HEDEFTEKİ ADAM

7 Eylül Aydın’ın düşman işgalinden kurtuluşunun kutlamalarının olduğu gün. Gün yorgunluğu ve sevinci iç içe devam ederken gelen bir mail de Aydın da bulunan Gelecek partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun STK ve Kanaat önderlerine vereceği yemek ve biz Yörük Efe gazetesi de bu yemeğe daveti vardı! Davutoğlu AKP’den ayrıldıktan sonra kurduğu Partinin genel başkanı olarak toplantılarında ilk karşılaşmamız olacaktı!

Toplantıda soracağım soruları şöyle sırasıyla kafamdan dizelerken; bayağı bir elektrikli soru cevap münazarası olacak diye düşünmüştüm! Soru sorma faslı olmadan yemeğe ineceğimiz hiç aklımdan geçmemişti! Koca bir hayal kırıklığı desem benim için yerinde olur sevgili okurlarım!

Ama neyse ki aslında Aleviler için Gelecek partisinde kurucu olarak bulunan AKD’in (Alevi Kültür Dernekleri) eski genel başkanı Doğan Demir’in olacağını düşünerek, şöyle sıkı bir röportaj yaparım diye de keyiflendim! Öylede oldu! Sıcak ve samimi bir karşılama aynı masada sohbet başladı! Aslında o sırada Ahmet Davutoğlu’nu bekliyor olmak bu süreyi kısa tutacağı anlamına geliyordu!

Hemen söze başladığımı ve ardından siyasi hayata adım atışınız çıkış noktası neden Ahmet Davutoğlu diye söze soruyla başladım! Aslında ben o sıralar Doğan Demir’in kendisinin de söylediği gibi dışarıdan HDP’ye daha yakın olduğunu görüyordum! Selahattin Demirtaş ile görüşmelerinin ve basında da görüntü verdiğini biliyor ve siyasi arenaya ne zaman gireceğini düşünürken, birden değişik ve sağdan bir partinin kurucuları arasında görmek beni şaşırtmadı, çünkü Doğan Demir’in beyninin içindekilerini anlamak ve çözmek çokta kolay olan bir şey değildir! Bu verdiği karar kendisini Alevi toplumunun hedefine soktu! Kendisiyle hareket eden kanaat önderlerinin bile hedefinde buldu kendisini! İşi zordu! Oradan bir Alevi kitlesini arkasından Gelecek Partisine taşıyamayacağını bile bile bunu neden yaptı diye soruyordum kendime! Doğan Demir Ahmet Davutoğlu ile genel başkanlığı döneminde de görüşüyordu! AKD Genel Merkezine Davutoğlu’nun  Dışişleri Bakanı iken ziyarete bulunduğunu da biliyoruz. Zaten basına da yansıyan bir durumdu bu! Ailece de görüştüğünü o dönemde de söyleyince sorumun yarısının cevabı verilmiş olmuştu  aslında! Ahmet Davutoğlu kendine has bir ideolojik yapılanmayla parti kurarak girdiğinin bir örneğiydi Doğan Demir! Amacına da ulaşmıştı aslında! Şöyle söylüyordu konuşmasında Davutoğlu; biz her kesimi temsilcileriyle partimizde barındırıyoruz. Tüm farklılıklar bizim geniş demokrasi anlayışımızın içinde bulunacaklar dedik ve bunu başardık dedi!

Doğan Demir bir başka soruya şu cevabı veriyordu; Recep Tayip Erdoğan’la Çalışmak zor iştir, Ahmet Davutoğlu bu zoru yenmeye ve memleket için çok şeyler yapmaya soyunmuş ve başbakanlığa kadar yükselmiştir diyordu demesine ama ardından da; başbakanı da dinleyemeyen bir anlayışın partisinde ve hükumetin başında olmanın bir işe ve memleket adına fayda sağlamayacağı, ileride doğacak vebal ve sorumluluklara dahil olmak istemediğinden, AKP’den ve Başbakanlık görevinden  ayrılıp, Türkiye için hizmet yolunu parti kurarak seçti ve bende bu mücadelenin içinde yer aldım. Benim kararımın bir gün Alevilerden mutlaka karşılık ve haklılık bulacağına inanıyorum diyordu Alevilerin hedefinde ki şimdilerde ki siyasi kişilik Doğan Demir!

STK ve Kanaat önderleri toplantısında genel başkanlığı sürecince birlikte çalıştığı Aydın bölge sorumlusu, Köşk Cem Evi Başkanı Yasin Koçak, Aydın şube başkanı Veli Akkan, Aydın Hacı Bektaş Veli vakfı ve Cem Evi başkanı Dr. Rıza Akdeniz ve birkaç Alevi kanaat Önderini toplantıya dahil etmişti Doğan Demir! Katılımını sağlama konusunda da başarılı olmuştu şahsım adına söylüyorum! Ayrıca katılmalarında da faydalı bir duruş olduğunu düşünüyorum çünkü bu toplantı muhtarlar, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları için tertiplenen bir toplantıydı!

Ahmet Davutoğlu’nu sordum Doğan Demir’in kendisine; verdiği cevapta yola birlikte çıkış olduğunun haklılığını bakışlarında ve sözleriyle ifade ediyordu! Davutoğlu’nun Siyasi kişiliğinin; farklılıklara, renklere homojen bir yapıyla yaklaştığını, demokratik hak ve özgürlüklere çok önem verdiğini, Kadın haklarına çok şeyleri kazandıracak, siyasette ki kirliliği mutlaka temizleyeceğini, AKP iktidarının Türkiye ye yeterince sıkıntı olduğunu ve bu iktidardan arınmanın şart olduğunu vurgularken, Davutoğlu’da salona gelmişti bile. Konuşacak çok şey var dediğimde vallahi bu konuşma çok oldu, senin kaleminden bakalım nasıl yansıyacağız kamuoyuna diyerek toplantı salonuna çıktık!

Türkiye’nin TÜİK kurumu dahil tüm kavram ve kurumlarında  şeffaflığının kaybolduğu bir süreçten geçiyoruz! Hiçbir kavram kendi kurumunun iç demokrasi denetiminden geçmediği, tek adam iktidarının tek ağızdan, geçici kararların, kalıcı kararlara dönüştüğü, alınan kararların tamamına yakınının kendi yandaş ve iktidarının lehine dönüştüğü bugünün Türkiye’sin de millet ittifakında Gelecek partisinin dahası tamamının bulunması ülkenin Bekası için ne denli önemli olduğunun bilinciyle hareket edilmeli diyoruz.

Makyavelizm yapılanmanın;
 Ben dedim ve istedim, oldu bitti sonuçlarının, ekonomiyi kimlerin elinde nasıl kuşa çevrildiğinin, hak hukuk adalet sisteminin tek adam kontrolüne nasıl girdiğinin, bilerek ve istenerek eğitim sisteminin karanlık bir geleceğe ve nesille nasıl teslim edilmek istendiğinin, milletin sağlığının yandaşlara nasıl Rant  kapısı yapıldığının ve dahası top yekûn bir hareketle Demokrasi ve ilkelerinin yok sayılıp, neredeyse fetva verilerek yönetilmenin eşiğine nasıl getirildiğinin içinde olduğumuzun ve gerçek yaşama geçirilmek istendiğinin canlı yaşayanlarıyız!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.