Türkiye yapay gündemlerden kurtulamıyor. AKP iktidarı ülkenin gerçek gündemi olan “zamlar, hayat pahalılığı, açlık, işsizlikle” ilgili ciddi adımlar atamıyor. Herkes perişan! İktidar yurttaşların taleplerine çare olacağı yerde, kandırmacalarla halkı oyalamaya çalışıyor. Hiç olmamış, yapılmamış olayları gündeme getirerek gerçek ötesi algılarla son günlerini geçiriyor. Koltuğu geri alırım umuduyla akıldışı konuşmalarla gündem dolduruyor.
Ama farkında değil, halk bu yönetime karşı müthiş öfkeli! Çöken ekonomi, hak ve özgürlüklerin yok edilmesi, bağımlı yargı, zenginleşen yandaş, daha da yoksullaşan yurttaş AKP’den kurtulmak istiyor! Çünkü iktidarın arkasında kirli ve pis kokan izler olduğunu biliyor!
AKP’nin son şansı “yasama, yargı ve yürütmenin” tek başına elinde olması ve ele geçirdiği devletin mutlak gücüne sığınması… Oysa bu güç AKP’yi daha da çözümsüz bırakıyor! AKP ya diktatörlüğe geçip ülkeyi de kendisini de uçuruma sürükleyecek ya da demokratik yollardan ayrılmadan ivedilikle sandığı halkın önüne koyacak.
Ama görülüyor ki; AKP devam ettirdiği akıldışı uygulamalarıyla yaklaşan tehlikenin farkında değil! Yerel yönetimlerle kavga halinde… Oysa halkın “kendini ifade ettiği” en etkin yer belediyeler! Seçilmişleri haksızca yerinden alıp kayyum atamanın yanı sıra, şimdi de büyükşehir belediyelerinin hizmetlerini engelliyor. İstanbul’dan sonra İzmir, Muğla, Adana’nın da hizmetlerine ambargo koyuyor!
16 milyon İstanbullu için hayati iki projeyi, 2022 programına almadığı biliyoruz. Hedefinin Ekrem İmamoğlu olduğunu da biliyoruz. Önceki gün İmamoğlu her zamanki nezaketini bir yana bırakarak “kendisini tehdit edenlere haklı olarak çok sert çıktı.” Cumhur İttifakı’nın şımarıklığını artık kimsenin çekebilmesi mümkün değil. AKP gerginliği arttırıp toplumda yeni travmalar oluşmasını ister durumda… Bu oyuna gelinmemeli! Ama AKP, şimdiden 20 yıllık kötü yönetiminin ve İBB’de yaptıklarının hesabını vermeye de hazırlanmalı! İBB Teftiş Kurulu’nun hazırlayıp savcılığa sevk ettiği ancak, İçişleri Bakanı’nın masasında bekleyen 45 dosyasından birkaçını paylaşmak isterim.
Dosyalar:
1) “Bazı vakıf, dernek, okul ve spor salonlarına; ulaşım, malzeme, yeme-içme, teşrifat, bakım onarım, tadilat, yer tahsisi, konaklama, gezi, personel desteği, spor malzemesi, eğitim materyali, kiralama bedeli, bilişim malzemesi, proje ve tanıtım medya adı altında toplamda 847 milyon 592 bin 858 TL’lik bir harcamanın varlığından hareketle, bununla ilgili inceleme ve araştırmalarımız müfettişlerimizce yapılmıştır.
Bu çerçevede, tazmin olunan 29 Aralık 2020 tarih, İBB-289/7 sayılı Tevdi Raporu’nda, büyükşehir belediyesince kiralanan ve kira bedeli ödenen taşınmazlardan ortak proje kapsamında vakıflara tahsis edilenlerle ilgili;
Yurt binası ve vakıf temsilciliği olarak kullanılan idare tarafından kiralama yapılarak tahsis edilen 29 adet taşınmazın kira sözleşmeleri iptal edilmiş olup, 2015 yılından iptal tarihine kadar 64 milyon 27 bin 585 TL kira ödemesinde bulunulduğu,
İBB tarafından kiralanmak suretiyle ortak proje kapsamında vakıflara tahsis edilen taşınmazlara yapılan tefrişat harcamalarının 46 milyon 643 bin 864 TL,
15 Temmuz Derneği ve Türkiye Gençlik Vakfı’nın su, elektrik ve doğalgaz faturalarına yapılan toplam harcamaların 152 bin 203 TL,
Vakıf ve derneklerle yapılan bakım, onarım ve tefrişat işlerini kapsamında gerçekleştirilen harcamanın 54 milyon 122 bin 139 TL olduğu,
Toplamda 164 milyon 945 bin 792 TL’lik mevzuatına aykırı harcama olduğu tespit edilmiş olup, bunlarla ilgili mezkûr rapor, İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski başkanları Kadir Topbaş, Mevlüt Uysal ve konuya ilişkin Meclis Kararları’nda isimleri bulunan belediye meclis üyeleri hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında yetkili merci olan, İçişleri Bakanlığı’na ve 5018 sayılı kanun kapsamında Sayıştay Başkanlığı’na gönderilmiştir.”
2) “İBB mülkiyetinde olan, farklı ilçelerde yer alan sosyal konutların kiralama ve satışına dair inceleme neticesinde, birçok sosyal konutun, dar gelirli ve İstanbul’da ikamet edenlere tahsis ve satışının yapılması gerekirken, mevzuatına aykırı olarak, ikametgâhı İstanbul olmayan ve de dar gelirli olup olmadığı tespitinde bulunulmayan bazı kişilere tahsis edildiği, hatta bu tahsis yapılan bazı kişilerin ikametgâhının Ankara olduğu ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği personelleri, Cumhurbaşkanlığı Koruma ekibinde vs. görevli oldukları görülmüştür. Mezkur tespitler neticesinde, mevzuatına aykırı satış ve tahsis işlemlerini gerçekleştirenler hakkında İstanbul Valiliği’ne Tevdi Raporu gönderilmiş ancak bugüne değin olumlu veya olumsuz bir cevap alınamamıştır.”
Alın size bir başka yolsuzluk daha!
3) İBB’ye 2017 yılında, Fatih ilçesi Molla Gürani Mahallesi 1844 adadaki muhtelif parseller, KDV dahil 429 milyon 733 bin TL’ye Metal Yapı Konut A.Ş.den satın alınmıştır. Oysa 6 bin 348,94 metrekare olan bu taşınmaz, 3 Ekim 2011 tarihinde Fatih Belediyesi tarafından Metal Yapı Konut A.Ş.’ye 25 milyon TL’ye satıldığı öğrenilmiştir. Yapılan inceleme sonucu; söz konusu 17 adet taşınmazın hesaplanan bugünkü pazar değerinin KDV dahil 73 milyon 224 bin 900 TL olduğu tespit edilmiştir. Belediye Başkanlığımızca satın alınarak ödemesi yapılan mezkûr taşınmazların alım gerekçesinin bulunmaması, alındıktan sonra imar planlarının değiştirilmesi ve ilk tespitler birlikte değerlendirildiğinde, birilerinin özel çıkarına Büyükşehir Belediyemizin zarara uğratılmış olduğu anlaşılmıştır.”
Hizmetleri engellenen İmamoğlu soruyordu, “neden” diye… Neden belli, İBB’de yapılan yolsuzlukların ayyuka çıkacağı korkusu! Ancak korkunun ecele faydası yok!