Millet İttifakı’nın CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı, yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun öncülüğünde Konya’da buluştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen buluşma öncesinde, Selçuklu ilçesindeki bir otelde basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda, sırasıyla Konya CHP İl Başkanı Barış Bektaş, Torun ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, birer konuşma yaptı.
İktidarın bu nedenlerle Millet İttifakı belediyelerine saldırdığının altını çizen Torun, İBB Başkanı İmamoğlu’na yerel mahkemece verilen hapis ve siyasi yasak kararını da bu kapsamda gördüklerine dikkat çekti. “Aciz bir kumpasla karşı karşıyayız” diyen Torun, yapılanın bir “sivil darbe girşimi” olduğuna vurgu yaptı.
“Bu haksızlığa karşı asla yalnız değilsiniz Ekrem Başkanım” diyen Torun, “Hep beraber direneceğiz, hep beraber bu kararı yırtıp atacağız. O gün ben de mahkeme salonundaydım. Bu kararı verenler, utançlarından yüzlerimize dahi bakamıyorlardı. Ama onlara talimatı verenlerin utanma duygularının kalmadığını da biz gayet iyi biliyoruz. Fitne ve fesat üretmekten başka işe yaramayan bir İçişleri Bakanı’yla karşı karşıyayız. Bu bakan Ekrem İmamoğlu'na bir laf etmiş, Başkanımız da bu sözü kendisine iade etmiş. Başkanım, az bile söylemişsin. Çünkü, gerektiğinde hadsize had bildirmek, 40 yetime kaftan giydirilmekten daha üstündür. Bu makam, belediyelerimiz için özel bir birim kuruyor ve her gün öküzün altında buzağı arıyor. Bir şey bulamayınca da yalana ve iftiraya sarılıyor. Belediyelerimizle ‘terörü’ yan yana getirmeye çalışıyor. Yerel seçimlerden önce de ‘CHP gelirse faturaları teröristler dağıtacak’ dediler. Ne oldu? Bu millet, fatura getiren terörist görmedi ama, FETÖ'nün yolundan gidenlerin bakanlık yapmasına şahit oldu” şeklinde konuştu.
SOYLU’YA ‘TERÖRİST’ TEPKİSİ: “BOZULUNCA MAYA, NE AR TANIR, NE DE HAYA”
“Bu bakan, geçen yıl da ‘İBB’de 557 terörist var’ dedi. Bas bas bağırdı. ‘İspat edemezsen, namertsin’ dedik. Aradan bir yıl geçti ama ispat edemedi” diyen Torun, “Bir yıl sonra da bir daha çıktı, ‘İstanbul'da 1.668 terörist var’ demeye başladı. Ama bir atasözümüz var: ‘Bozulunca maya, ne ar tanır, ne de haya’ demiş atalarımız. Ülkede terörist sayısının arttığını söyleyen ve bununla övünen bir İçişleri Bakanı, bu ülke için bir utanç kaynağıdır. Bir bakanın ‘Binlerce terörist var’ diyerek belediyeleri suçlaması, Bir akıl tutulmasıdır. Sormak istiyoruz: Adli sicil belgelerini veren, güvenlik soruşturmalarını yapan sizsiniz. Bilmiyorsanız da söyleyelim; Emniyet de bizim belediyelerimize bağlı değil. Adama sorarlar: ‘Sen İçişleri Bakanı değil misin? Elini tutan mı var? Bu kadar terörist varsa sen ne iş yapıyorsun o zaman?’ Bu İçişleri Bakanı maalesef hukuk tanımıyor. Kanun tanımıyor. İBB’de çalışanları, ikinci derece yakınları üzerinden iltisaklı ilan ediyor. İkinci derecede yakınlık iltisaklı sayılsa, kendi partisinde kaç kişi kalır? Kaç kişi bulunur? Onu bile bilmiyor” ifadelerini kullandı.
"KÖTÜLÜK HER KİŞİNİN, İYİLİK MERT KİŞİNİN KARIDIR"
İktidar kanadının “Soruşturmalarda belediyeler arasında ayrım yapmıyoruz” dediğini hatırlatan Torun, şunları söyledi:
“Biz, sizin hangi belediyelere soruşturma açtığınızı, müfettiş gönderdiğinizi, ne yaptığınızı iyi biliyoruz. Açıklayın o zaman: AK Partili belediyelerde binlerce FETÖ’cü çıktı. Onları niye anlatmıyorsunuz? Serik Belediyesi'nde, rüşvet skandalı hakkında niye işlem yapmıyorsunuz? Şırnak'ta, rüşvet ve yolsuzluktan hapis cezaları alan belediye başkanlarını neden koruyorsunuz. İstanbul'da, Ankara'da önceki dönemde yapılan yolsuzluk dosyalarını niye anlatmıyorsunuz? Sizin belediyelerinizde, gri pasaportla insan kaçakçılığı yapıldı. Neden onları konuşmuyorsunuz. Çünkü, bu iktidarın terazisinde menfaat, adaletten daha ağır basıyor. Baskılarının artacağını biliyoruz değerli Belediye Başkanları. Ama kötülük her kişinin, iyilik mert kişinin karıdır.
Biz tüm engelleri aşa aşa hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu saldırıların tek nedeni, korkudur. Sizin verdiğiniz hizmetlerden korkuyorlar. Seçime kadar ki süre, bu iktidarın korku ve panik dönemidir. Korkuyla saldırıyorlar, korkuyla çırpınıyorlar. Millet, yerel seçimlerde bunların kulağını çekti ama ders almadılar. İlk sandıkta öyle bir tokat yiyecekler ki, emin olun kulak çekmeye hasret kalacaklar. Ve inanıyoruz ki; yapılacak ilk seçimde, tarihi ne olursa olsun, erken veya zamanında; milletimiz bu baskıya, bu ayrıştırmaya, bu organize kötülüğe sandıkta mutlaka ve mutlaka kararını verecek, bu basiretsiz iktidarı gönderecek, halkın iktidarını, milletin iktidarını göreve getirecek. Geliyor gelmekte olan."
İMAMOĞLU: "ÜLKEYİ YÖNETENLER, MİLLETİMİZİN TEMSİLCİLERİ OLDUKLARINI UNUTTULAR"
Millet İtifakı’na bağlı CHP’li 11 Büyükşehir Belediyesi olarak, iktidar kanadından gelen baskılara göğüs germek zorunda kaldıklarını belirten İmamoğlu, kendilerine hukuksuz bir süreç yaşatıldığına vurgu yaptı.
“Zamanla ülkeyi yönetenler, milletimizin temsilcileri olduklarını unuttular ve kendilerini, devletin sahibi olmaya dönük bir sıfata, bir fıtrata büründüler” diyen İmamoğlu, “Öyle ki, İstanbul'da bunun örneklerini çokça tespit ediyoruz. Memleketi de İstanbul gibi, kendi mülkleri sanmaya başladılar. Tüm bu hamleleri millet vicdanında boşa çıkaracak 11 Büyükşehir Belediye Başkanımızla bir arada, buradayız. Türkiye'nin demokrat, hoşgörülü, erdemli, çok çalışkan ve başarılı belediye başkanları. Bizler, Türkiye'nin yarısından fazlasına hizmet vermek için canla başla, 7/24 çalışan neferleriz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve Millet İttifakı'nın başarılı belediye başkanlarıyız” ifadelerini kullandı.
"DOĞRU İŞLER YAPIYORUZ"
Bugüne kadar, yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un da katıldığı 14’ü fiziki, 25’i çevrimiçi olmak üzere, toplam 39 kez bir toplandıkları bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Bu toplantılar; özel anlara, sorunlu gündemlere, Türkiye'ye yardımcı olacak, milletimize katkı sunacak ve birçok zamanda da bizim gündemimizde olmaması gereken, hatta bizim yetki alanımızda olmayan birçok hususa çözüm bulma konusunda ortaya irade koymuş, ortaya düşünce koymuş, hatta eyleme geçmiş ve de başarılı olmuş Belediye Başkanlarıyız. Hepimiz, her birimiz, 2019’da seçildiğimiz oydan çok daha fazlasına, desteğe sahip Belediye Başkanları olmamızın altında yatan gerçek ve ruh, tamamen budur. Milletimizin bu teveccühüne sahip olmak, bizim en büyük gurur vesilemizdir. Bizim gerçekten taçlanmamız anlamına gelen, bir süreçtir. Gerçekten doğru işler yapıyoruz” şeklinde konuştu.
"ADIM ADIM EL YÜKSELTTİLER…"
İktidar kanadının kendilerine dönük saldırılarının altında da bu gerçeğin yattığını vurgulayan İmamoğlu, “Bana getirilen son süreçteki siyasi yasak ve hapis cezasına, belediyelerimize açılan ‘terör’ ve birtakım sair soruşturmalara dönük sürecin temeli bugün değil. Adım adım el yükselterek, devletin tüm enstrümanlarıyla üstümüze geldikleri bir gerçek” dedi.
İmamoğlu, “Zaman tüneli gibi, kısa kısa birkaç hatırlatmayı sizlerin huzurunda yapmak isterim” dedikten sonra, kendisi hakkında 2019 yılından bu yana yapılan hukuksuzlukları şöyle özetledi:
- Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine yönelik müfettiş incelemeleri.
- 31 Mart 2019 seçimlerinde, ‘kazanmak’ adına yapılan ‘Ali Cengi oyunları.
- 18 gün boyunca kendilerine mazbata verilmemesi. Mazbatanın verildiği gün yaşatılan zorluklar ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca’nın arbede sırasında yaralanması.
- 6 Mayıs 2019’da seçimin iptal edilmesi.
- Verilen ortak mücadeleyle, 23 Haziran seçimlerinin kazanılması.
- Ordu Havaalanı’nda, devletin bir kısım makamlarına yerleştirilen tetikçiler eliyle yaşatılan ‘evlere şenlik’ olay. Cumhurbaşkanı’nın bu olay özelinde, kendisine verilmesini ‘istediği’ cezayı TV’lerden açıklaması.
“Arzusu tam da Ordu sürecinde televizyonda tariflediği bir şekilde gerçek olmayınca, bir ‘Ahmak Davası’ senaryosunu ortaya koydular” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Süreçte, bana yapılan bir hakarete verdiğim cevap üzerinden ve ilk savcısının hiç de önemsemediği bir hazırlığın başladığı bir ortamda, olayın geçtiği günden tam 22 ay sonra dava açıldı. Peki şimdi duracaklar mı? Durmayacaklar. Şimdi hem İBB’ye hem de pek çok Cumhuriyet Halk Partisi Belediyesi'ne, Millet İttifakı Belediyesi'ne kayyum atama senaryosunu ortaya koyma gayreti içerisindeler. Ülkede muhalefet tarafından yönetilen hiçbir alanı bırakmak niyetinde değiller. Bu kadar gözleri dönmüş bir süreci hep birlikte yaşıyoruz.
Yani mesele, öyle sadece benden ibaret değil aslında. Ülkeyi götürmek istedikleri ve götürmeye çalıştıkları karanlık bir dönem, despotik bir rejim uygulaması süreci. Bugün bunun karşısında, tüm muhalefetin birlik içerisinde, kararlı, cesur bir duruş sergileme zamanı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu anlamda özellikle İstanbul'da yaşanan dava sonucu, günü ve sonrasında, başta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, Altılı Masa’nın tüm liderlerine ve onun dışında bütün muhalefet liderlerine teşekkür ediyoruz. Tabii bu cesur duruş ve süreç, elbette değerlendirilmeli ve bunun, sadece buradan ibaret olmadığı düşünülerek hareket edilmelidir.”
“IŞIK SAÇMAK İÇİN YANMAK GEREKTİĞİNİ GAYET İYİ BİLEN İNSANLARIZ”
“Bizler, Hazreti Mevlana'nın işaret ettiği gibi, mum olmanın kolay olmadığını, ışık saçmak için yanmak gerektiğini gayet iyi bilen insanlarız” diyen İmamoğlu, “Yanacağız, ama o umut ışığını asla söndürmeyeceğiz. Her koşulda sonsuz güç vereceğiz birbirimize ve bu konudaki dayanışmamızla, tarih yazmaya devam edeceğiz. Hepimiz için, hep birlikte mücadele etmekten, kararlı bir şekilde dimdik ayakta durmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bir evladı olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihi, 100 yıllık bir mücadelenin tarihidir. Kurtuluşun ve kuruluşun partisi olmak, hiçbir zaman partimiz adına da kolay olmamıştır. İstiklal mücadelesinden bu memleketin kuruluşuna, bugüne kadar yaşanan çok zor günler vardır. Ancak her konuda, yüksek ve gururlu her daim, her noktasından, her aşamasından her birimizin ilham alacağı duruşlar sergilenmiştir. Ama hak, hukuk adalet adına, ama demokrasi adına; Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığınızda ilham verici anları her birimiz yakalayabiliriz” şeklinde konuştu.
Güncelleme Tarihi: 24 Aralık 2022, 13:15