Büyük sonuç doğuracak işlere, istikrarlı bakış açısıyla bakmaktan çekinmeyen bir yerel başkanı. Kıyı şeridinin önemli isimlerinden Kuşadası’nda on binleri geçen sayısıyla yaşayan Alevi toplumu var! Hepsi de yaşadığı yere faydalı olan bir toplum. Demokrasinin betonu bir topluluk. Okumayı seven, başarılı işler yapan, üretken aydın toplum! Yaşadıkları ülkesinden çok şey istemeyen; adaletin ve hukukun çerçevesinde var olan değerlerden faydalanmak isteyen ama bir o kadarda sabır gösteren, uyum gösteren yaşam tarzlarıyla istemlerini legal biçimde ortaya koyan bir toplum yapısına sahip!
25. ve 90. maddeleri yıllardır yüksek sesle talep eden bu toplum, bir türlü sistemi yönetenler tarafından kabul edilmeyen bir tavırla ertelene, ertelene bugünlere kadar uzamış gelmiş sorunlar!
Eşit Yurttaşlık hakkı, seçmeli din dersi, inanç özgürlüğü, Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması yani ibadet hane olarak tanınması! 1921 Anayasasıyla köylerden şehirlere gelen aleviler, arkadan 1925 Anayasasıyla Hacı Bektaş Veli dergâhının Bakanlığa bağlanmasıyla şehirlerde Cem yapma ve inançlarını ifa etmek için toplumsal dayanışma içerisinde tek tük Cemevleri yaparak ibadetlerini sürdürmeye çalışsalar da 21 Y.Y Türkiye’sinde hala yasal bir statüye kavuşamamışlar, mücadelelerine devam etmektedirler! Onlarca miting, AİHM’den kararlar çıkarmak her ne yaparsanız yapın yüz yıllardır süre gelen geleneksel anlayışın yıkılmaması, bu tabii yasal olan hakların bir türlü elde edilememesine neden olmuştur!
Başta İstanbul olmak üzere Alevi-Bektaşi Tekke ve dergâhlarına devlet adına el konulduğunu, Hacı Bektaş Veli Dergâhının müze olarak kullanıldığını, dahası örneklerin çoğaltıla bileceği dolayısıyla bu durumun ve tutumun Alevi- Bektaşi dünyasında rahatsızlığa ve duygusal kopuşlara neden olabileceği bilinmektedir! Birde kalkıp “Alevilik Dinse ben yokum” sözü en yetkili ağızdan söylenince, geriye kalan tek şey güven duygusunun azalması, duygusal kopuşların olmasıdır!
İşte tamda bu sınırlarda bulunulurken bir yürekli Başkanın çıkıp ben söz verdim, ben bu işi siyasete bulaştırmadan verdiğim sözü yerine getirmenin zamanıdır diyerek, Kuşadası Cemevinin tapusunun Cemevi yönetimine devir edileceğini söylemesi, Alevi toplumunun yüreği büyük, sözü büyük ve iş yapan başkana hınca hınç dolu yardımlaşma gecesini alkışa boğmasından daha normal ne olabilir ki!
Yetiştire bilirsek Mart ayı içerisinde olacak demesi sevincin bir kat daha artmasına neden olmuştur! Tüm hizmetlerinde öncelik Kuşadası’nın geleceğidir prensibinden yürüyen başkan Günel; AHTE VEFA örneğini sergileyerek haklı bir gururu yaşamıştır!
Geçmişten bazı örnekleri konuşarak devam eden Başkan Ömer Günel; bugüne kadar çeşitli sözlerin verildiği dönemlerden geçilerek bu döneme yani bana nasip olması ve sözümün arkasında durarak her konuda ülkenin değerlerine sahip çıkan Alevi toplumunun ibadetlerini kendi dergâhlarında yapabilmelerini evrensel düşünce üzerinden çok önemeli buluyorum! Cemevi yönetimiyle Pazartesi ilk iş bu işlemleri yürütmek, bir noktadan yola çıkmak için düğmeye basacağız! Ömer Günel böylesine tarihi bir anı paylaşırken heyecanlı olduğu gözlerden kaçmadı!
Gecenin yardımlaşama ve dayanışma kapsamında öğrencilere özellikle kız öğrencilere yurt yapma konusuyla ilgili olmasını çok anlamlı bulduğunu, belediyenin de yer konusunda üzerine düşeni yapacağını söylerken salonda bulunan bine yakın Alevi toplumunun, Ömer Günel’e duyduğu güven ve sevgi duygusu görülmeye değerdi.
Güncelleme Tarihi: 30 Kasım 2021, 08:18