Yazımı okurken eminim ki bu köşe yazarı kime gönderme yapıyor acep diye sorduğunuzu duyar gibi olacağım. Ben insanların yüzüne yüzüne bakar neyse sıkıntım çekinmeden ve en biricik huyum olduğunu bildiğim nettt bir tavır ve sözle karın ağrımı dile getiririm. Efendim keşkeler keşkesi hiç de mütevazi olamayacağım lakin herkesler de benim gibi olsa. Delikanlılık erkeklere özgü falan değildir; cinsiyet meselesi ayırt etmemek en hakikisi olur. Övgüler yağdıracağım zatıma biraz.
Birisi benim hakkımda konuşur konuşur konuşur amma sadece ne enteresandır ki bana konuşmaz. Yahu derdin tasan neyse gel anlat; hasutluktan mıdır, hazımsızlık mıdır, hayır yanlışımızda olsa anlarım bi nevi. Tezgahlar açacağına oyunu büyük oynarsın akıllı deriz minnak döndürdüğün alavereler vallahi billahi çok gülünç oluyor. Bana edeceğin yanlış bir cümle ya da şeref yoksunu bir kelam inan çok canımı sıkar; dikkat etmek lazım. Saygılı tavırlara boynum kıldan ince aksi olursa tabi can sıkar diymi.
Bu düttürü dünyada, düdük misali sadece sesiyle rahatsızlık verenler ondan öteye geçemezler emin olun. Bu türlere yapılması gereken şaklabanlık ya da şebeklik üzerinden ne denli komik kılıklara büründüğünü hissettirmek olacaktır.
Şahsi konularımı dile getirmiyorum. Sadece hayat tecrübelerimi ve insanlar üzerindeki müthiş değerlendirmelerimi yazıma döküyorum. Çünkü insan hayattır; insan derstir, insan; şu devirde özünü yitirmiştir. İnsan size yaşama karşı gardınızı nasıl almanız gerektiğini gösterir. İnsan size bol bol malzeme verir. Sonra da böyle dillere destan dökersiniz kaleminize.
Sözlerimi sonlandırırken, yazdığım az da olsa dokundurduğum hiçbir şeyden rahatsız olmadığımı ve bu alaycı dilimin inanın ki çok yerinde olduğunu belirterek insanları yürekli olmaya fitneliği bırakmaya, köylü kurnazlıklarından caymaya, en mühimi de biraz delikanlı olmaya davet ediyorum.