DANACI” FETO OLAYLARINDA 300 ŞEHİTTEN 250 TANESİ MİLLİ GÖRÜŞÇÜDÜR;O TANKIN ALTINA YATAN BİZLERİZ”

banner35

Türkiye’nin yeni bir siyasi sayfaya, milletçe özlediğimiz çağdaş ve refahın bol olduğu bir yaşamı yerelden yükselen siyasetle ulaşmak için açılacak yolun ufku ve ışığı olma adına tüm yüreğimizi ortaya koyduğumuz bu çalışmayı ve ildeki tüm siyasi parti başkanlarına yapacağımız çalışmaları siz değerli okurlarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.

DANACI” FETO OLAYLARINDA 300 ŞEHİTTEN 250 TANESİ MİLLİ GÖRÜŞÇÜDÜR;O TANKIN ALTINA YATAN BİZLERİZ”

“AK PARTİ’YE BEN HİÇBİR ZAMAN MİLLİ GÖRÜŞÇÜ DİYEMEM”

ERDAL DEMİR: Başkanım öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

İBRAHİM DANACI: Saadet Partimize geldiğiniz için ayrıyeten Yörük Efe Gazetesi’ne ve sizlere çok teşekkür ediyorum. Ben Sivas’ın Gürün İlçesindenim. Yaklaşık 2005 yılından beri Aydındayım fakat İstanbul’da büyüdüm. Daha sonra Aydın’a yerleştim. Evliyim ve üç tane çocuğum var. Temizlik işleri sektöründe kendime ait bir iş yerim var.

ERDAL DEMİR: Siyasetle olan ilişkinizi de anlatabilir misiniz?

İBRAHİM DANACI: 1985 yılında siyasete girdim. Erbakan Hocamın Milli Gazeteyi çıkarması ile Lise birinci sınıfta başladım siyasete ve Milli Gençlik Vakfı vardı o zaman. İki arkadaş orada örgütlenerek 30 kişi olarak devam ettik. Daha sonra 1988 yılında İstanbul’a taşındım. 18 yaşında Milli Görüş Refah Partisi’ne girerek İstanbul Gebze’de kademelerde devam ettik. 2005 yılında da Aydın’a yerleştik. Bu bölgede de yine Saadet Partimize gelerek tekrar bu görevleri yerine getirmeye çalıştık.

ERDAL DEMİR: Milli Görüş dendiği zaman aklımıza Erbakan geliyor. Siyasi partiler çok uzun soluklu olup bir ideolojik temel olmadığı zaman farklı yönlere evrişebiliyor. Ama Milli Görüş kendi içinden bir çok ideolojik yapıları da çıkardı.  Bize Milli Görüş hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

İBRAHİM DANACI: Erbakan Hocam 1969 yılında partisini kurarken, şunu anladı ve Almanya’da tankları geliştirince, Türkiye’de de pancar motorunu yapıp, yabancı sermayenin de ve Türkiye’nin de bunu işletmediğini görünce, bu işin artık yerelde olmayacağını düşünerek siyasete girmeyi hedefledi. 1969 yılında Konya’da milletvekili seçilerek kendisi bağımsız olarak seçildi ve siyasete adım attı. Siyasetsiz bir Türkiye’de yapılan bir başarının olamayacağını sezdi; siyasete girdi. Siyasete girdikten sonra Türkiye’de çok büyük hizmetlerde bulundu. Ağır sanayi ivmeleri, demir-çelik fabrikaları, limanlar, hava limanları, eğitim ve sağlık sektöründe yaptığı hizmetler her şeyde atılım yaptı. Milli yapılanmayı hedeflendirdi. Mesela Türkiye’de o yıllarda çiftçilerimizin çok büyük sorunu vardı. Motor sorunu; adam suyu çekecek, tarlasına basacak sistemi yoktu. Tarlasını sürecek bir tane sahan yoktu; insan gücünün dışında. Almanya’da görüyor Erbakan hocam ve Türkiye’de bunun fabrikasını kuruyor. 50 yılı aşkın bu pancar motorları tıkır tıkır çalışıyor. Hocam yaptığı hizmetleri tamamen halk için yapıyor. Ülkenin kalkınması için yapıyor. Milli görüş böyle doğdu.

ERDAL DEMİR: Ak Parti taban yapısını Milli görüşten taraf olanlarla oluşturduğu bu tabanın gidiş nedeninin kendisi ideolojik bir ayrışma mıdır?

“AVRUPA’YI ALMIŞSANIZ ARKANIZA TÜRKİYE’DE İKTİDAR OLMAK ÇOK KOLAY"

İBRAHİM DANACI: Erbakan Hocam ilk başta şunu söyledi. “Saadet Partisi’nden kim ayrılır giderse palyaçoya benzer” dedi. Siz eğer milli görüşçüyseniz, eğer milli görüşü benimsediyseniz, Saadet Partisi’nde yer alacaksınız. Kaldı ki daha bugün yeniden refah partisi Erbakan hocamın oğlu Fatih Erbakan tarafından Saadet Partisi’nden koparak kurulan bir parti değil mi? Siz ona dahi benim çocuğum olsa dahi eğer yetişmemişse milli görüş ve değilse ona dahi bu görevi vermeyin diye canlı tespitleri vardır hocamın. Bir noktasını aldığınızda bütün bozulur ve Siyonizm ile bir tutamazsınız. Erbakan Hocam siyasetteki  başarılarının önünün kesilmesinin yegane nedeni dış güçlerin hocamın yaptığı başarıları adledememesidir. Türkiye’de giden çok güzel bir başarı vardı. Türkiye Cumhuriyet tarihinden bu yana ilk defa denk bütçeyi kuran bir Refahyol hükümeti vardı. 28 Şubat’ın aktörleri dış güçler dediğimiz anda bunların en yakınını Tayyip Erdoğan olarak benimsediler. Tayyip Erdoğan’ın üzerinden ve Abdurrahman Dilipak olsun, Abdullah Gül o dönem dış güçler dediğimiz yani Amerika’nın gelen askerler komutan tarafından bunlar biliniyor. Yani siz eğer başbakan olursanız size de biz botun eş başkanlığını vereceğiz ve sizi başbakan yapacağız.

Bu bilinen bir şey artık gizli değil. Siz burada menfaatleri eğer milli görüş çizgisinden çıktıysanız;  tabi ki Erbakan hocayı sırtından vurursunuz. Onun karşısına da Avrupa’yı almışsanız arkanıza Türkiye’de iktidar olmak çok kolay. Neden bir sene içerisinde hükümet yıkıldı? Neden 28 Şubat’ı yaşattılar? Neden Fadime Şahinler ve Müslüm Gündüzler çıktı? Bunların hepsi bir senaryo idi. Senin önünü kesmekti. Bu ülkenin üretimine katkı sağlıyor, fabrikalar kuruluyor; bazıları hatalı mıydı; evet hatalıydı. Bazı firmalar bizim dışımızda gelişen firmalar tamam hatalıydı.

ERDAL DEMİR: Milli görüş muhafazakar bir düşünce midir?

İBRAHİM DANACI: Biz İslami prensipleri benimseyen, bu prensiplere göre yaşamaya çalışan insanlarız. Bu bir Milli görüş anlayışıdır; rejim değildir. Milli görüş bir bütündür; siz bu bütünün içerisinde yapmanız gerekenler bütün kaide ve kuralları ile bellidir. Milli görüşe gelen bir insan kesinlikle bir sahtekarlık düşünemez, bir yolsuzluk düşünemez, bir namussuzluk düşünemez. Siz bu kalıbın içerisine girdiyseniz, siz bunlardan münezzehsinizdir. Geçmişte JET FADIL’A Milli Görüşçü diyebilir misiniz? Kesinlikle diyemezsiniz. Yimpaş’ta aynı şekildedir. Bizimle bunların uzaktan yakından alakası yoktur. Ben şu anda Milli görüşçü Aydınlı bir esnafım. Benim kişisel hatalarım varsa o beni bağlar ve benim şirketimi bağlar. Ama siz buradan benim yaptığım bir hatayı ben milli görüşçü isem yapmamam gerekiyor. Ama siz tutup da ben milli görüşçüyüm deyip, arkasından da hırsızlık, soysuzluk, hukuksuzluk yapıyorsa bu insan bu insanı içimizden gitmesi gereken biri olarak görürüz biz.

ERDAL DEMİR: Milli görüşçü olup da milli görüşün uzağında çok farklı bir siyaset yapanları nasıl değerlendirirsiniz? Ak Parti Aydın İl Başkanı Ömer Özmen kendisinin milli görüşçü olduğunu addetmişti. Bu konu ile ilgili de değerlendirmenizi almak istiyorum.

“ERBAKAN HOCAMIN YAPTIĞI DÜZENİ HİÇ OLMAZSA DEVAM ETTİRİN”

İBRAHİM DANACI: Ak Parti Aydın İl Başkanı Ömer Özmen, daha önce de bizim de il başkanımızdı. Ama il başkanlığı o dönem yaptı sonra da Has Parti’ye kurucular kurulu olarak gidince ve orada da il başkanı olup sonrasında Has Parti ve Ak Parti birleşmesi ile bir il yönetimi yapıldı. Ben Ömer Özmen ile sürekli görüşen bir insanım. Bizim geçmişten de gelen bir arkadaşlığımız var. Bizim her hangi bir sıkıntımız yok. Kongre olur davet eder gideriz. Biz davet edilen her yere gideriz. Milli görüşte ideolojik ayrımcılık yoktur. Vatan sevgisi, bayrak sevgisi varsa Milli görüş hep ordadır. Bugün bir CHP ben ülkeyi satayım demiyor, bugün bir İyi Parti ülkeyi satayım demiyor ve hepimizin mücadelesi bu ülke içindir.

Şimdi Ömer Özmenler gitti, oradaki misyonunu tamamlıyorlar ve burada bir rüzgar esti 19 yıldır esen Tayyip Erdoğan rüzgarının etkisiyle de bu Cumhurbaşkanlığı tekli sisteme kadar gitti. Ama geldiğimiz noktadan herkes mustarip. Tek adamın vereceği kararlar haricinde kim karar veriyor? Meclis şu an kara verebiliyor mu? Sizi her türlü her yerden bağlamış. Siz bu sisteme karşı gelseniz hemen siz vatan hainisiniz. Bakınız bize 2019 seçimlerinde Saadet Partisi’ne terörist denildi. Hiç aklın ve mantığın almayacağı bir şeyi bize lanse ettiler bunlar. Siz buradan geldiniz ve buradan nemalandınız. Erbakan hocam olmasa idi bizler hiç olmayacaktık zaten. Siz bu nimetlere geldiyseniz Erbakan hocamın teorileri, fikirleri bu ülkeyi yönetme saltanatını da doğru düzgün yapın da ülkemiz kalkınsın. Hocamın yaptığı düzeni devam ettirin. Eğer hocam bir sene daha iktidarda kalsa idi inanın Türkiye’de çok şeyler değişirdi. “Ak Parti’ye ben hiçbir zaman milli görüşçü diyemem”

ERDAL DEMİR: Ak Parti kuruluşunda tabanındaki yoğunluğun kendisine Milli Görüş’ten gelen taban diyebilir miyiz?

İBRAHİM DANACI: Tabi ki. O dönem öyleydi. Şimdi bakınız. Bizim şöyle bir algı sistemimiz var. Türkiye’de işleyen bir basın var. Siz eğer basını ve medyayı arkanıza alırsanız, sizin Türkiye’de başaramayacağınız hiçbir şey yoktur. Bir de tabi gücünüz varsa. Şimdi o dönemde, bütün medya kuruluşları olsun takip edin 2002 yılını Ak Parti’nin kuruluş yılına bir bakın, orada hiçbir zaman helikopter durmadı. İl il gezdi, basın arkasında mitingler yaptı. Daha parti kurulum aşamasında. Şimdi yasaklı dönemi bitmiş; düşünebiliyor musunuz bir anda birinci parti oldu. Bunu dolduranlarda yüzde 22 oy almış bir Refah Partisi’nden kopup gidenler.

ERDAL DEMİR: Erbakan Hocam ayaktayken Ak Parti Genel Başkanı onunla ilgili çok iddialı konuşmaları oldu. O bantlar halen daha dönüyor. Bu taban Erbakan Hoca’nın milli görüş etrafında kilitlenmiş, inançla bağlanmış bir taban. Ne oldu da Refah Partisi bir hata mı yaptı da, Ak Parti kurulurken 6 aylık süre zarfında iktidara giden bir partinin Erbakan yaşarken tabandan oraya kayışına nasıl bir neden söyleyeceksiniz?

“HER MİLLİ GÖRÜŞÇÜYÜ DAVA ADAMI SANMAYIN. HER DAVA ADAMINI DA MİLLİ GÖRÜŞÇÜ SANMAYIN”

İBRAHİM DANACI: Çok güzel bir soru; teşekkür ediyorum. Tayyip Erdoğan, hocamın dizinin dibinde büyüdü deriz. Tayyip Erdoğan dahi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dahi, bu partiden ayrılıp gidiyorsa, öbürlerinin halkın, senin, benim gitmem gayet normal. Eğer siz Erbakan hocayı iyi anlamış olsaydılar bunlar zaten gitmeyeceklerdi. Ben ders veriyorum derdi ve bir baktım ki arka bahçede Tayyip top oynuyordu derdi. Yani idrak meselesi ve şuur meselesi bu. Şimdi siz her Milli Görüşçüyü dava adamı sanmayın. Her dava adamını da Milli Görüşçü sanmayın. Abdullah Gül, hocamın öğrencisiydi. Bülent Arınç yol arkadaşıydı. Bunlar demek ki sınavı geçememişler ver hocamın yanında olamamışlar. Bugün biz yüzde , yüzde üç oy almışsak inanın şu Türkiye’nin temel taşıdır bunlar. Eğer siz bu taşları yerinden oynatırsanız ülkede dava diye bir şey kalmaz. Temel Bey her gün kalkıyor haktan, hukuktan bahsediyor. Allah aşkına yüzde bir oy almış adamın, bunlardan bahsetse hükümete yaptırımı var mı? Bunu böyle yapıyor ki halk anlasın.

BİZ BUGÜN İKTİDARA GELELİM ASGARİ ÜCRET EN AZ 5 BİN OLACAK”

Türkiye’de hukukun, adaletin yerine gelmesi için mücadele ediyor Sayın Temel bey. Hocamın tek derdi bu ülkeyi bölmemek, parçalamamak ve üreterek bir seviyeye çıkartmaktı. Halkını zengin etmekti.

ERDAL DEMİR: Yerel siyasete geçelim. Örgütlenme modeliniz nedir; neler yapıyorsunuz? İlçe örgütlük yapınız nasıl?

İBRAHİM DANACI: Yaklaşık 12 ilçemizde kurulmuş teşkilatımız var. 4 tane de olmayan ilçemiz var. Yenipazar, Sultanhisar, Karpuzlu, Karacasu kurulu teşkilatımız yok şu an. Diğer ilçelerimizde kongre yaptık. Tabi ilinde kongresi var. Kongre yapabilmemiz için bizim bir istişare süreçlerimiz var. Biz de bütün tabanın hem fikir olduğu bir kişiyle birlikte kongreye gidiyor. Aydın ilimizde bizim Yönetim Kurulu’muz 20 asil ve 20 yedek şeklinde devam ediyor. Bunun akabinde Efeler ilçemizin de geçen aylarda kongresi yapıldı. Biz de ilin kongreye gidebilmesi için çoğunluğu üçte birinin tamamlanması gerekiyor. Saha çalışmalarımızda devam ediyor. Esnaflarımızı ziyaret ediyoruz. Bülent Kaya Bey geldi, genel idare kurullarımız geldi, genel başkan yardımcımız Mahmut Arıkan buradaydı. Aydınımızı tanıdı. Eş zamanlı bir etkinlikte yapacağız Erbakan Umut Ormanı adı altında kadın kolları ile birlikte basın açıklamamız olacak. Gençlik Kollarımız Ankara’ya atandı. Gençlik Kollarımız şu anda boşta ve en kısa sürede atmamız yapılacak. Kadın Kollarımızda yönetimde on kişiler ve saha çalışmalarına devam ediyorlar. Derneğimiz de var. İhtiyaç sahiplerine yardım ulaştırma konusunda fayda veriliyor. Kadına şiddet ile ilgili de çalışmalarımız var. Kadına şiddetin dinimizde yeri yoktur. Fakat son 20 yıldır görüyorsunuz Türkiye’de olan cinayetleri. Eğer siz bir hukuksuzluğa halen direnmiyor ve müdahale etmiyorsanız her şeyin önü açılır. Bir kadını sokak ortasında öldüren bir caniyi siz üç ay sonra serbest bırakıyorsanız; bundan sonra ki olaylarda cesaretlendirirsiniz. Hukuk düzeni getirmelisiniz ki eğer getirmiyorsanız farklı gündemler yaratmak mıdır amaç?

 Feto olayında ki ben İstanbul’u çok iyi bilirim. Köprüde 300 tane şehidimiz varken açın bakın secerelerine bunun 250 tanesi milli görüşçüdür. Tankın altına yatan bizleriz. O insanlar Saadet Partilidir. Bizim kaç tane yönetim kurulu üyemiz şehit oldu. Bizim Fetoyla ne alakamız var. Erbakan Hocam Feto denen soysuzu elinin tersiyle itmiştir.

Bizden ayrılıp gittiler. Erbakan Hocam bir kez bile onlarla konuşmamıştır.

ERDAL DEMİR: Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin politikasını değerlendirir misiniz?

“ÖZLEM HANIM’IN KAPISI HERKESE AÇIK”

İBRAHİM DANACI: 2005 yılında buraya geldim. Özlem Hanım o zaman Milletvekili idi. Sonrasındaki 2009 seçimlerinde belediye başkanı seçildi. Bazı aşılmayan sorunlar var tabi ki. “Trafik sorunu” . Aydın’da belediye ile ortak çalışma ile olur nasıl çözüm bulunur çünkü halk park edecek yerler bulmakta sıkıntı çekiyorlar. Genel bir gidişata baktığımız zaman da belki Büyükşehir olmasında kaynaklanan dışa yatırımlar var. Kuşadası’nda bir arıtma sistemi yapıldı. Oraya gittim ve çok güzel bir proje. Şimdi siz bu projeye yok diyemezsiniz. Aydın’da hiçbir şey yapılmıyor diyemezsiniz. Ben kesinlikle bir hizmetin olduğunu düşünüyorum. Özlem Hanım’ın kapısı herkese açık. Halk istesin yapalım diyor. Üç dönem başkanlık yapmış birini halk istemese seçer mi? Buradan milletvekili çıkmış bir insan. Burada ideolojiye bakmayacaksın; sen burada hizmet geliyor mu ona bakacaksın. Ben neye şahit oldum. Şu postanenin karşısındaki yolu bilirsiniz. Orada herkes kümeleşmişti ve ben o ortamdan tiksinmiştim. Fakat Başkan Özlem Çerçioğlu hepsine karşı geldi ve onca tehdide rağmen direndi, kazandı. Bu bir başarı örneğidir. Bu bile benim için yeterli.

Ben şunu da belirtmek istiyorum. Köy statüsünden çıkılması taraftarı değilim. Köy kültürü artık kalmadı. Köy demek başka bir şeydir.

Ben işim gereği Mersinbelen Köyü’ne gittim. Orada da Aydın Büyükşehir’in yapmış olduğu çok güzel bir yol çalışması gördüm. Otobanda dahi böyle bir yol bulamazsınız. Allah razı olsun Özlem Hanım’dan.

ERDAL DEMİR: Siz yerel ya da genel seçimlerde partinizden aday olmayı düşünüyor musunuz?

İBRAHİM DANACI: Bizde görev istenmez; verilir. Milli Görüş’ün olmazsa olmazı bu işte. Bütünlüğün içinde tabi ki var. Benim hiçbir zamanda böyle bir talebim olmadı; olmaz da. En layık kim ise bu ben de bir başka kardeşimiz de olabilir biz Ankara’ya isim veririz. Görev verilirse en iyi şekilde yaparız her zaman. Biz de de böyle bir düstur var.

Selva Demirci

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER