşamasanız da olur diyen bir zamla, yoksulluk ve açlık sınırı boyutu karşısında kendince ve çaresizce çıkış yolları aramaya yönelmiştir.
Bu güne kadar izlediği rant, lüks harcamalar ve köprü hastane politikaları, halkın karşı karşıya kaldığı açlık ve yoksulluk sonucunda inandırıcılığını yitirmiştir. Yükselen yoksulluk, enflasyon ve işsizliğin yarattığı sıkıntıdan kurtulmanın yolları olarak geçmişte olduğu gibi tekrar sahnelemek isteyen, diğer bir yandan da toplumun her türlü ana yasal ve demokratik tepkilerini engellemeğe çalışırken, baskılarını şuursuzca arttırma gayretindedir.
Din duygularını temel kural haline getirmeye çalışarak sözde yoksulluğa tepki verilmesinin önüne geçmeye çalışıyor ve bir yandan da sıkışmışlıktan kurtulmanın yolunu, memnuniyetsiz kesimler için gerçekçi olmayan açılımları gündeme getiriyor.
Asgari ücret de yukarıda belirttiğimiz açılımlardan biridir, hatta en önemlilerinden ve emekli maaşları ile birlikte en çok konuşulan konusudur. Asgari ücrete %51 zam yapıldığı ve bunun tarihin en büyük zammı olduğu iddiasına sarılmışlardır.
Hâlbuki kimi tüketim mallarında % 150’lere varan artışlarla birlikte düşen alım gücü, asgari ücreti çoktan eritmiş ve yok etmiştir. Halkın yoksulluk derdine çare olmayı bırakın, piyasada oluşan algı ve fırsatçılık sonucu eskisinden de beter yoksulluğa neden olmaktadır.
Verilen para, sermaye baronlarının affedilen vergi borçları, yap, işlet modelinin dolar karşılığı olarak ödenen paraların yanında çerez parası bile değildir. Asıl yürütülen konu iktidarın bu maaş zamlarını, yıllardır açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettiği kesimlerin, gerçekten durumlarını düzeltmek için değil, seçim yatırımı olarak vermesidir. Bu zihniyeti asla kabul etmiyoruz.
Hiçbir emekli bu seçim ve algı oyunlarına gelmeyecektir. En düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çıkarılması talebi, ya da başka bir ifade ile asgari ücret kadar olma ön görüsü, zaten ucuz iş gücü yaratılmak istenmesi sonucu, ortalama ücret konumuna gelmiş olan asgari ücreti ölçü almak, emeklilerin insanca yaşam hakkını karşılamaktan çok uzaktır.
İşçi sendikaları ile beraber tüm emek örgütlerinin de asgari değil, İnsanca yaşam talebini dillendirdiği günümüzde, emekliler için asgari ücret seviyesinde bir maaş talebinde bulunmak, aynı zamanda emeklilerin asgari yaşam koşullarını kabul etmeleri anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, emek örgütlerinin yayınlamış oldukları açlık ve yoksulluk sınırlarının ortalamasını ölçü alan ve en düşük emekli maaşının, asgari ücret seviyesinin üzerinde ve kısmen insanca yaşayabileceği rakam olan en az 5.000 TL. (Beşin) seviyesine yükseltilmesi gerekli ve gerçekçidir.
Bunun yanı sıra 01. Ocak 2022 den itibaren 6 ay geçerli kılınacak Emekli Maaş zamları, şimdiye kadar olduğu gibi TÜİK tarafından açıklanan ve gerçekçi bulunmayan sözde enflasyon oranları üzerinden değil, gerçek enflasyon olarak yaşamımıza yansıyan rakam üzerinden, yani en az %50 civarında bir artışla gerçekleşmesi bir zorunluluktur ve ısrarlı talebimizdir.
İktidarın son olarak açıkladığı dolara garantili faiz projesi, toplum ve memleket için tam bir yıkım projesidir. Zengin para babalarının bankadaki paralarına, hepimizin hakkı olan hazineden kaynak aktarımıdır. Ülke ve milli paranın saygınlığına vurulan en önemli darbedir. Tüm emekliler olarak, bu bir avuç zengini koruyan, toplumu ve halkımızı küçük düşüren anlayış ve politikalara her zaman karşı duracağız. Her alanda tepki göstereceğiz.
Tek çözümün hayatın her alanında demokrasi, adalet ve eşitliğin savunulacağı, insanca yaşayabilecek koşulların var edilmesi mücadelesini sürdürmeye kararlı olan bu güçlerin, birleşik mücadelesinin örgütlenmesi olduğuna inanıyor ve derhal ülke seçimlerinin gerçekleştirilmesiyle, tek adam iktidarının ülke yönetimine son verilmesini bir zorunluluk olarak görüyoruz
TALEPLERİMİZ;
- Asgari değil, insanca bir yaşam istiyoruz.
- İşçi, Memur ve Bağ kur emekli aylıkları arasındaki eşitsizlik giderilsin.
- İntibak Yasası çıkarılsın. - Emekli Sendikalarının Statü Yasası çıkarılsın
- Emeklilere yılda 4 maaş ikramiye verilsin
- Temel gıda maddeleri ile elektrik, su, doğal gaz gibi tüketim harcamalarından alınan KDV kaldırılsın.
- Sağlıkta alınan katkı ve katılım pay ödemeleri mutlaka kaldırılmalı ve iptal edilmelidir.
Güncelleme Tarihi: 29 Aralık 2021, 21:37