Meral Akşener’in 20 Mayıs 2021’de ziyaret için gittiği Rize’de sahildeki bütün üstgeçitlere afişler asılmış, “Burası Rize, laf ettirmeyiz Reis’e!” Denilmişti.
Esnaf ziyareti sırasında açık provakasyon sonrası Akşener’e karşı fiili saldırılar ve yumruklaşmalar yaşanmıştı.
İlginçtir güvenlik güçleri İYİP’lileri koruyacağı yerde, Rizeli saldırganlara destek veren bir görüntü içindeydi…
İnfialin sebebi; Akşener’in Rize uşağı Erdoğan’ı Netenyahu’ya benzetmesiydi.
Gerçekten Rizeliler Erdoğan’a söylenen bu sözlere kızmışlar mıydı?
Hayır. Bir avuç AKP militanı, Ankara’dan yönlendirilerek böyle bir eylemi gerçekleştirmişti…
Bunu nasıl anlıyoruz?
Olayın hemen ertesinde AKP grup toplantısında Erdoğan’ın tarihe geçen ve şiddet mesajı veren tehlikeli konuşmasıyla anlıyoruz!
Erdoğan ne diyor?
“Gelin Hanım beni Netanyahu’nun yanına koyuyor, onun ardından memleketim Rize’ye gidiyor. Gelin Hanım’a görüldüğü gibi gayet güzel bir ders veriliyor!”
Devam ediyor; “Burası Rize, sen kalkıp da bu şekilde hakaret edip beni Netanyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya kalkarsan yapılacak budur. Dua et ki gelin hanım, çok ileri gitmeden bir ders verdiler.”
Ve arkasından Türkiye’nin kaderiyle ilgili en can alıcı sözleri sarfediyor!
“Bu daha bir. Daha neler olacak neler. Daha dur bakalım bunlar iyi günler…”
AKP Genel Başkanı Erdoğan, İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in Rize gezisine kızmış olabilir…
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak yukarıdaki sözleri söylemesi toplumsal felakete gidişatı hızlandırır…
Nitekim bu konuşma sonrasında Türkiye’de ciddi olaylar gerçekleşmeye başladı.
Uzun zamandır siyasetçi ve gazetecilere yapılan saldırılara bir yenisi daha eklendi.
Kaçak imarlara geçit vermeyen ve Didim’de rantı bitirmeye çalışan, bu nedenle evi kurşunlanan Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, 15 kişilik bir grubun sopalı saldırısına uğradı.
İşin ilginç yanı bu saldırı sonrası Atabay kaymakamı olay yerine davet ettiğinde, “içkili bir yere gelmem” demesi ve güvenlik güçlerinin olayın çözümünde çekingen davranması, Rize konuşmasının ne denli etkin olduğunu gösterdi!
Didim rantın oluştuğu önemli merkezlerden biridir.
Daha önce Didim’e çok önemli hizmetler vermiş, kentte kayıt dışı ekonomiye sekte vurmuş, başarılı belediye başkanı Mehmet Soysalan’a da silahlı saldırı düzenlenmiş, yetinilmemiş, evine bomba dahi atılmıştı...
Ve en vahim olay, Konak’ta bulunan HDP İzmir İl Başkanlığı’na yapılan silahlı saldırıydı. Toplu katliam planlaması yapılmıştı. Toplantı yapılmadığı için binada bulunan Deniz Poyraz isminde bir yurttaşımız hunharca öldürülmüştü.
Katil, “Silahtaki tüm kurşunları Deniz Poyraz’a boşaltım” diyerek, ne denli kanlı ve vahşi, insanlıktan uzak bir yaratık olduğunu açıklamaktan geri durmamıştı.
Yakalandıktan sonra katile polisin nazik davranışı Türkiye’yi sarstı.” “Abicim adın ne?”
HDP milletvekili Hüda Kaya katilin SADAT Tarafından eğitildiğini açıkladı!
SADAT; “kiralık bir katil terörist tarafından yapılan saldırıyı kınadı!”
Peki SADAT “kiralık katil” olduğunu nereden biliyordu?
Vahim olan, yurttaşlarımızın can ve malından sorumlu iktidarın İçişleri Bakanı’ndan hala bir ses çıkmaması!
AKP’nin nefret ve kin dili ile insanları ayrıştırıcı politikası; barış içinde özgürce yaşayan, yaşam biçimine dokunulmasını istemeyen, hak, hukuk ve adaleti bekleyenler için zor günlerin yaklaştığını gösteriyor...
Üstelik AYM tarafından “HDP’nin kapatılması iddianamesinin kabulünün” toplumda kaos yaratacağı da açık!
Çünkü Erdoğan’ın daha neler göreceksiniz sözü, ülkenin geleceğinin daha da karanlık olacağı sinyalini veriyor.
Mehmet Ağar, “Susurluk Komisyonu’nda” uyuşturucu kamyonlarının 50 ilden geçtiğini, böylece 50 vali, emniyet müdürü, jandarma komutanının denetimine tabii olduğunu, dolayısıyla, ancak bir merkezden talimatla bu kamyonun yakalanması engellenebileceğini söylemişti. Yani kamyonlar Hakkari’den gelemez” demişti.
Ben de; “İyi ya talimatı veren o tek kişi siz misiz?” diye sormuştum…
Cumhuriyet tarihinin en inkarcı politikasını izleyen ve Alevileri, Kürtleri, Aydınları, Devrimcileri, kemalistleri ve emekçileri dışlayan AKP’nin genel başkanının; “Daha neler olacak neler. Daha dur bakalım bunlar iyi günler…” sözü, ülkemiz için de karanlık günlerin yaklaştığının habercisi oluyor!
FARKINDA MISINIZ???