Aydın’ın Efeler ilçesinde 42 yıldır yorgancılık yapan Ali Osman Demir (54), çocukluk yıllarında başladığı mesleği devlet tarafından koruma altına alınsa da yetiştirecek çırak bulamıyor. En büyük hayallerinden birisinin de ustalığını genç nesillere aktarabilmek olduğunu ifade eden Özdemir; “Keşke 2 çocuk gelse de eğitebilsem, mesleğimi onlara aktarabilirsem” dedi.
Aydın’ın son yorgan ustalarından biri olan 54 yaşındaki Ali Osman Özdemir, çırak bulamazsa, özellikle soğuk havaların vazgeçilmezi olan pamuk yorganlar yerini elyaf yorganlara bırakacak. Mesleğe başladığında Efeler’de 23 usta olduklarını şimdilerde ise 6 usta kaldıklarını ifade eden Özdemir, mesleklerinin son temsilcileri olduklarını belirterek, en büyük sıkıntılarının çırak yetişmemesi olduğunu söyledi.
Çocukluk döneminde çırak olarak mesleğe başladığını ve bir işi severek yapmanın önemli olduğunu ifade eden Özdemir; “1979 yılında çırak olarak bu işe başladım. Zaten belli bir yaştan sonra bizim bu mesleği öğrenemezsin. Ufakken eğitimini almak lazım. Birde öğrenmek insanın içinde olacak. Çünkü sevmeden hiçbir iş yapılmaz. Bir iş ile 2 gün uğraşan insan sayısı çok az. O yüzden bizim meslek sevmeden yapılmaz. Biz 2 gün emek veriyoruz, bir yorgan yapımına. Herkes yapamaz. Genelde bahar ve yaz aylarında düğün işleri çoğalınca bizim de işimizde hareketlilik başlar. Kış aylarında da havaların soğuması ile iş oluyor ama yaz aylarının yarısı kadar olur” dedi.
Artık eskisi gibi ipekli yorganlara rağbet kalmadığını belirten Özdemir; “3 günde biten ürünlerimiz de var ama artık eskisi gibi rağbet kalmadı. Artık daha basit, günlük kullanıma uygun şeyler yaptırıyorlar. Yaklaşık 800 TL civarında bir yorganın maliyeti. Haliyle vatandaşa ağır geliyor. Yılbaşından bu yana toplasan en fazla 6 tane ipekli yorgan diktim. Geri kalanı hep hazır, fantazi şeyler. Artık vatandaş ekonomiyi daha önde tutuyor. Basit olsun ucuz olsun diyor” dedi.
“Daha fazla bu işi yapacağımız meçhul”
Efeler’de yorgancı ustası olarak yaklaşık 6 kişi kaldıklarını ve mesleğin son temsilcileri olduğunu ifade eden Özdemir; “1988 yılında ilk dükkanımı açtım. O zamanlarda 23 tane yorgancıydık, şimdi ise kala kala 6-7 tane usta kaldık. O zaman nüfus 90 bindi, şimdi 300 bin. Bu nüfusa rağmen oturduğumuz günler de oluyor ama boş değiliz. Artık bizlerin de çok fazla bu işi yapacağımız meçhul. Bir 10 sene daha bu işi götürürmüyüz bilmiyorum” dedi.
Son çırağını 20 sene önce yetiştirdiğini sözlerine ekleyen Özdemir; “Bizler artık sonuz. 20 sene oldu bir çırak yetiştiremeyeli. En son yetiştirdiğim bir kalfam vardı, Efeler’de şu an en genç yorgancı ustası o var. Artık hem eş dost işi olur hem de mekanımızı biraz daha tutabilir miyiz ayakta, onun derdindeyim” dedi.
“Bizden sonra usta kalmayacak”
Kaybolmaya yüz tutmuş meslekler kapsamında devlet tarafından koruma altına alındıklarını ifade eden Özdemir; “Yaklaşık 3-4 sene oldu devlet bizi koruma altına aldı, muafiyet belgesi verdi, 3 senede bir yeniliyoruz. Tükenen meslekler kapsamında ilk önce bu gruba dahil edilenlerdeniz. Nalbant, semerci, keçe işi yapanlar gibi 5-6 meslek grubunu devlet koruma altına aldı. Ayakkabı tamircisi gibi daha birçok ustalık gerektiren mesleklerin de bu kapsama alınacağını düşünüyorum. Çünkü artık çırak yetiştiremiyoruz. Keşke gelse de 2 tane çocuk mesleğimizi onlara aktarabilsek. Bu mesleği götürseler ama yok. Maalesef artık altın bilezik yok. Zaten bir çocuk okul hayatına başladığı zaman 25 yaşlarına kadar okuyor. 25 yaşındaki bir çocuğu da eğitemezsin. Onlar zaten başka hayallerin peşinde oluyor. Kendimize yönelik bu tarz bir iş yapalım düşüncesinde değiller. Esas anne ve babaların çocuklarını çırak olarak göndermemesinden kaynaklanıyor. Eskiden yaz tatillerinde çocuklarını meslek öğrensin, altın bileziği olsun diye yanımıza getirirlerdi. Esas çırak bize köylerden gelirdi ama orada da gelmiyor artık. En büyük üzüntüm çırak yetiştirememek. Keşke yetiştirsek. Yarın bizler de gittikten sonra bu kadar insanın işini kim görecek. Hal böyle olunca bizden sonra usta kalmayacak, herkes mecburen hazıra yönelecek” dedi.
“Elyaflar, pamuğun verdiği huzuru vermez”
Pamuk ile yapılmış yatak, yorgan ve yastıktaki keyif ve huzuru, elyaf türlerinden üretilen hiçbir yatak ve yorganın veremeyeceğini belirten Ali Osman Özdemir; “Elyaf türleri sentetik, petrol katkılıdır. Tarladan gelmiş bir pamuktan yapılan yorganla asla eşdeğer değildir. Pamuktan yapılan ürünler daha sağlıklı, terletmez, yakmaz. Özellikle yastık kısmında pamuktan şaşılmaması gerekir. Elyaf türlerinin sadece yıkanabilir özelliği vardır, geri kalanı sağlık yönünden sıfırdır. Yıkanabilir olması insanların pratiğine geliyor. Pamuk yıkanmaz. Pamuğu bize getirecekler. Biz havalandırıp kabartacağız, hallaçlayacağız. Aynı zamanda elyaf türleri pamuğun verdiği keyif ve huzuru da vermez” dedi.
Güncelleme Tarihi: 09 Aralık 2021, 10:59