MALZEME ÇOK
Bu haftaki köşe yazımda dilim biraz ayarını kaçırabilir. Dozumuzu da biliriz lakin malzeme bir kamyon dolusu. Şimdi komedi, traji komedi, drama, acınası hıçkırıklara boğulası vukuatlar, eşine benzerine az rastlanır ilginç ötesi yaşananlar ve ahmaklığın bir bitemediği bazı insan tipleri üzerine yazalım en dobrasından.Ülkesini çok seven bir vatandaş olarak, git gide gerilemeye sanki mahkûm bırakılmış, belli başlı zümrelerin hüküm sürdüğü, cehaletin yol açtığı onlarca saçmalığın ötesine geçmek mümkün olmuyor. Dibini göremediğimiz karanlık kuyular bizi boğmaya başlıyor. Cehalet sulak yerde bile susuz bırakıyor insanı. Bu da sürüyle ahmaklığa sebebiyet veriyor. Toplumu sıkıntıya düşürüyor. Normal bildiklerimiz yasaklı oluyor. Fikirler kıskaç altına alınıyor. Özgürlükler lütuf gibi veriliyor. Dayatmacı siyaset, daraltıyor bizi. Yüzlerce kitap okumakla da kurtaramazsınız. Uyanık, meraklı, bilinçli, araştırmacı, hakkını yedirmeyen, topluluklar düze çıkarır bizi. Denize düşen yılana sarılacağına, boğulmaktan kurtulmanın tedbirini arayıp çaresine bakmayı bilse bu denli boğulmayız toplumca.
Yaşananların çoğunun başı cahillikten kaynaklı. Adamın biri çıkar kot giyen kadınlar yüzünden deprem oluyor der; başka biri kız çocukları 12-13 yaşında evlenebilir der; diğer tip çok eşlilik makbuldür der, kimisi çıkarı uğruna ufak getirilere satar kendini, bazısı arap kültürünün Müslümanlık anlayışından götürür dini, yardakçılık sepet sepet , siyaset ortaya karışık; çözümler ilkeli değil, sorgulamak yasak ; yargılamak baki…Yalan doğru, doğru hükümsüz.
Şimdi nasıl malzeme toplamayalım. Altın tepsiyle sunum yapılıyor; eee! Biz de alıyoruz dolduruyoruz altını. Bu daha birinci madde; daha neleri neleri var topa tutulacak.
MALZEME ÇOKSA; DONATMAK ÇOCUK OYUNCAĞI….