Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Doğa ve Yaşam Topluluğu’nun üyeleri, benzersiz doğası, birbirinden ilginç vahşi kayalıkları, mağaraları ve kaya sığınakları içinde geçmiş tüm uygarlıkların izlerini taşıyan Latmos’u keşfetti.
Geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan, tarihi ve doğal güzellikleri ile adeta açık hava müzesi olan Aydın’da yer alan Latmos, görenleri kendisine hayran bırakmaya devam ediyor. Tarihi 8 bin yıl öncesine dayanan kaya sığınaklarına çizilen resimleri, meandr figürleri, antik kalıntıları ile görülmesi gereken önemli yerlerden olan Latmos’u gezen ADÜ’lü öğrenciler, unutulmaz bir gün geçirdi. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından her hafta gerçekleştirilen doğa gezilerinin bu haftaki konuğu ADÜ Doğa ve Yaşam Topluluğu üyeleri oldu. Etkinliğe katılan öğrenciler, Latmos Dağları’nın doğal ve kültürel zenginliklerini yakından tanıma fırsatı buldu.
Çanakkale Şehitlerinin anısına saygı duruşu ile başlayan etkinlikte Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, Latmos’un doğal ve kültürel zenginlikleri tanıtırken, ekolojik sorunlara da dikkat çekti. Adnan Menderes Üniversitesi’ne bağlı farklı fakültelerden Doğa ve Yaşam Topluluğu’na üye olan duyarlı 100 öğrenci etkinliğe katıldı.
Topluluk üyeleri, hep duydukları ve çok merak ettikleri Latmos Dağları’nın vahşi ve engebeli coğrafyasında, zor da olsa yürümenin ve binlerce yıllık kültürel mirasları görebilmenin mutluluğunu yaşadılar. ADÜ Doğa ve Yaşam Topluluğu üyelerini Latmos’ta en çok heyecanlandıran şey, kutsal tapınak olarak bilinen 8 bin yıllık kaya resimlerinin bulunduğu Karadere Mağarası oldu. Alman arkeolog Dr. Anneliese Peschlow tarafından 1994 yılında tespit edilen kaya resimleri arasındaki en önemli resmin Karadere Mağarası’nda bulunan resmin olduğu vurgulandı. Kaya yamacına yaslanmış ve yüzeyi aşınmalar nedeniyle ilginç şekiller ve renklerin meydana geldiği kayadan oluşan küçük bir mağaranın olağanüstü büyüleyici görüntüsü herkesi heyecanlandırdı. Diğer aile sahnelerinden çok farklı olan resimlerin içinde, başında T biçimli antene benzeyen kafa süsüyle ön plana çıkan figürün, Latmos’un zirvesindeki Tekerlek Dağdaki iklim tanrısının kültü ile ilgili olduğu düşünüldüğü söylendi. Konu, betimsel bütünlük ve bıraktığı büyülü etki yönünden benzersiz olan Karadere resimlerinin her türlü tehdide karşı korunmasız olduğuna dikkat çekildi. 2012 yılında, Aydın Valiliği tarafından, Karadere Mağarası’nın bulunduğu kaya sığınaklarının tahribattan korunması için bir proje üzerinde çalışıldığı ancak bugüne kadar bir gelişme olmadığı belirtildi.
“Duyarlılıklar çok önemli”
Etkinlik ile ilgili açıklamalarda bulunan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “Özellikle, yarınlarda kendi uzmanlık alanlarında sorumluluk alacak olan üniversite gençliğinin bölgemizin doğal ve kültürel zenginliklerini tanıması, bu güzelliklere olan tehditleri bilmeleri ve korunmasına karşı gösterecekleri duyarlılıklar çok önemlidir. Yorucu ama anlamlı ve güzel bir etkinliği düzenledikleri için ADÜ Doğa ve Yaşam Topluluğu’na teşekkür ederiz. Gezimizde, Latmos’un antik yolları, kaya mezarları, jeolojik oluşumları, kutsal alanları incelendi. Doğayla barışık yaşayan yörüklere ait yaşam alanları, Osmanlı Dönemi’nden kalan ve birinin üzerinde 1620 tarihli mezar taşının olduğu tarihi Bozalan Mezarlığı ziyaret edildi. Karya döneminden beri devam eden arıcılık, eski karakovan çalışmalarının yapıldığı arı evleri, Latmos’un coğrafyasında özgür bir şekilde gezen karasığır denilen yerel hayvanlar, kendini göstermeye başlayan bahar çiçekleri, av peşinde olan gökyüzünde süzülen yırtıcı kuşlarıyla, Latmos’un tüm bu güzellikleri izlenirken, kulakları sağır edecek şekilde maden ocaklarından peşpeşe gelen dinamit sesleri herşeyi bozuyordu. Film platoları gibi manzaraların olduğu, birbirinden değerli kültür varlıklarının, bitki çeşitliliğinin ve ilginç şekilli kayaların bulunduğu muhteşem coğrafyanın, delik deşik edilip manzara bütünlüğünü ve doğal peyzajını tamamen bozan, geri dönülmez tahribatlar oluşturan maden ocakları tüm katılımcıları üzdü. Dönüş yolunda Ulusal Öneme Haiz sulak alan olan Azap Gölü hakkında bilgi verildi. Serçin’de bulunan Doğa Koruma ve Milli Parkların yaptığı kuş gözlemi ve manzara seyir teraslarından Bafa Gölü’ndeki kuşlar gözlendi. Serçin kahvelerinde çaylar içildikten sonra Aydın’ın farklı bir doğal alanında buluşmak üzere etkinlik sona erdi” dedi.
Güncelleme Tarihi: 21 Mart 2022, 21:25