Ülkede ekonomik Tusunami varmış gibi tüm ticari alanlarda faaliyet gösteren tedarikçi ve esnafı panik havasına soktu. Nakliye güzergâhında, toplu taşımada, şehir içi taşımacılığında toplu kontak kapatanlar artmaya başladı!

Ülkenin Rusya ve Ukrayna savaşından çıkaracak çok önemli sonuçların olduğunu milletçe yakinen yaşıyoruz! Üreticilerin bu ülkede ne denli önemli olduğunu canlı örnekleriyle yaşıyoruz! Önüne geçilemeyen tarım ürünleri fakir halkın sofrasında ki ekmeğe kadar satın almada imkânsızlıkları yaşatmaya başladı!

Günlük yaşamı bir tek aş ile geçiren fakir aileler yanına ekmek koymakta zorlanmaya başlaması, ülkemizin tarımdan uzaklaşmasının, teşviklerin yetersizliği, önüne geçilemeyen akaryakıt fiyatlarının çekilmez yük olması, çiftçiler için ilaç ve gübre fiyatlarına yetişilememesi, elektrik fiyatlarının el yakması ve bu sorunlara, hükümetin yeterli tedbir almaması, ithalat ve döviz ilişkisinin girdiği girdaptan uzun süre çıkamayacağını da düşündüğümüzde, üreticilerin yaptıkları işlerden birer birer uzaklaşması, gelecek kaygımızın hat düzeye çıkmasına neden olacaktır!

Ülke kaynaklarından faydalanamamak, kaynak ve değerlerimizin birer birer elden çıkarması, üretim alanlarının tükenişi, yapılaşmanın hızlanması ve gözden çıkarılması, belirli kesimin ticari çıkarlarının düşünülmesi ve zenginleşmedeki önüne geçilmez yükseliş, ülkedeki yaşamı iki ayrı koşula sokmuş, zengin daha zengin, fakirin yok olmasına kadar inmiştir!

Ülkemizde döviz endeksli alacakları olanların daha zenginleştiği ve alacaklarını eksiksiz ve düzenli alması, döviz karşılığının, Türk parasına dönüştürülmemesi, Türkiye’nin her ay milyon dolar kayıp ve maliyetlerle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır!

Tarım sektörü herkes duysun diye yaklaşan ekin sezonuna giremeyeceklerini, çiftçinin Traktörünü, bağcının, bağlarını satma noktasına kadar geldiğini haykırması hükümetten karşılık beklemektedir!

Ülke kaynaklarının üretim ve varlık yapısından kopması, bugün gelinen noktada, ülkede devletin mali gelirlerinin; zam, faiz, cezalar ve vergilerle oluştuğu tablosu ortada olan gerçektir!

Üreticilerin, nakliyecilerin, Tarım, ziraat ve hayvancılıkla uğraşanların üretim için tüm imkânlarını kullandıklarını, varlıklarını bile satarak devam etmeye çalıştıkları, fakat artık tükendikleri noktaya geldiklerini ve artık zararla oturup, zararla kalktıklarını söyleyecek kadar zor duruma düştüklerini ifade etmektedirler!

Hükümetin akaryakıtta alınan lüks tüketim vergisi ve KDV den vazgeçmelerini bekleyen üreticiler tedirgin ve bekleyiş içindeler! Yatların özel tüketim vergisinden, KDV’den muaf olduklarını düşünmek, ülkede çifte standarttın nasıl uygulandığonıda da göstermektedir!

Ülkemiz güçlü ve zengin kaynaklara sahipken! Bu savaş ülke varlıklarının korunması, zenginleştirilmesi, güvenirlik ve geleceğin teminatında riskleri en az seviyeye düşürülmesi, savaş halinde kendine yeten bir ülke olmayı fazlasıyla hak eden bir devlet yapısına sahip olmasını gerektirmektedir. Yüz yıl önce bu ülkenin Stratejik yapısına imzalar atarak, ülkenin elini güçlü kılan devlet adamları bir siyaset ve politik yapı bırakmışlardır! Gücünü Cumhuriyetten ve demokrasiden alan bu ülke neredeyse yüz yıl öncesine dayalı köylü ülkemin efendisidir anlayışı ile üretime önem vermiş, Köy enstitülerini kurarak eğitimi çağdaş düzeye çekmek için temeller atmış, bizlerde bu yapılanların üzerine yani taş üstüne taş koymak düşmektedir!

Ülkenin köprüleri, tünelleri, yolları, demir yolları tabii ki çok önemlidir ama bu ülkenin samanı, buğdayı, sanayisi, elektrik üretimi, doğal kaynakları ve yenilebilir enerjisini hayata geçirip; köylüyü, üreticiyi, sanayiciyi ve tedarikçiyi ülke menfaatlerine daha çok hizmet etmeleri için ticari hayatlarını kolaylaştırmakta o kadar önemlidir!

İnsan hayatı ve o hayata dokunan doktorlarımız o kadar önemlidir! Aldığı emekli maaşıyla insanca yaşamak hakkına sahip olması gereken emekliler o kadar önemlidir. Askeri, öğretmeni, emeklide yaşa takılanı o kadar önemlidir! Gazetecisi, sanatçısı, yazarı, şairi o kadar önemlidir!

Unutmayın ekim dönemi; mazot, elektrik, ilaç, gübre teşvik görmezse, Tarımda, Ziraat ve Hayvancılıkta geri dönülemeyecek kayıplara doğru gidilecektir!  Tedarikçiler yüksek sesle konuşuyorlar, duyun ve duymakta gecikmeyin!

HABER: ERDAL DEMİR