Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de en büyük sorunlarından, hatta en önemlilerinden biri, KURAKLIK ve SU KITLIĞIDIR.
Ülkemizde giderek büyük sorunlara yol açacak olan KURAKLIK ve SU KITLIĞI, maalesef AYDIN ilimizde de büyük ölçüde hissedilir olmaktadır.
Yağışların mevsim normallerinin çok altında kalması nedeniyle Aydın barajlarında su seviyeleri aşağılara düşmüştür.
Aydın İl Koordinasyon Kurulu toplantısında su verilerini paylaşan DSİ 21. Bölge müdürünün belirttiğine göre ilimizde bulunan barajlarda ki su seviyesi geçen yılın Ocak ayı verilerine göre %5 azalmıştır.
Yine açıklanan verilere göre;
Kemer Barajı'nda geçtiğimiz yıl ocak ayında yüzde 54 olan doluluk oranı, 2023'ün Ocak ayında yüzde 34'e,
Çine Adnan Menderes Barajı yüzde 31'den yüzde 27'ye,
Gökbel Barajı yüzde 39'dan yüzde 14'e,
Topçam Barajı yüzde 30'dan yüzde 20'ye,
Karpuzlu Yaylakavak Barajı yüzde 88'den yüzde 39'a,
Karacasu Barajı yüzde 56'dan yüzde 50'ye gerilemiş durumdadır.
KURAKLIK ve SU KITLIĞI’nın en fazla hissedildiği bölgelerden biri de EGE BÖLGESİDİR.
Geçen yıla göre Ege Bölgesinde yaşanan SU AZALMASI, %58 ler civarındadır.
Dolayısı ile Ege Bölgesinin yaşadığı SU KITLIĞI’nın getirdiği ya da getireceği sıkıntılar, haliyle ilimizi büyük oranda etkilemektedir.
Tehlike büyüktür.
Kuraklığın ve su kıtlığının hem ülkemizde hem de ilimizde yaratacağı sıkıntıları ve zararları düşünmek istemiyorum bile…
Tarımdan enerjiye,
Hayvancılıktan seracılığa,
İçme suyundan tarımsal sulamalara kadar,
her alanda etkili olacak olan ve ayrıca bu sektörlerle ilintili faaliyet gösteren sanayi ve ticaret kuruluşlarımızın karşılaşacağı sorunların, ekonomik olarak Aydın ilimize yansımasının büyük olacağını ifade edebilirim.
Artık bu konuda acil eylem planları hazırlanıp devreye alınmalıdır.
Aydın Büyükşehir Belediyemiz ile Aydın Valiliğimizin birlikte koordine olarak, KURAKLIK ve SU KITLIĞI sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren bir raporun ilgili bakanlığa sunulması ve takibinin yapılması gerektiği kanaatindeyim.
Şahsi olarak böyle bir çalışmanın yapılmış ve ilgili makamlara sunulmuş olduğunu düşünüyorum.
Ancak durum acildir ve elimizi çabuk tutmamızın zamanıdır.
Bu arada bazı öneriler de akla gelebilir.
Artık teknolojinin ve bilimin çok hızlı geliştiği bir dönemdeyiz.
Suyu azalan BARAJLARA SU TRANSFERLERİ, düşünülebilir ve gündeme alınabilir.
Kış aylarında kar yağışı alan bölgelerimizde, su kaynakları, haliyle belli dönemler için zenginleşmektedir.
Bu suların heba olmaması için önlemler alınabilir.
Kar yağışı alan bölgelerimizde BİRİKTİRME BARAJLARI yapılabilir.
Bu barajlardan su kıtlığı çeken bölgelere SU TRANSFERLERİ yapılabilir.
Örneğin, su bakımdan zengin olan AKDENİZ HAVZASINDA yapılacak olan BİRİKTİRME BARAJINDAN, Denizli ve Aydın barajlarına SU TRANSFERLERİ yapılabilir.
Mersin’den denizin dibinden Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne nasıl ki su transferi yapılabiliyorsa Ege bölgemize ve Aydın ilimize de yapılabilir.
Büyük Menderes havzamızın SU KITLIĞI yaşadığını ve Sarayköy, Aydın ve Söke ovalarına yeterli suyu sağlayamadığını hepimiz biliyoruz.
Kirliliği ise had safhada…
Zehirli atık suların nehrimize boşaltılması sonucu canlıların yaşayamadığı da malumunuz!...
Akdeniz ve Afyon’ da bulunan su kaynaklarından ya da biriktirme barajlarından Büyük Menderes nehrine SU TAKVİYELERİ yapılabilir.
Hem havzalar sulanmış hem de ekolojik açıdan canlılık ve çeşitlilik sağlanmış olur.
Ayrıca biriktirme barajlarından yapılacak su transferlerinin geçeceği güzergahlarda, üretimin artacağı ve tarımın daha da verimli olacağını da unutmayalım.