Küllerinden devlet olmayı beceren, Cumhuriyet’in ilanı ile demokrasiyi yaşatan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarının, kahramanca savaşan dedelerimizin, ninelerimizin emanet ettiği bu ülkeye kim zarar veriyorsa hesap sorulmalı! Bu milletin mağrur halinden ve vatan sevgisinden kim faydalanıyorsa hesap sorulmalı! Bu milletin genç kuşağının geleceğini kim ipotek altına alıyorsa hesap sorulmalı! Emekçinin, işçinin, emeklinin ve köylünün emeğini hiçe sayanlardan hesap sorulmalı! Bu ülkenin milli varlıklarını yok edenlerden, doğmamış çocuklarımızı borçlandıranlardan hesap sorulmalı!
Bu ülkenin geleceğini emperyalistlerin emrine verenlerden hesap sorulmalı! Bu ülkenin kavramlarını ve kurumlarını yok sayıp, tüm erkleri ellerinde tutanlardan hesap sorulmalı! Eğitimi köreltenlerden, sağlığı para karşılığında özel kurumlara kaptıranlardan, Hukuku yok sayıp vesayet altına alanlardan hesap sorulmalı!
Hesap sorulmalı çürük yapılanmaya ruhsat verenlerden, deniz kumundan, eksik demirden cana kıyanlara hesap sorulmalı! Hesap sorulmalı binlercesini yazamadığımız insanlığımızı sorgulatan ayıplara meydan verenlerden!
Ülke Marmaris , Van, Elazığ ve İzmir depremlerini dün gibi hatırlayacaktır. Daha eskiye gidildiğinde ölen binlerce zavallı, imkanların el verdiği yapılarda yaşamak zorunda kalan, sonunda yanlışların tonlarcasının biriktiği, KARŞISINDA BİLEREK VE GÖREREK ÇARESİZ KALDIĞIMIZ DEPREMLERDE CAN VEREN belli kesimin ölenlerinin hesapları tarihle yüzleşerek hesabı sorulmalı!
Gelin güncel yaşama ve siyasi gelişmelere birlikte göz atalım!
Torba yasası; Geçici kapalı iş yerlerine destek vermeyen, Pandemi ile tamamen kapanan iş yerlerine tek kuruş destek vermeyen, birçok Avrupa ülkesi destek politikaları üretirken, Torba yasasında borç ertelemeler enflasyon ve faiz hesaplamalarıyla yapılandırma bir şey değildir! Aksine daha büyük yüklerin altına girerek nefesiz kalmaktır! Altıncı torba yasasını incelediğimizde büyük iş adamlarının korunduğu yapılandırmalar olarak karşımıza çıkmaktadır! Getirilmek istenen ve yeniden düzenlenen kıdem tazminatları yasası, emekten yana alın teriyle çalışanları açlığa ve sefilliğe mahkûm eden, iş verenin elini güçlendiren bir torba yasasıdır! İş hukukunu yok sayan torba yasası, günlük yaşam barışına da zeval getirmektedir! Sosyal devlet anlayışının yok edildiği bugünün sisteminde, emeğin ve kazanılmış hakların yok sayıldığı bir süreci kabullenmek mümkün değildir.
Fıtrat Kader; Maden işçilerine, Sağlık işçilerine ve Eğitim emekçilerine…
Bir medya patronu; Dost, ahbap işi pazarlık yoluyla tarihin en büyük demiryolu ihalesini ( İhale dememek lazım aslında) devlet hazinesi garantili bulunan finansın kendisiyle yapılacak, vergisinin de muaf tutulduğu bir işin bu ülkede görülmesi, emeklinin, EYT’ lilerin ve Kıdem tazminatıyla oynanan emekçilerin durumu karşısında nasıl izah edilebilinir ki? Bu ihale bedelinin 9,5 milyar TL olduğundan bahsediliyor! Bu miktar Meclis bütçesinin beş katı, Anayasa mahkemesinin bütçesinden 10 katı, iç işleri bakanlığının bütçesi kadar, dış işleri bakanlığının bütçesinden iki katı, enerji bakanlığının 2.5 katı, kültür bakanlığının 1.5 katı olarak dillendiriliyor! Böyle bir devasa işi alan medya patronu hangi ödünleri vermez ki! Her yapılan doğru ve yanlış işleri, güllük gülistanlık göstermez ki! Bu yatırım olarak gösterilen işlerin sonunda yine ödeyen tarafı halk ve halkın vergileri olacaktır! Devleti altından kalkılmayacak bir borç yekunu ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu gidişat devleti içinden çıkılmaz sonuçlarla karşı karşıya bırakmıştır!
Bakınız dahası torba yasasın da 22. Madde diye bir şey var! Türkiye de vergi vermeden haksız kazançlarını yurt dışında stoklayan, vergi kaçıranlar var. Bunlara aynen şu söyleniyor; Temmuz 2021’e kadar bu paraları Türkiye’ye getirin tek kuruş vergi vermeden ve bu paralarınız yasallaştırılacak, paranın tamamına sahip olacaksınız! Bu paranın adı kara para! 6. Kez çıkarılan bu torba yasası ile aklama yolu, hükümeti ve devleti yerle bir eder! Teorik olarak yönetici gurubu harmanlanmış ekonomiye el atması, aklanmayan paranın sahibi yaptıklarının hesabını şeffaf bir şekilde vermeyen taraf olarak, doğru işler yapmayan taraf olarak hapse girmesi gerekir!
“Yönetici sınıf; Parasını yasallaştırmak için kanun çıkarır! Çıkaracağı ekonomik ve siyasi krizlerde, yönetici sınıf kriz sevici bir sınıfa dönüşür! Krizi fırsata dönüştürür. Ortaya mafya devleti çıkar, millet bu krizlerde perişanlık çeker. Bu işin teorik yanı budur! 22. Madde ülkeyi mafya devletine götürecek yola taş döşemektir! Yola döşenen bu taş cehenneme götürür.” Bu maddeyi böyle yorumluyor Konya milletvekili Abdulkadir Şener.
Hal böyle iken bu ülkenin diplomasını alıp iş bulamayan mezunları, kullandıkları öğrenci kredilerini ödeyemedikleri için icralar ile karşı karşıya kalmış durumdalar. Bu öğrenciler yurdu vatandaşlık haklarını terk etmeye kadar gelmiş durumdalar. Bu oran %60’lara kadar ulaşmıştır!
Hesap verme yeri milli iradenin demokratik haklarını kullandığı yerdir. Milletin iradesi devletin selameti için en güçlü vasıtadır! Millete devlet, devlete millet her zaman gelecek adına zorunlu birliktelik her zaman gelecekten yana en doğru güçtür!