Aydın’ın İncirliova ilçesinde 1954 yılından bu yana odun ateşinde yaptığı çaylar ile müdavimlerini ağırlayan sabahçı kahvesinin ocağı, yoğun duman çıkardığı gerekçesiyle davalık oldu. Üç yıldır süren davanın sonucunu merakla beklediklerini ifade eden çay ocağı çalışanlarından Ender Öztürk, "Mahkememiz halen sürüyor. İnşallah 7/24 çalışan bu otantik müessesenin odun kömürlü ocağı da tekrar çalışmaya devam edecek" dedi.
1954 yılında İncirliova’da Ekrem ve Hilmi Tufan kardeşler tarafından açılan Aydın-İzmir Karayolu üzerindeki çay ocağı o tarihten bu güne ocağı sönmeden süregeldi. 3 kuşağın işlettiği çay ocağı 3 yıl önce çevresinde hızla gelişen yüksek katlı yapılaşma nedeniyle sıkıntı yaşamaya başladı. Odun kömürü ile pişirilen lezzetli çaylara rağmen çevre sakinleri ocaktan çıkan duman nedeniyle sağlıklarından olumsuz etkilendikleri gerekçesi ile şikayetçi olunca odun ateşinde pişirme işlemi sona erdi. İşyeri sahipleri ise karşı dava açarak ocaklarının tekrar yanması için mücadele başlattı. Son üç yıldır geleneksel odun kömürü ile pişen çaylar ve kahveler ise artık teknolojik ocaklarda pişiyor. Kapısına hiçbir zaman kilit vurulmayan çay ocağının yanına, 30 yıl önce börekçi de bir tezgah yerleştirerek çayın yanında sımsıcak taze böreklerle müşterilerine hizmet veriyor.
“Buraya mutlaka uğrayarak çayımızdan içerler”
Aile cenazelerinde bile akıp geçen yıllara inat hiç kapanmayan çay ocağı çalışanlarından Önder Öztürk, “Üç yıldır burada çalışıyorum. Modernleşmenin azizliğine uğrayarak 7/24 tüten duman nedeniyle davalık olduk. Mahkememiz halen sürüyor. İnşallah 7/24 çalışan bu otantik müessesenin odun kömürlü ocağı tekrar çalışmaya devam edecek. Patronumuz hep aynı ama biz çalışanlar olarak değişim göstermekteyiz. Karayolundan geçenler buraya mutlaka uğrayarak çayımızdan içerler. Ancak otobanın açılması ve odun ateşinde çayın pişmemesi bazı müşterilerimizi kaçırdı. Dava sonuçlanınca inşallah tüm müşterilerimiz geri gelecektir” dedi.
“Börek ve çay ayrılmaz ikili”
Sabahçı kahvesinin önündeki tezgahta 30 yıldır börek sattığını ifade eden Ömer Akyol, “Baba mesleğini 30 yıldır sürdürüyoruz. Bizler buranın ayrılmaz bir parçasıyız. Ocakta kömürün olmaması bizi de etkiledi. Pandemi ve otoban da çok etkiledi. Börek ve çay ayrılmaz ikili olarak sabahları vazgeçilmeziz. Dava sonuçlanırsa inşallah eski işlerimiz geri döner” dedi.
“Sabahçı kahvemiz”
Karayolunu her kullandığında mutlaka çay içmek için uğradığını ifade eden Uğur Bayraktar: “İncirliova’ya neredeyse her gün çay içmeye geliyoruz. Çünkü buranın oturmuş bir çay lezzeti var. Herkese de tavsiye ediyorum. Börek ve çay lezzetini bu sabahçı kahvesinde tatmak ayrı bir zevk benim için” dedi.
Anne Yüksel Bayraktar da oğlunun tavsiyesi ile çay içmeye geldiğini ve çok memnun kaldığını ifade ederek herkesi buraya çay içmeye davet etti.