Emekliler, asgari ücretliler derken mağdur olan bir kesimi atlamayalım. Evet öğrencilerden söz ediyorum. Yüksek öğrenim için ailelerinden, şehirlerinden ayrılan öğrencilerin durumu içler acısı.
Yüksek Öğrenime kayıt yaptıranların yüzde 65 i yaşadığı şehrin dışında bir şehirde okumaya çalışıyor. Bu da barınma sorunu olarak karşılarına çıkıyor. Barınma sorununu devlet yurtları ile çözmeye çalışan öğrencilerin oranı % 74. Yeterli kapasite olmadığı için 3-5 kişi bir araya gelip ev tutmaya çalışıyorlar. Hali vakti yerinde aileler çocuklarını özel yurtlarda barındırıyorlar. Bunun oranı da yüzde sekiz. Ya başaramayanlar, onların oranı da yüzde on. Yani her 10 öğrenciden biri okullarını ya bırakıyor, ya da donduruyor. Son beş yılda okulu bırakan çocukların sayısı 2 milyona yaklaştı.
Şimdi gelelim emekli yada asgari ücretli bir ailenin şehir dışında okumaya hak kazanmış çocuğuna. 14.204 TL emekli maaşı alan bir emekli, bu paranın ne kadarı ile çocuğunu okutabilir? Yurtta yer bulsa bile çocuğunu gönderemez. Aynı şekilde asgari ücretle ailesini geçindirmeye çalışan aile büyüğü, üniversiteye çocuğunu nasıl göndersin? Hele başka okuyan çocuğu da varsa vay haine. Kira, faturalar, gıda ihtiyacı, giyim ihtiyacı bir mucize gerçekleşir mi? İmkanı yok, matematik bilimi izin vermez.
Bir çok evlat, burs aramak zorunda. Her yere başvuruyorlar. Çok çalışıp, istediği üniversitenin, istediği bölümüne girmeyi hak etmiş. Nasıl yapacak, yardım almadan nasıl yapacak? Hele bir de büyük şehirlerde okuyacaksa dertler hiç bitmeyecek. Kiralar yüksek, yemek fiyatları el yakıyor. KYK kredisi 3000 TL. Hiçbir şeye yetmiyor. Okul vakti dışında bir iş bulamazlarsa yaşamaları imkansız. Arkadaşları ile bir kafede oturup, çay kahve içme ihtimalide ortadan kalktı. En düşük çay fiyatı 25 TL, kahve olmuş 150 TL. Sosyalleşme, dertleşme, kafa dinleme ihtimali de ortadan kalktı. Sinema, tiyatro, futbol maçı gibi aktivitelerde hayal oldu.
Büyük şehirlerde Belediyelerin destekleri ile okul hayatına tutunmaya çalışıyorlar. Zaten eğitim ülkemizde büyük bir sorun. Her yere üniversite açmakla sorun çözülmüyor. Ülkemizde ara eleman ihtiyacı var. Endüstri Meslek Liselerini kapatıp yerine başka liseler açmakla da sorun çözülmüyor. Her yer beyaz yakalı dolmuş. Oysa mavi yakalıya çok ihtiyaç var. Ülkemiz diplomalı işsizlerle dolu. Neyse biz yine konumuza dönelim. Öğrencilere herkes kucak açmalı. Bir öğün yemek ihtiyaçları bile karşılansa onlar için çok önemli. Etrafımızda üniversite öğrencileri varsa bir öğün yemek ikram edebilirseniz çok mutlu olurlar. Bir çok öğrenci anne babalarına yük olmamak için bir öğünle günü tamamlıyorlar. Öğrenciye askıda yemek kampanyaları yapılmaya başlandı. “Askıda Ne Var” kampanyası ile sosyal medyada bir çalışma var. Buradan da destek olabilirsiniz. 1 öğün yemek 30 TL. Hiç tanımadığınız bir öğrencinin öğle yemeğini karşılayabilirsiniz. Gerçekten onlar bizim çocuklarımız.
Bitirirken büyük bir soruna dikkat çekmek istiyorum. Öğrencilerin zor durumundan yararlanmak isteyen kötü niyetli kişiler, para karşılığı bu gençlerin banka hesaplarını kullanıyorlar. Bazen dolandırıcı çeteleri, bazen de bahis çeteleri bu hesapları kullanıyorlar. Paraya olan ihtiyaçlarını karşılamak için öğrenciler bu isteği çok da masumane kabul ediyorlar. İşte o an başlıyor sıkıntı. Bu hesaplar yasa dışı işlerde kullanılıyor. Bu iş patladığında da hesap sahibinin başı derde giriyor. Çoğu zaman hapis cezası ile sonlanıyor. Aman çocuklar, genç arkadaşlar, sakın ola ki banka hesaplarınızı başkasının kullanımına vermeyin. Örnekleri fazla, sonu kötü bitiyor. Lütfen dikkatli olunuz. Zor zamanlardan geçiyoruz. Her alanda dayanışma içinde olmak zorundayız. Bu günlerde geçecek…