Kanımızı donduran ve son yıllarda giderek artan çocuklara yapılan cinsel istismar, tecavüz olaylarına biri daha eklendi. Çorum’da kalp rahatsızlığı sebebiyle kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden 3 yaşındaki çocuğun cinsel istismara uğradığı tespit edildi. Olayla ilgili anne ve sevgilisi göz altına alındıktan sonra ,emniyetteki sorgularının ardından "nitelikli kasten adam öldürme ve ölümle neticelenen çocuğa karşı cinsel istismar" suçlarından adli makamlara sevk edilerek tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Nasıl hesap verilecek umutla gelen nesillere… Yazımın başında yaşanan olay ,artık dillerde söylenecek söz bırakmıyor. Küçücük ve üstelik kalp hastası olan bir bedenden haz duymayı, beyninden geçirmek bile utanç verici inanın; ki bir istismarı bir çocuğa yaşatmak, şu dünyada yapılabilecek en acımasızca en sapkın,en can alıcı, en canice yaşatılan kötülüktür. İlk değil ve son olamıyor, vahşet bitmiyor, çoğaldıkça sapkınlık, masum yavruların hayatları canları pahasına olsa katlediliyor. Sapıklığın nereden geleceğini bilemeden paranoyak bir hayat içinde yaşamaya mahkum ediliyoruz. Güvenmek, böyle acımasız bir dünyada bizi çok zorluyor. Çocuklarımızın yaşam garantisini, geleceğini korkular üzerine kurmaya çalışma şüphesi giderek artıyor, endişeler içinde hayatla savaşmaya çalışılıyor. Çocukları kirleten kokuşmuş mahluklar dünyayı kirletiyor ayrıca aynı dünyada onlarla aynı nefesi almak zorunda kalınıyor ve böyle bir yaman çelişkiyi bir anneye, bir babaya anlatmak her şeyden zor hal alıyor. Masallarla büyüttüğümüz çocuklarımızın hayatları karartılıyor. O ufacık bedenlerin yaşama sevinci, beklentileri, kendilerine olan özgüveni, topluma bakış açısı yerle yeksan oluyor maalesef. Ayrıca ayrı ebeveynlerin kendi hayatlarındaki yanlış seçimleri başta bahsi geçen hasta çocuğa yapılan cinsel istismarın nedenini oluşturuyor. Toplumun en önemli birimi olan aile kurumunun parçalanması ve sonrasında yaşanılan seçimler çocukların yaşamlarına mal olabiliyor ki bu çok acı.
Toplumun en önemli normlarından biri ahlaktır. Ülkemizde nasıl bir toplumsal yapı içine girdik ve millet olarak en değer verdiğimiz ahlak, namus anlayışı nasıl oldu da bu seviyeye kadar düştü ve çirkinleşti. Susmamak ve sorgulamak milletçe bizim görevimiz olmalı ve bu bilinci her şeyde taşımalıyız. Tecavüz ve çocuk istismarı gibi toplumun en hassas noktasını oluşturan olaylarda , yaptırımların yeterli işlevde olmaması sapıkların cesaretini artırıyor. Bugün ülkemizde her şeyden çok daha önemli bir sorundur çocuk istismarı ve gerekli önlemler daha da alınmazsa ve sorgusuz sualsiz bir millet oluşumu süregelirse, yarına baktığımızda konuşacağımız bir ülke olmayabilir.
“Biz çocuklar için bu kadar çırpınırken, çocukların çırpınarak can verdiği iğrenç dünya tokat gibi çarpıyor” Biz onlara iyiliği masallarla tasvir ederken bu kötü dünya, iyiliğin sadece masallarda olduğunu kanıtlarcasına hayat harcıyor.
