ADON HİRAM ABİF kimdir?
Yahudiler göçebe hayat sürdükleri dönemde ve Filistin'e yerleşmelerinin başlarında ibadetlerini Mişkan adı verilen portatif tapınakta yapmaktaydılar.
Hz. Davud rivayete göre planları Tanrı tarafından kendisine indirilen kalıcı bir Tapınak yapmak için Kudüs’ü seçti. İnşasına başlanan ama onun zamanında tamamlanamayan Tapınak dolayısı ile oğlu Süleyman’a devir oldu. Dünyanın en büyük mabedi olan “Süleyman Mabedi”nin yapımında çalışan ustalardan biri de Adon Hiram Abif ‘ti. Kendisi Melik Süleyman tarafından Tunç işçiliği ve tuğla ustalığı tüm ülkede duyulmuş olduğundan Sur şehrinden getirtilmiş ve Tanrı’nın sır planlarını kimseye anlatmaması için de yemin ettirilmişti. Hiram Usta geometriyi mimari ile harmanlayabilen nadir bir zekaya sahipti. Aynı zamanda daha önce de bahsettiğimiz gibi erken babasını kaybetmiş bir Dul Kadın Çocuğu idi.
Hiram maiyetindeki işçileri ki bunlar bazı kaynaklarca 45.000 bazı kaynaklarca bitime yakın 85.000 kişiydiler, çırak, kalfa ve usta diye üçe ayırır, hepsine mimarlık bilgilerinin bir kısmını öğretir.
Çıraklar kalfaların kalfalar da ustaların bildiği sırlar bilmezler. Çıraklar ücretlerini B, kalfalar J sütunundan, ustalar ise Orta hücreden alırlar.
İnşaatın sona ermesine doğru usta olmayı bekleyen ve gerekli ehliyeti gösteremedikleri için usta yapılmayan üç kalfa. ustalık sırlarını zorla öğrenmeye karar verirler.
Hiram Usta bir öğle üzeri mabedi gezmek ve inşaatı kontrol etmek üzere geldiği zaman pusuda bekleyen üç kalfadan birincisi Hiram Usta’nın yolunu Güney Kapısı’nda keser ve ustalık sırlarını sorar. Hiram Usta, “Bu sırlar ancak çalışma ile elde edilebilir” der. Bunun üzerine bir kalfa cetvel ile Hiram Usta’nın sol omuzuna vurur. Hiram Usta Batı kapısına yönelir ve oradan kaçmak ister. İkinci kalfa önünü keser, ustalık sırlarını açıklamasını ister. Hiram Usta yine reddeder. Bu Kalfa da gönye ile Hiram Usta’nın sağ omuzuna vurur. Doğu Kapısı’na doğru kaçan Hiram Usta burada da üçüncü kalfa tarafından durdurulur. Hiram Usta kalfanın isteğini yine reddedince ölümcül darbe gelir. Üçüncü kalfa Hiram Ustanın kafasını çekiçle parçalar.
Katiller gündüz olduğundan cesedi taşların arasına saklarlar ve gece Hiram Usta’nın cesedini dağa götürüp gömerler ve üzerine akasya dalları dikerler. Hiram Usta’nın kaybı üzerine inşaat çalışmaları durdurulur. Hz. Süleyman Hiram Usta’nın mimarlık sırlarını tehdit altında açıklamış olmasından korkmuştur.
Hz. Süleyman Hiram Usta’nın bulunması için emir verir. Cesedinin bulunduğu anda telaffuz edilecek kelimelerin ustalığın mukaddes sözü olacağını da belirttir.
Hiram Usta’nın cesedi akasya dallarının gizlediği yerde bulunur. İlk telafuz edilen kelimeler ise Mac Benah (İbranicede Kutsanmış Oğul) ve Moaban kelimeleri olur.
Sıra katilleri bulmaya gelmiştir. Bir mağarada gizlenen Hiram’ın katili Abiram, araştırma yapan Joapert isimli duvar işçisine hançerle saldırır. Joapert, Abiram’ı öldürür.
Öldürürken de “Nekah” diye bağırır. Katilin sağ yakalanmasını isteyen Hz. Süleyman Joapert’e kızar, ancak onun kendisini korumaya çalıştığını anlayınca affeder.
Hiram’ın diğer iki katili de yakalanarak cezalandırılır. Mabed inşaatını kaldığı yerden devam ettiren Hz. Süleyman yeni bir Mimar Üstad tayin eder. Sonra da kaybolan kelimenin bulunmasını ister. Aranan kelime bir mabet harabesindeki mikap bir taş üzerinde bulunur. Kelime, Yehova’dır. Kainatın Ulu Yaratıcısı’nın ismi. İbranice Allah demektir.
Hiram Efsanesi’nde yer alan mekanlar, rimeller, usta, kalfa, çırak kategorileri Masonlukta da simgesel olarak kullanılmaktadır.
Dünyanın en büyük ve görkemli mabedi olan Süleyman Mabedi o devirde yapılması zor ve zorluğunun yanında göz alıcı bir yapıya sahiptir.