Akıl ve mantık; bu toplumu yönetmeyi gerçekleştiren, sosyal hayatı oluşturan kuralları nizam altına alan DEVLETİ ve onun kavramlarından oluşan hukuku yaratandır.
Aynı akıl ve mantık; bu gücü bir insanın vicdanına teslim edecek ve bir adım kadar yakınımızda görülen tehlikenin farkında olamayacak kadar, aklın ve mantığın uzağında ve bu gerçeği göremeyecek kadar GAFLET ve DELALET içinde olmayacaktır.
Milli iradenin, çağın gerçeği olan katılımcı demokrasiden koparılıp, çağın dönüşüm içinde ki gerçeğinin bile kabul etmediği tek insan KAVRAMINA teslim etmeyi ve onun kontrolünü asla toplumun elinde tutamayacağı vicdanına bırakmayı, çağdaş yaşam gerçeğine aykırı olan bu duruma, geleceğin aydınlık ışığında milli iradenin hâkim kılındığı parlamenter sistemi yeniden dönüşün sağlamak için irademize ve tecelli ettiği direncimize sahip çıkıyoruz.
Güçlü bir devlet; güçlü bir millet anlayışı ve birlikteliğinden gelir.
Parçalamak istediğiniz, bölmek ve üst alt kimlik haline getirmek istediğiniz güçlü bir milletin kendisidir. Parçaladığınız an, hizmet ettiğiniz güçler; parçalanmış ülkenin, olma şuurundan uzaklaşmış bir halde olan milletin direncini görmeden yaşadığınız ülkeyi beş parçaya bölüp, bir daha barışmayacak ve millet olma, ülkü anlayışından uzak direnemeyen küçük, küçük devletçikler halinde tarihe gömmenin tadını hainler ve emperyalist güçler yaşar.
Bir tek cümle lazım yürekten söylenecek" Bu ülke bizim sevdamız, namusumuz, ülkümüz ve tüm renkleriyle yüz yıla yakındır yaşadığımız toprağım
Yurtsever halkım ve dünya halklarının geleceğinde ki umutlar, “Dilek ve temenni “değildir!
Bunların ötesinde umuda, geleceğe ve yarınlara dair büyük hayallere bir vurgu, bir hatırlatmadır!
Umutsuz olmak birey içinde, toplumlar içinde ölüm değilse, yok olmak tükenmek değilse, ne olabilir?
İster birey ister toplumlar olsun geleceğe dair hayalleri olmadan yaşayabilirler mi?
Umuda, geleceğe ve yarınlara dair büyük düşünen Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs !919 da Samsun’a yak bastığında bu bölgede ve Anadolu’da direniş bu umuda bağlı ve geleceğin bağımsız devletinin yaratılmasına yönelik bir ruh haliyle bütünleşmeye başlamıştı. Mustafa Kemal Atatürk bu birleşen millet ruhu ile Devleti kurtaracağına inandığı için Samsun’a çıkmıştı! Bu umudu Havza’da görmüştü! Rum güçlerine karşı direnişlerin arkasında kurtuluş savaşının sinyallerini görmüştü!
İnsanlık için anlamlı yaşamdan bahsediyoruz! Büyük hayallere sahip olmak, büyük yüreklere, büyük mücadele ve büyük yaşam sevinçlerine sahip olmak demektir!
İşgalci anlayışa ödün vermek tek koltuk sevdasıyla ülkeyi yönetenlerin işidir! O zaman da öyle olmuştu. Sultan Vahdettin, İngilizlerin isteği olan direnişçilerin pasif ize edilmesi, silahların toplanmasını sağlamak için 9.Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal Atatürk’e verirken iki şeyi hedefliyordu;
1- “Paşa Paşa sen bu devleti kurtara bilirsin” (Aslında devlet dediği burada kendisiydi)
2-Atatürkün gerçekten ulusunu kurtaracak çalışmalara girdiğini gören İngilizlerin bir şekilde Sultan Vahdettin’den Atatürk’ü İstanbul’dan uzaklaştırmasını ve direnişçileri bastırmasını istemesiydi.
Aslında Atatürk’ü Sultan Vahdettin eliyle yok etme planlarıydı! Atatürk Anadolu’da halkın işgalcilerden kurtulma isteğinde ki umudu görünce Kurtuluş savaşının yollarını açacak çalışmalara başlaması, sonuçta Sultan Vahdettin tarafından katli vaciptir çağrısına kadar gitmiştir!
Biz Allah’a yarattığı Atatürk’ten dolayı minnet duyguları ve borcunu asla unutmayacağız.
19 Mayıs Gençlik ve Ulusal bayramınız kutlu olsun! Erişilmez komutan ve önder Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşları ruhunuz şad olsun.