Uzun bir ideolojik inanç, sabır, uğraş ve örgütlülük anlayışı ile sonuçta bir görevi ifa etmek için demokrasinin gösterdiği yola bağlı seçim kazanan yerelin başkanı Ömer Günel!
Bu kasabada dışarıdan gelip seçim kazanmak büyük bir zoru başarmaktır! Adalı olmamak bu kasabada kabul görmek adına zordur! Kendini kabullendirmende zordur! Kimliğinde Kuşadası yazmıyorsa, bu kasabaya belediye başkanı olmak da zor iştir! Dönün bakın geçmişe, çok değerli şahsiyetlerinde yer aldığı bir adalılar belediye başkanı listesiyle karşılaşırsınız!
Ömer Günel neredeyse bir ilki başarırken, imarı yapısı bozulmuş, beton yığını haline gelmiş, alt yapı sorunu kamburlaşmış, adı rantiye ve arpalığa düşmüş, mafyanın kol gezdiği bir kasabanın sorumluluğunu yüklenmek kolay değildir! Tabii ki sorumluluklarının büyük olduğunu biliyordu!
1966’da; Alman, ABD, İngiliz, Fransız yani zengin kesimin geldiği Kuşadası; tamda bir içen, yiyen ve ucuz turizm yatağına, sabahlara kadar barlarda eğlenen bir yabancı ziyaretçiler yumağına dönüşmüş haldeydi!
KASABA SORUNLARIYLA HIZLA büyüyor, işsizlik, büyük şehirlerde işini kaybedenlerin kaçıp sığındığı bir haldeyken, inşaat sektöründe parsayı kapan kapana, inşaatla ilgisi olmayan garsonlar bile bu kasabada müteahhitler oluşmuş, saman alevi gibi yanıp sönecek bataklık halinde bırakılan sorunlu, inşaat hukuku dosyalarla meşgul eden bir kasabanın başkanı olmak zor işti! Kimse davet etmemiş, görev alma isteğiyle bu sorunların altına girmeyi kabul etmiş bir başkan düşünün!
Turistlerin gezip görme alışkanlığı olan kültürel değerler geri plana itilmiş, cadde bostan büfeler, seyyar satıcılar, restoran önleri çığırtkanlarla dolmuş, uyuşturucu ve orta yerde ahlaksızlık diz boyu ve Ömer Günel bu kasabaya başkan olmuş!
Bu kasabanın baronları hemen devrede, çiçeği burnunda başkan daha ilklerde kiralık klavyeciler tarafından rüşvetçi, iş bilmez bir avukattan, aslında dışarıdan gelen birinden başkan mı olunur hesapsız suçlamalarla abluka altına alınmaya çalışılan bir başkan Ömer Günel!
Ömer Günel’in elinde sihirli değnek yoktu ama işi nereden alıp götüreceğinin hesabını yapacak biri olan başkan; büyük şehir yasalarının getirdiği usul ve kaidelere bağlı kalmayı, büyük şehrin getireceği katma değerlere hizmet ekleyerek bu kasabayı bu hantal ve rantiyeci yapısından kurtarmanın sabır işi olduğunu biliyordu!
Bu kasaba dönüşüm ve değişimi; kültürel değerlere önem vererek ve çağdaş çizgileri, çağdaşlaşma adına kasabaya kazandırmanın sabır işi olduğunu da biliyordu!
Öylede yaptı, sırtına atılan, başına atılan taşları yerden kaldırarak tek tek temizleyerek yolda yürümenin şart olduğunu biliyordu!
Bu kasabanın çehresi değişmeliydi, bu kasabanın kaybolan itibarını fabrika ayarlarına ve üstüne koyarak geri getirmeliydi! Kasabanın bir başka Kuşadası Türkiye’de olmadığı imajını yaratmalıydı! Öylede gidiyor, hedeften vazgeçmeden, havada sözlere kulak tıkayarak yaşayamazdı tatbikîde; kanun ve adalet önünde hesaplaşmaya evet ama karşılıklı dalaşmaya hayır anlayışıyla bugüne kadar bu görevi taşıdı!
Sormak lazım aleyhte yazan ve konuşanlara; kasabanın biriken sorunları bir dönemde oldu bit tiye getirile bilir miydi, fiziksel kirlilik kaldırılıp, çağdaş yaşama adımlar hızlı bir şekilde atıla bilir miydi, kasabayı rant yatağı kabul edip, uyuşturucu yatağı kabul edip, çantasını alıp bu kasabaya yerleşen mafya tiplerden arındırmak, bu kasabada adalet var anlayışını tahsisi etmek kolay mıydı!
Başkan göreve gelir gelmez yakın ve uzak ilişkisi olan akraba yâda arkadaş, yabancı yâda yerli herkesin hatta yetmiş yaşında kişilerin başkandan medet ve iş beklentisinin yerine getirilmesini beklemeleri ne kadar yerindeydi! Biz bu kasabada başkanın yerine akrabaların ve yakınların yönetime daha fazla sahip çıkma yarışında olduğunu da gördük! Ömer başkanın da böyle hevesli tiplerin etrafında dolaştığını biliyoruz, Ömer başkanın diğer yüzü yani yönetim tarafı, yakınlara soğuk, adil yönetime sıcaktır, güvendik, güvenmeye devam etmeliyiz!
Hedefte olan, iş yapan her başkan taşlanacaktır! Halkın meselelere kulaktan dolma değil, dokunarak yaşaması gerekmektedir!
Davutlarda yaşıyorum! Bu sene çektiğimiz çileyi biz biliriz ama biliyoruz ki yeniden inşa edilen bir Davutlar var ve alt yapı hala hazır değil! Yollar, park bahçeler dahası temizlik, sayılacak birçok şeyden mahrum yaşıyorduk! Sabır ettik, bekledik, izledik ve inandık! Yaşanacak bir mahallenin ışıkları parlamaya başladı! Olsun sabır edilir hizmetin varsa samimiyeti, değer beklemeye! Güzel bir kış olacak Davutlarda, ışıl ışıl bir mahalle ve yaşanabilir bir coğrafya!
Ömer Günel’in hizmette ki adaletine inanıyoruz, inanalım ve bu hizmetlerin nihai durağa ulaşmasını birlikte sağlayalım!
Kuşadası istenilen çizgiye ve kaliteye ulaşıncaya kadar durmak yok, yola devam Ömer Günel!